Operasyonda şüphelilere ait 14 cep telefonu, 1 ruhsatsız tabanca, 1 şarjör ve 67 tabanca fişeği ele geçirildi. Dosya kapsamında daha önce tutuklu bulunan 2 kişiyle birlikte toplam 16 şahıs hakkında işlemlerin sürdüğü öğrenildi.

Hukuk ve iş dünyasından diplomasiye uzanan kariyer

1980 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ahmet Emir Turan, 2004’te İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Kariyerine 2005 yılında avukat olarak başladıktan sonra finans sektöründe de deneyim kazanan Turan, 2007’de Finansbank İstanbul Kurumsal Şubesi’nde Yetkili Yardımcısı olarak görev yaptı.

ETİ’de çeşitli kademelerde sorumluluk üstlenen Turan; İş Geliştirme Yöneticiliği, Başkanlık Ofisi Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinin ardından 2018 yılında Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği pozisyonuna getirildi.

Sanayi ve lojistik alanındaki şirketlerde de aktif görev alan Turan, 2019’dan bu yana Eti Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi, ayrıca Sarp Havacılık Lojistik A.Ş. ile Sarp Yat A.Ş.’nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.

Profesyonel iş yaşamının yanında müziğe olan ilgisini hayata geçirmek isteyen Turan, müzisyenlerin bir araya gelmesini amaçlayan Giggem adlı dijital platformun da kurucusu.

Açıklanan sonuçlara göre Eskişehir’den beş firma, “Satışını En Çok Artıran Firma” kategorisinde listeye girmeyi başardı. Bu firmalar; Cromic Plastik ve Kalıp İmalat San. ve Tic. A.Ş., Katay Makine Mühendislik Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti., Ümites Çelik Konst. Mak. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., Baycan Elektrik Müteahhitlik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Movus Lojistik Yatırım A.Ş. oldu.

“OSB’lerde En Çok İstihdam Sağlayan Firma” kategorisinin birincisi ise Eskişehir’den Baycan Elektrik Müteahhitlik Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu.

“İstihdamını En Çok Artıran Firmalar” listesinde de Eskişehirli üç firma yer aldı. Katay Makine Mühendislik Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti., Cromic Plastik ve Kalıp İmalat San. ve Tic. A.Ş. ve Baycan Elektrik Müteahhitlik Sanayi ve Ticaret A.Ş. bu kategoride başarı gösterdi.

Kadın istihdamının değerlendirildiği kategorilerde de Eskişehir firmaları önemli sonuçlar elde etti. “En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan Firma” Baycan Elektrik Müteahhitlik Sanayi ve Ticaret A.Ş. olurken, “Kadın İstihdamını En Çok Artıran Firma” kategorisinde Cromic Plastik ve Kalıp İmalat San. ve Tic. A.Ş. ilk sırada yer aldı.

İkinci ihanet sürecine karşı sahadayız

Terörsüz Türkiye sürecinin son günlerde yoğunlaştığına dikkat çeken Demir, “Birileri üç kişiyle bir yerlere giderken, biz Türk milletiyle beraber olduğumuzu net şekilde ortaya koyduk. Yeni yöneticilerimizle birlikte sahada, sokakta, salonda bu sürecin karşısında olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Türk toplumunu uyarılarla diriltmeye ant içtik

Türkiye’nin ciddi bir dönemden geçtiğini belirten Demir, Zafer Partisi’nin bu süreçte milli, üniter ve laik yapının korunması için kararlı bir mücadele yürüttüğünü ifade etti:

“Ülkemiz zor süreçlerden geçiyor. Çıkmaz bir alana sevk ediliyor ve bizler, Zafer Partililer, Türk milliyetçileri, Atatürkçüler, bu denklemde doğruyu buldurmak ve bulmak adına Türk toplumunu tekrar tekrar uyarılarla diriltmeye ant içmiş ciddi bir çoğunluğuz ve bu toplum, Türk milleti, bu sürecin sonunda tekrar kendi hassasiyetlerine geri dönecek ve tekrar laik, millî, üniter yapısına kavuşacak. Bu denklemde Zafer Partililer olarak her daim çalışmaya devam edeceğiz”.

