2 Eylül 2022’de faaliyetine başlayan Eskişehir Haber Ajansımız 1. Yılını dolduruyor.
Geçen sene bugün ve çok öncesinde başlayan telaşlara, heyecana, yetişme yetiştirme kaygılarına bakınca insan bir garip, bir tuhaf oluyor.
Evet, ideal medya ideal şehir sloganıyla başladığımız öyküde koca 1 yılı arkamızda bırakıyoruz.
Şu an için şehrin en çok tıklanan, en çok izlenen, en çok haber ya da içerik üreten mecrası değiliz. Ancak başladığımız yeri düşününce geldiğimiz konuma, noktaya ve oluşturduğumuz farkındalığa binlerce kez şükür diyebilirim.
Ne mutlu ki çoğu mecraya nasip olmayan bir karşılık ve şehirde medya rekabetini oluşturan bir nitelikle merhaba dedik Eskişehir’e…
İyi videolar, grafik tasarımı derli toplu paylaşımlar, farklı içerikler ile nice mecraya örnek olduk.
Bir yandan gündemi takip ettik diğer yandan gündem oluşturup şehre değişik perspektiflerden tartışmalar açtık.
Ne muhalefetin sesi olduk ne iktidar yandaşı!
Elbette eksiklerimiz, yanlışlarımız olmuştur ama sesimiz, gücümüz yettiğince bağımsız bir çizgide ilerlemenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Şu bir gerçek ki 1996’dan bu yana fasılasız devam eden meslek hayatımın belki de tüm ezberlerini bozan bir oluşumun içindeyim. Beni biraz tanıyanlar çok iyi bilir ki meslekte ilk günlerde duyduğum heyecanı hala yaşayabildiğim bir yerdeyim.
Bu noktada tüm kalbimde EHA’nın imtiyaz ortakları, bu ideali hayata geçiren, yürümesi için her fedakarlığı göğüsleyen ve her daim arkamızda mıh gibi duran iki isme Yusuf Melih Turan ve Ahmet Can Akdemir’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
1 senelik bu süreçte bırakın tek bir yazı veya habere sansür getirmeyi, siyasi veya kişisel konumları ile ilgili tek bir satır, tek bir rica, tek bir talepte bulunmadılar.
Bu bizim dostumuz, biz bunla iyi değiliz diye en ufak imaları olmadı.
Siyasi duruşlarına ters düşen haberleri manşetten okumaya tek bir itirazları, müdahaleleri olmadı. Benden henüz kurulmadan önce tek bir istekleri vardı…
“Soner abi burada patron sensin, biz habere, içeriğe, manşete, yazıya karışmayacağız. Seçim, meçim dönemleri umurumuzda değil. Maddi kaygılarla resmî kurumlara güvenip bu yola çıkmadık. Haysiyet cellatlığı, kişisel savaş, birilerinin arka bahçesi olmak gibi isteklerimiz ve siyasi hedeflerimiz yok. Haklının yanında olalım, mağdurun sesi olmaktan çekinmeyelim ve özelikle şehirle ilgili farklı, ilgi çeken içerikler üretelim. Organik olmayan etkileşim, satın alınmış takipçi ve beğeniler de istemiyoruz. Tek derdimiz bu şehre farklı bir medya soluğu kazandırmak” dediler.
Ve gerçekten sözlerini tuttular!
Kafamız rahat çalıştık.
Mutlu çalıştık, keyifli çalıştık…
Arada sırada görsel kalitesi, video ışığı, perde mi yoksa greenbox mu tartışmaları yaptık o kadar!
Tabi mesaiye kalanın hakkını, iyi iş yapanın primini, başarılı projelerin ödülünü de kimseden sakınmadık.
Hiçbir konvansiyonel ya da internet medyasına karşı anti bir tutumumuz olmadığı gibi çoğu mecraya hem etik hem de ortak çalışmalar konusunda kapımızı sonuna kadar açık tuttuk.
Sizin anlayacağınız ideal medya kısmında güzel bir yolculuk, 365 günlük bir süreçte 1365 günlükmüş gibi ciddi bir yer edindik.
Buna denizde damla kadar bile katkısı olan herkese, yolculuğa birlikte çıktığımız ekipte yer alan sevgili Sedat Aydoğan’a, Derya, Burak, Kağan, Ender Atmacan, Yasin, Axel, Kerem, Aybüke, Jülide Kadıoğlu’na,
Yazılarıyla bize değer katan Celal Tan, Emre Yavaş, Yiğit Mumcu, Beste Çokaygil’e
Her geçen gün büyüyen takipçi ailemize, eleştiri, beğeni ve yorumlarıyla yol göstericimiz olan herkese çok teşekkür ediyorum.
Rotamız aynı, ideal medya, ideal şehir ve hedeflerimiz güncellendi.
Biz de değişerek, yeni şeyler öğrenerek ve üreterek bu hedefe koşturmaya devam edeceğiz.
Saygılarımla…