Eskişehir’in tarihi Odunpazarı bölgesinde, 2015 yılında Türk Dünyası Vakfı ve Eskişehir Valiliği tarafından kamuya ait arsa üzerine ‘’Eti Şehir ve Göç Müzesi’’ olarak inşa edilen ancak 9 yıldır hizmete açılmayan yapının AK Parti'nin bir iştiraki olan TÜGVA Vakfı'na tahsis edilmiş olması son günlerde Eskişehir kamuoyunu en çok meşgul eden olaylardan birisi.

AK Parti iştiraki diyorum çünkü TÜGVA, bilmeyenler için söyleyeyim bizzat AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın girişimleri ile AK Parti kadrolarının yönetimde olduğu bir yapı üzerine kurulmuş bir vakıf.

"Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyeleri arasında yer aldığı TÜGVA, İstanbul'da 2013 yılında 500 bin TL mal varlığıyla kuruldu." bilgisine hemen her yerden ulaşmak mümkün. Aynı zamanda vakfın kurucuları arasında eski AKP Gençlik Kolları Başkanı İsmail Karaosmanoğlu da var. Bu isimlerin yanında ise AK Parti'nin üst düzey isimlerini TÜGVA yapılanması içinde görmek mümkün.

İsminin açılımı "Türkiye Gençlik Vakfı" olan TÜGVA'nın resmi internet sitesinde yer alan misyonu; 

"Gençliğin sosyal, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve manevi gelişimlerini gözeterek, kendini devamlı geliştiren, kültürel birikime önem veren, yenilikçi ve nitelikli insan kıymetinin oluşumuna katkı sağlamak."

Bir başka dikkat çeken husus ise TÜGVA'nın 4 başlık altında topladığı "Değerleri". Adalet, Birlik, İyili ve Ahlak ana başlıkları altında vakfın değerlerine göz attığımızda;

-Adalet: "Toplumsal huzuru alt üst eden problemleri çözmek adına, her şeyi ait olduğu doğru konuma eriştirmeyi ve sosyal uyumla dengeyi sağlamayı hedefleyen bir adalet anlayışına sahip olmak."

-Birlik: "Sevgi ve saygı anlayışına bağlı kalarak, gönüllülük ve sorumluluk duygusu içinde bir arada bulunmanın değerini ortaya çıkaran bir birliktelik bilincine sahip olmak."

-İyilik: "Zorbalaşan sistemlere ve kötülüklere karşı durarak, erdemli bir toplumun oluşumu için sosyal dayanışmaya katkı sunan iyiliklerin peşinde olmak."

-Ahlak: "İnsanın varlık düzeniyle ahenk içinde olarak, vicdanının sesiyle yaşayan ve dünyayı erdemli bir yaklaşımla okuyan bir ahlak sahibi olmak."


Şimdi bu değerlere ve misyona baktığımızda kağıt üstünde gayet "sosyalist", halk iradesini ön planda tutan bir öğrenci, gençlik vakfı yapısı görüyoruz. Ancak TÜGVA 20 küsür yıldır iktidarda olan ve daha çok sermayeden yana tavır takınan, ülkede yoksulluğu geniş kitlelere yayan ve Türkiye'de adalet kavramının çok boyutlu şekilde, sıkça tartışılmasına yol açan AK Parti ile beraber yol yürüyor. Hatta beraber yürümekle kalmıyor, AK Parti'nin bir alt kuruluşu gibi faaliyet gösteriyor. Uzun lafın kısası TÜGVA aslında, AK Partili gençleri kendi ideolojileri ile hayata hazırlayan bir gençlik vakfı olarak karışımıza çıkıyor.