Türk milletinin gür sesi olarak bu süreçten çıkacağız

Demir, Zafer Partisi’nin mevcut il seçim mazbatasının Eskişehir teşkilatının yönetimi için geçerli olduğunu hatırlatarak, hedeflerinin bir sonraki seçimde mecliste güçlü bir temsile ulaşmak olduğunu belirtti. Demir, “Elimizde son seçim il seçiminin aldığı, verdiği mazbata mevcut ve bu mazbata sadece şu an Eskişehir'de bizim Zafer Partisi'ni yönetmemize vesile olacak mazbatadır. İnşallah ilk süreçte, ilk fırsatta, gelecek ilk sandıkta, milletvekillerimizle birlikte laik, üniter, millî Türk devletini kendi alacağımız mazbatalarla tekrar canlandıracağız ve meclisten Eskişehir'in, Türk milletinin gür sesi olarak bu süreçten çıkacağız.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın 21 Şubat 2024’te başlattığı ve her Çarşamba günü devam eden “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerinin sürdüğünü ifade eden Karalar,
Vergide Adalet eylemlerinin hükümet tarafından yanıt verilmediği belirten Karalar, maaşlarının enflasyon karşısında giderek erimekte olduğunu ve peşin vergi kesintilerinin yapıldığını vurguladı.

“Ücretlerimiz eriyor, vergi yükü artıyor”

“Aile hekimliği çalışanları vergide adalet istiyor” eylemlerinin 52. haftasında olduğunu belirten Karalar, “Biz sağlık çalışanları, ücretlerimizdeki erime ve yüksek vergi kesintileri nedeniyle giderek yoksullaşırken; toplumun yoksul ve emekçi kesimlerinin de zor ekonomik koşullarda yeterli ve dengeli beslenemediğine ve bu nedenle gelişen hastalıklarına tanık oluyor, bu durumun daha da derinleşeceğinden endişe ediyoruz” diye konuştu.

Asgari ücretliler temel besin ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor

Emekçilerin aldıkları yetersiz ücretlerle temel besin ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıklarını ifade eden Karalar, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi Ekim 2025 verilerinde açlık sınırının 26.925 liraya yükseldiğini ifade etti. Karalar konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin Ekim 2025 verilerine göre; açlık sınırı 26.925 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 93.135 TL’ye yükselmiştir. 2025 yılı net aylık asgari ücret 22.104 TL dir. Veriler, emekçilerin aldıkları yetersiz ücretlerle temel besin ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıklarını göstermektedir”.

Vergi kesintileri adil bir şekilde düzenlenmelidir

Karalar, Aile hekimleri ve sağlık çalışanları şu taleplerini yineledi:

• İnsanca yaşam koşulları herkese kamu olanaklarıyla ve yeterli düzeyde sunulmalı, ücretler artırılmalı, vergi kesintileri adil bir şekilde düzenlenmelidir.
• Sağlık hizmetleri ticari ortamdan arındırılmalı, kamu olanaklarıyla herkese eşit, ücretsiz şekilde sunulmalıdır.
• Sağlık çalışanlarına güvenceli iş, güvenli çalışma ortamı ve emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, performansa dayalı olmayan, insanca yaşamaya yetecek ücret sağlanmalıdır.
• Sağlık çalışanlarından yapılan yüzde 35’lik vergi kesintilerinden vazgeçilmeli, her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla yüzde 15 vergi kesintisi uygulanmalıdır.

Mücadelemizin artarak süreceğinin bilinmesini istiyoruz

Karalar, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yer alan hukuksuz düzenlemelerin sağlık çalışanlarının hak kayıplarına yol açtığını belirtti. Karalar, “Sağlık çalışanlarının haklarında ve toplumun sağlık hakkında kayıplara yol açan, bu nedenle “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdığımız Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki hukuksuz düzenlemelerin iptali için bir yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz mücadelenin artarak süreceğinin bilinmesini istiyoruz” dedi.

Şiddet her alanda artıyor etkili önlem yok

Küçük, kadınların yaşamın her alanında artan bir şiddet dalgasıyla karşı karşıya kaldığı, sağlık çalışanlarının ise özellikle güvensiz ortamlarda çalışmak zorunda bırakıldığı belirtildi. Küçük, son yıllarda erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını da isimleriyle anarak şunları kaydetti:

“Alanya’da Dr. Melek Bağçe, Nizip’te Dr. Feray Balkan, İstanbul’da Hemşire Sibel Kavılı, Mersin’de Hemşire Ayfer Kaya, Denizli’de Hemşire Hülya Tortop, Bursa’da Diş Hekimi Yasemin Uludağ Çetin, Adana’da Hemşire Saniye Arslan ve Ebe Ayşe Merve Sağ. Hepsi boşanma veya ayrılık süreçlerinde erkek şiddetiyle yaşamdan koparıldı. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız”

Sistematik eşitsizlik şiddeti besliyor

Küçük, kadınları yoksullaştıran, güvencesizleştiren ve aile içine hapsetmeyi hedefleyen politikaların şiddeti artırdığını belirtti. Küçük, “Kadınları yoksullaştıran, güvencesizleştiren ve aile içine hapsetmeyi hedefleyen; eşitsizlikleri derinleştirip değersizleştiren politikalar, onları hem evde hem işte hem de kamusal alanda sistematik şiddet riskiyle sürekli karşı karşıya bırakıyor. Giderek yaygınlaşan şiddet dilinin, cezasızlığın, üzeri örtülen şiddet verilerinin, alınan siyasi kararların ve uygulanması hedeflenen yeni politikaların da sürekli yükselen toplumsal şiddeti daha da besleyeceğini görüyoruz. 2025’i “Aile Yılı” ilan ederek, nüfus politikalarını gündeme alarak, medeni haklar, nafaka ve miras haklarını tartışmaya açarak kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalışmaktan hiç vazgeçmeyen, kadını sadece “aile içinde” tanımlayan iktidar politikaları, eşitsizlikleri derinleştirerek kadına yönelik şiddetin hem görünmez hale gelmesine hem de artmasına ve meşrulaşmasına zemin hazırlıyor” ifadelerini kullandı.

Şiddet düzenine karşı hep birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz

Küçük, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü öncesinde tüm kadın örgütlerini, sivil toplum temsilcilerini ve kamuoyunu birlikte mücadeleye davet etti:

“Yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde tüm kadın örgütleriyle herkesi; kadınlara, LGBTİ+ bireylere, sağlık emekçilerine, çocuklara, doğaya, hayvanlara ve tüm topluma yönelen bu şiddet düzenine karşı hep birlikte, daha güçlü bir şekilde ve gür bir sesle yan yana gelmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Emekçilerin seslerini duyurmak için 20 yıldır bu festivali yapılıyor

Ana akım sinema salonlarının tekeline karşı ücretsiz bir şekilde emekçilerin seslerini duyurmak için 20 yıldır bu festivali yaptıklarını aktaran Arpacı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Ana akım sinema salonlarının tekeline, sponsor baskılarına ve piyasa sansürüne karşı ücretsiz, yarışmasız, sponsorsuz bir festivalle 20 yıldır; ezilmiş kesimlerin, emekçilerin, direnenlerin sesini duyurmak için 21-25 Kasım tarihleri arasında Eskişehir’de perdelerimizi yeniden açıyoruz”.