Eskişehir halkının büyük bir bölümü de bu yüzden, yani bir siyasi partinin uzantısı olan TÜGVA'nın Eskişehir'e değer katacak bir müze olan ‘’Eti Şehir ve Göç Müzesi’’ binasını almasına karşı çıkıyor. Üstelik burayı TÜGVA'ya Türk DÜnyası Vakfı ve sponsor firma olan ETİ veriyor. Bunu ben söylemiyorum. TÜGVA Eskişehir İl Temsilcisi Ramazan Anıl, İstikbal gazetesinden bir gazeteciye anlatıyor. Ramazan Anıl diyor ki;

"TÜGVA’ya tahsis değil, ortak protokol kapsamında ortak bir proje yürütüyoruz burada. Orası atıl durumda bir bina orası 10 yıldır kapalı bir bina. Biz orayı canlandıralım dedik ve bir proje ortaya koyduk. Bu proje kapsamında da burası açılacak. Biz oraya kafamıza göre TÜGVA tabelasını asmak gibi bir şey söz konusu değil. Bu onların (ETİ’nin) bilgisi dahilinde olan bir şey. Müze olarak planlanan kısım olduğu gibi müze olarak duruyor zaten. Oranın muhteviyatı bozulmadı bozulamaz da zaten. Böyle bir şey söz konusu değil. Sonuçta oraya bir şekilde birileri bir şeyler koymuş. O orada devam edecek hatta onlar ilgili projeler geliştirdik biz. İnsanlar oraya girdiklerinde hem gençlerin gidebileceği bir mekan hem de müze olarak planlanmış olduğunu görecek."

Yahu her şey tamam da bir kısmı, hatta büyük bir kısmı TÜGVA Kıraathanesi olan bir müze binasını kaç kişi ziyaret eder? Böyle bir anlayışla müzecilik mi yapılır? Bir de anlamadığım şehirde başka hiç bina kalmamış gibi tarihi bölgenin en değerli yerlerinden biri, kamuya hizmet edecek bir tesise dönüştürülmek yerine kamuya dolaylı şekilde hizmet edecek ve son derece taraflı bir vakfa neden ortak protokol ile veriliyor?

Burada Eskişehir Valiliği, Türk Dünyası Vakfı ve sponsor firma ETİ'nin ivedilikle TÜGVA'nın iddialarına cevap vermesi ve kamuoyunu aydınlatması gerekiyor. Öyle bu konu unutulur, nasılsa üstünden zaman geçtikçe insanlar alışır düşünceleri kafalarında olanlar bilsinler ki bu konunun akıbetini elbet kamuoyu faydasına takip etmeye devam eden birileri çıkar. Öyle, üstü kapalı tehditler ile yerel basını hedef gösteren TÜGVA Eskişehir mensupları bu konunun böyle çözülmeyeceğini bilmiyorlarsa o da onların ayıbı olsun. 

Tekrar ediyorum, ben Eskişehir'de TÜGVA'nın müze binasına kıraathane açmasının bu denli eleştirilmesinin sebebinin, tamamen taraflı bir vakfa kamusal bir alanı hem de çok elzem bir amaç uğruna kullanılmayacak bir iş için teslim edilmiş olmasına bağlıyorum. Herhangi bir oluşuma, cemaate, siyasi partiye bu denli bağlı bir vakfa, bu sadece TÜGVA da değil, herhangi bir vakfa Eskişehir'in kalbinde, kıymetli bir müze binasının verilmesini ben kabul etmiyorum. Eskişehirlilerin büyük bölümü de benim gibi düşünüyor ki kıraathaneye itirazlar, tepkiler her geçen gün çığ gibi büyümeye devam ediyor.

AK Parti Eskişehir'de yeniden güç kazanmak ve yarışa dahil olmak istiyorsa böyle şehrin damarına basan hareketler yerine daha uzlaşmacı, faydacı işlerle insanların karşısına gelirse AK Parti için gelecek çok daha güzel olabilir. Yoksa Eskişehir bu "garip" girişimleri pek sevmez benden söylemesi...

Herkese iyi günler diliyorum. Sevgiler, saygılar...