Festivalde 34 adet film Eskişehir seyircisi ile buluşacak

20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivalinde 34 adet film Eskişehir seyircisi ile buluşacak. Film gösterimlerimiz 21 Kasım- 25 Kasım tarihleri arasında olacak. Festivalde çeşitli film söyleşileri ve panel etkinlikleri yapılacak. Festivalin Eskişehir açılış filmi; Ev işçiliğinin görünmez emeğini ve işveren-işçi arasındaki sınıfsal çatışmayı anlatan Erkan Tahhuşoğlu’nun “Döngü” filmi olacak. 21 Kasım Cuma saat 18.30’da açılış kokteyli ile başlayacak festivalde saat 20.00’de “Döngü” filmini birlikte izleyeceğiz. Gösterimin ardından yönetmen Erkan Tahhuşoğlu ve oyuncu Süleyman Karaahmet ile bir söyleşi geçekleşerek festival başlayacak.

Dayanışmayı büyütmek için herkesi festivale davet

Arpacı, “Emek ve sinemanın kesişiminde birlikte düşünmek, birlikte konuşmak ve dayanışmayı büyütmek için herkesi festivalimize davet ediyoruz” dedi.

Tamamı gönüllü emeğiyle hazırlanan İşçi Filmleri Festivali, 20 yıldır sinemaseverlerle buluşmanın gururunu taşıyor.

Festival Düzenleme Kurulu adına konuşan Düzenleyen Kurumlar:

Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, DİSK Eskişehir Bölge Temsilciliği, Tez-Koop-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, Belediye-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, KESK Şubeler Platformu, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Eskişehir Sinema Derneği, Halkevleri.

Destekçileri:

Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi, Öğrenci Kolektifleri.

Eskişehir sanayisi ikiz dönüşümde lider olacak

Başkan Kesikbaş, proje ortağı olan Almanya’dan Darmstadt Sanayi Odası ile kurulan güçlü iş birliğine de dikkat çekerek; "Ortağımız Darmstadt Sanayi Odası, Avrupa'daki yeşil ve dijital dönüşüm uygulamalarında önemli bir deneyime sahip. Bu iş birliği sayesinde, Almanya'daki en güncel bilgi ve pratikleri doğrudan ESO üyesi firmalarımıza aktaracağız. Proje kapsamında sunacağımız yoğun eğitim ve danışmanlık faaliyetleri ile KOBİ’lerimiz, yeni AB düzenlemelerine uyum sağlayarak ihracat potansiyellerini artıracak ve rekabet güçlerini kalıcı olarak pekiştirecektir. Eskişehir, ikiz dönüşümde sadece uyum sağlayan değil, aynı zamanda öncü bir sanayi şehri olma yolunda ilerliyor. Eskişehir Sanayi Odası, son yıllarda adeta bir proje fabrikasına dönüşmüş durumda. Uluslararası alanda, özellikle Avrupa Birliği başta olmak üzere çeşitli fonları en verimli ve başarılı şekilde kullanarak şehrimize önemli kaynaklar aktarıyoruz. 'TWINSME' projesi de bu vizyonumuzun somut bir göstergesi. Oda olarak, üyelerimizin küresel pazarlara entegrasyonu ve rekabetçiliğimizin artırılması için uluslararası proje deneyimimizi kullanmaya kararlıyız." diye anlattı.

Başkan Kesikbaş, hibe programına emeği geçen herkese teşekkür ederek, projenin Eskişehir sanayisinin geleceği için hayırlı olmasını diledi.

Aracın şasi numarası ve plakası farklı çıktı

Öte yandan, aracın şasi numarasından yapılan sorgulamada asıl plakasının farklı olduğu tespit edildi. Bu sebeple, şüpheli şahsa evrakta sahtecilikten de işlem yapıldı. Bahse konu aracın ise trafikten men edilerek otoparka çekildiği öğrenildi.

Aylar süren tartışmaların ardından Devlet Su İşleri (DSİ) bölgedeki incelemelerini tamamlayarak bakım ve onarım çalışmalarına başladı. DSİ ekipleri, ana gölet ve çevresindeki havuzlarda biriken kalınlaşmış alt tabakayı temizlemeye yönelik kapsamlı bir çalışma yürüttü.

Yeni kaynak bulundu

Bu çalışmalar sırasında sevindirici bir gelişme yaşandı. DSİ ekiplerinin havuz içindeki tabakayı temizlediği esnada yeni bir su kaynağı ortaya çıktı. Ana gölet olarak bilinen büyük havuzda, bir işletmenin altında beliren kaynakla birlikte suyun yeniden güçlü şekilde akmaya başladığı görüldü.

"En değerli varlıklarımız olan çocuklarımız; sevginin, umudun ve barış dolu bir geleceğin en güçlü teminatıdır. Her çocuğun sevgiyle büyüme, korunma ve hayal kurma hakkı vardır. Biliyoruz ki; onların seslerinin yankılanmadığı şehirler, renksiz ve tatsızdır. Geleceği sessiz şehirler değil, neşeli çocuklar büyütür.

Bu anlamda 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü yalnızca çocukların haklarını hatırlatmaz. Aynı zamanda büyüklere sorumluluklarını da hatırlatır. Büyük Önderimiz Atatürk’ün 'Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.' sözünün ışığında çocuk dostu belediye olarak onların hakkı ve mutluluğu her zaman önceliğimizdir.

Çocuklarımızla eğitimden spora, kültür sanattan sosyal projelere her alanda birlikteyiz. Çocuk Hakları Birimi, Masal Şatosu, Bilim Deney Merkezi, ETİ Su Altı Dünyası, Sabancı Uzay Evi, Hayvanat Bahçesi ve ESMEK başta olmak üzere tüm birimlerimizle onların gelişimine katkı sunuyoruz. Şehir Tiyatroları Kukla Yapım Atölyesi ve Profesyonel Kukla Tiyatrosu, çocuk dostu parklarımız, çocuk tiyatroları, festivaller, çocuk şenlikleri, sosyal ve kültürel faaliyetlerle çocuklarımızı güçlendiriyoruz. En önemlisi de haklarını öğrenmelerini sağlıyoruz. Çünkü haklarını bilen çocukların daha adil bir yaşamın inşasında en güçlü dayanağımız olduğunu biliyoruz.

Bu düşüncelerle; tüm çocuklarımızın ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutluyorum. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin rehberliğinde mutlu bir dünyanın, çocukların içten bir gülümsemesinde saklı olduğunu bir kez daha vurguluyorum.”

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü (ESKİ) Oğuzhan Özen ile birlikte gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında bilgi aldı.
ESKİ ekipleri, deplase çalışması yapılan 1400’lük kanalizasyon hattının bağlantılarını büyük bir titizlikle tamamladı. Kanal hattındaki akış, kanalizasyon balonu kullanılarak kontrollü şekilde kesildi ve muayene bacası bağlantıları güvenli bir biçimde gerçekleştirildi. İsmet İnönü Caddesi’ndeki yaklaşık 7 metre derinliği bulan kazı alanında yapılan dolgu ve sıkıştırma işlemleri de aşamalı şekilde tamamlanarak çift şerit araç trafiğine açıldı.

Doğruer Sokak üzerindeki kanalizasyon ve yağmursuyu hattı deplase çalışmaları ise 18 Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek.

Doğruer Sokak’taki deplase çalışmalarının tamamlanmasının ardından asfalt üst kaplama onarımı yapılacak ve bölge araç trafiğine tamamen açılacak. ESKİ, sürücüleri trafik işaret ve yönlendirmelerine uymaları ve mümkün olduğunca alternatif güzergâhları tercih etmeleri konusunda uyardı.

"23 sayfa konuştunuz bir kez 'demokrasi' demediniz"

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Türkiye’de demokrasi ve hukuk alanında yaşanan ihlallere dikkat çekerek, konuşmasında ‘demokrasi ve adalet’ kelimelerine yer vermeyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı eleştirdi.

“Dünyada gerçek itibar, müreffeh bir ülke ve peşinde koştuğunuz başarılı bir dış politika için birinci şart, demokrasi ve hukuk devletidir!” diyen Çakırözer, şunları söyledi:

“23 sayfalık konuşmanızda defalarca ‘güven’, ‘güvenlik’ kelimesi geçmekte ama hiç ağzınıza almadığınız bir kelime var ‘demokrasi!’ Demokrasi kelimesi konuşmanızda bir kez bile geçmiyor! Demokrasi geçmiyor ama hukuktan bahsediyorsunuz! Sadece 3 kez! Biri Keşmir, biri Kıbrıs, biri de Irak için. Peki ya Türkiye? Türkiye'de hukuksuzluk, adaletsizlik almış başını gidiyor. Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi’nin temel unsuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş ve Kavala kararlarını tanımıyorsunuz. Kendi Anayasa Mahkememizin Can Atalay, Tayfun Kahraman kararları uygulanmıyor. Tutuksuz yargılama esas olmasına rağmen Cumhurbaşkanı adayımız, parti genel başkanları, belediye başkanlarımız, gazeteciler, hak savunucuları, öğrenciler aylarca, yıllarca zindanlarda çürütülürken, basın özgürlüğünde 158'inci, organize suç yapılanmasında 183'üncü, kadın-erkek eşitliğinde 127'nci sırada, diplerde olurken ülkemiz, siz göğsünüzü gere gere Türkiye'nin itibarını koruyamazsınız!”

"AB üyeliğini savunmak yerine al ver ilişkisindesiniz"

Çakırözer, Bakan Fidan’ın bütçe sunumunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine değinmemesine de dikkat çekerek, “Televizyonlarda söylüyorsunuz, Cumhurbaşkanı sizi atadığında çağırıp ‘AB için elinden geleni yap’ demiş. Peki, sizin elinizden gelen bu mudur? Bugünkü konuşmanızda Türkiye'nin stratejik yönelimi olan ve kazanılmış hakkımız Avrupa Birliği üyelik sürecimizden bahis dahi etmemeniz kaygı vericidir” dedi.

“AB İlerleme Raporu'nun işinize gelen yanlarına ‘olumlu’ deyip demokrasi alanındaki eksiklikler sıralanınca, Cumhuriyet Halk Partisine yönelik yargı tacizleri sıralanınca ‘taraflı’, ‘ön yargılı’, ‘mesnetsiz’ diyerek hiçbir yere varamazsınız” diyen Çakırözer şöyle konuştu:

“Temel önceliğimiz dediğiniz gümrük birliği de vize serbestisi de demokrasi ve hukuk devleti olmadan gerçekleşemez! Sadece konuşma metninizde bir iyi niyet olarak kalır. Alman Başbakanının sözlerine güveniyorsunuz ama o, Avrupa Birliği üyeliğinden bahsetmiyor! Diğerleri gibi günün koşullarına göre taleplerini karşılayacak bir Türkiye'yle ortaklık istiyor. Konuşmanızdan anladığım kadarıyla, siz de hakkımız olan üyeliği savunmak, şartlarını yerine getirmek yerine, bu al ver ilişkilerinden gayet memnunsunuz.”

"İkinci sınıf muamele iktidarınızın beceriksizliği"

Yurt dışına gitmek isteyen Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorununu da gündeme getiren Çakırözer, “Milyonların vize sorununu çözmek için ne niyetiniz ne de çabanız var” dedi. Çakırözer şöyle konuştu:

“Türkiye'nin dünyadaki itibarının göstergesi, Trump'ın ikide bir sırtınızı sıvazlaması değil vatandaşlığımızın yani pasaportumuzun değeridir! İnsanımızın yabancı ülkelerin konsolosluk kapılarındaki onurudur, değeridir. Bu yıl pasaportumuz 8 basamak daha geriledi. AB'ye aday olan tüm ülkeler, hatta savaş halindeki Ukrayna yurttaşları bile AB içinde serbest dolaşabilirken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ikinci sınıf muamele görmesi iktidarınızın beceriksizliğinin sonucudur. Bahsettiğiniz Cascade Sistemi sorunu çözmüyor!”

"2026'da 'vizesiz Avrupa'ydı. 2025'te vize randevusu alınamıyor"

“2016'da ‘vizesiz Avrupa’ diye manşet attırmıştınız! 2026’da vatandaş ağzıyla kuş tutsa vize alamıyor, değil vize, randevu alamıyor! Çözüm belli, Avrupa Birliği'yle imzaladığınız anlaşmaya uymalısınız, uymalıyız. ‘6 kriter kaldı; yaparsanız bu sistem, vize serbestisi gelecek’ diyorlar. Biz muhalefet olarak haydi el ele verelim diyoruz, vatandaşın çilesi bitsin diyoruz ama siz bekliyorsunuz! Hatta kendi ulusal eylem planınızda o 6 kriterin hayata geçme tarihini 2028 diye açıklayabiliyorsunuz! Yani üç yıl daha ne umudunuz ne niyetiniz ne de çabanız var! Yazıktır bu millete çektirdiğiniz vize çilesine. Sadece elin yabancısı değil kendi insanımız bile vatandaşlığımıza değer vermiyor. İşte Almanya'da çifte vatandaşlık kanunu çıktı! 600 bin Türk, vatandaşlığı seçer diye plan yaptınız ama gerçekleşme 50 bini zar zor buldu mu bilmiyorum; rakamlar sizde. Hiç düşündünüz mü neden istemiyorlar vatandaşlığımızı, ay yıldızlı pasaportumuzu? Hiç düşündünüz mü neden kaçıyor gençlerimiz bu vatandan?”

"Övündüğünüz forumu 'hukuku yok' diye boykot ettiler"

Çakırözer, Antalya Diplomasi Forumu'nun Türkiye’nin diplomasi alanındaki prestijini pekiştirdiğini ve görünürlüğüne önemli katkı sağladığını belirten Bakan Fidan’a, İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu nedeniyle Antalya Diplomasi Forumu’nu boykot eden ülkeleri hatırlattı.

“Ülkemizde yaşanan diplomasi yoksunluğu bu yılki yapılan foruma damgasını vurdu” diyen Çakırözer, “Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hukuksuzca zindana atılması ve sonrasında milyonların katılımıyla birlikte birçok yabancı katılımcı bu forumu boykot etti. Yani Türkiye'nin içerideki problemleri içinde dışarıdaki problemleri için de demokrasi olmazsa olmazdır ama sizin sergilediğiniz perspektif tamamen demokrasiden yoksun bir bakıştır. Her alanda demokrasi ve hukuk devletini hâkim kılmadan dünyada itibar gören, ulusal çıkarlarımızı koruyan bir dış politikanın oluşturulması mümkün değildir. Çözüm, çıkarlarımızı, itibarımızı, onurumuzu korumaktan aciz bu iktidarın derhal millet eliyle değiştirilmesinden geçmektedir” dedi.

İllere göre 19 Kasım 2025 günü akaryakıt fiyatları

Aşağıdaki fiyatlar, ülkedeki büyük illerde motorin ve benzin litre fiyatlarına dair güncel durum olarak verilmektedir:

Benzin

• İstanbul (Anadolu): 54,76 TL/L

• İstanbul (Avrupa): 54,91 TL/L

• Ankara: 55,77 TL/L

• İzmir: 56,11 TL/L

Dizel (Motorin)

• İstanbul (Anadolu): 57,51 TL/L

• İstanbul (Avrupa): 57,63 TL/L

• Ankara: 58,66 TL/L

• İzmir: 59,00 TL/L

Eskişehir özelinde durum

16 Kasım 2025 tarihli verilere göre kentte ortalama benzin litre fiyatı 55,87 TL, motorin (dizel) litre fiyatı ise 58,20 TL olarak kaydedilmiş durumda.

Ancak beklenen zamla birlikte, Eskişehir’de de motorin fiyatlarının yaklaşık +2,5 TL artışla yaklaşık 60,70 TL/Litre civarına çıkabileceği hesaplanabilir.

Görüşmelerde, demokrasi ve adalet mücadelesinin güçlendirilmesi, örgütlü yapımızın her kademede daha da büyütülmesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkla buluşma kanallarının çeşitlendirilmesine yönelik kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.

Heyet ayrıca Eskişehir özelinde sürdürülen çalışmalar, kentimizin ihtiyaçları ve yeni dönem yol haritamız üzerine kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunarak dayanışmayı ve ortak çalışma iradesini pekiştirdi.

Bakan Yumaklı, özellikle son olayda Böcek ailesinin hayatını kaybetmesine yol açan zehirlenme vakasının tüm yönleriyle araştırıldığını belirterek, “Olayı tüm yönleriyle açıklığa kavuşturacağız. Bize intikal eden her olayı en ince detaylarına kadar inceliyoruz” dedi.

Sokak lezzetlerine sıkı denetim

Yumaklı, hayvansal gıdaların satış noktalarında ve toplu tüketim alanlarında denetimlerin yoğunlaştırıldığını aktararak, son gelişmelerin ardından “sokak lezzetleri” olarak bilinen seyyar ve açık alan gıda satışlarının da mercek altına alınacağı söyledi.
Yeni düzenlemenin, hem tarımsal ilaç kullanımında kontrolü artırması hem de gıda güvenliğini güçlendirmesi hedefleniyor.

"Gönüllü arkadaşlarımızla çok değerli bir etkinliğe imza attık"

Teknofest Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yücel Tosun ise, "Teknofest Kulübü olarak ülke çapında bilim ve havacılık alanında çalışmalar yürütüyor, aynı zamanda sosyal sorumluluk faaliyetlerini de ihmal etmemeye özen gösteriyoruz. Bu hafta Milli Ağaçlandırma Haftası kapsamında, kulübümüzden gönüllü arkadaşlarımızla çok değerli bir etkinliğe imza attık ve bugün burada 200 fidanı toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Yaşar Bildirici, yaptığı açıklamada, “Antibiyotikler yalnızca bakteriyel enfeksiyonlarda etkilidir. Grip ve nezle gibi viral hastalıklarda kullanıldıklarında hiçbir fayda sağlamaz. Gereksiz her antibiyotik kullanımı, gelecekte tedavisi çok daha zor enfeksiyonlara yol açabilecek direnç gelişimini hızlandırmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Her gereksiz antibiyotik direnci artırıyor”

Kontrolsüz ve bilinçsiz antibiyotik kullanımının yalnızca bireyi değil toplumun tamamını etkilediğini vurgulayan Bildirici, “Bugün gereksiz kullanılan her antibiyotik, yarın basit enfeksiyonların bile tedavi edilemez hâle geldiği bir tablo oluşturabilir. Bu nedenle hem bireysel hem toplumsal sorumluluğumuz büyüktür” şeklinde konuştu.

Gereksiz antibiyotik kullanımının dirençli bakteri türlerinin ortaya çıkmasına yol açtığını ve tedavi süreçlerini daha karmaşık hâle getirdiğini hatırlatan Bildirici, bu durumun hastalık sürelerini uzattığını, tedavi seçeneklerini azalttığını ve sağlık maliyetlerini artırdığını belirtti.

“Reçetesiz ilaç almayın, tedavinizi yarıda bırakmayın”

Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü kapsamında yürütülen çalışmalarla toplumda bilinç düzeyinin artırılmasının amaçlandığını kaydeden Doç. Dr. Bildirici, bu farkındalık faaliyetlerinin toplum sağlığının korunması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.

Vatandaşlara da çağrıda bulunan Bildirici, “Antibiyotikleri yalnızca doktor tavsiyesiyle kullanın, reçetesiz ilaç almayın ve tedavinizi yarım bırakmayın. Her bireyin bilinçli davranması, geleceğimizi tehdit eden antibiyotik direncine karşı en güçlü adımdır.” sözleriyle toplumsal sorumluluğun önemine dikkat çekti.