Her yıl 29 Eylül’de düzenlenen Dünya Kalp Günü, kalp ve damar hastalıklarına dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Tüm dünyada yılda 17 milyon kişinin yaşamını kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerden kaybettiğini dile getiren Bilge, “Türkiye'deki toplam ölümlerin %86’sından Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar (BOH) sorumludur. Kalp ve damar hastalıkları (KDH), bir numaralı ölüm nedenidir. Bulaşıcı olmayan hastalıklarının yüzde 47'si KDH’dan kaynaklanmaktadır” diye belirtti. Dünya Sağlık Örgütü’nün uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve değiştirilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçünden fazlasının önlenebileceğini belirttiğini aktaran Bilge, Sigara kullanımı, Sağlıksız beslenme. Fiziksel aktivitenin az olması, Alkol kullanımı Hipertansiyon, Obezite, Diyabet LDL yüksekliği/HDL düşüklüğü/Trigliserit yüksekliğinin değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu söyledi. “Yılda en az bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesini yaptırılmalı” Risk faktörlerinin bir arada görülmesinin bireyin riskini katlayarak arttırdığını vurgulayan Bilge, “40 yaş ve üstündeki bireyler aile hekimine başvurarak yılda en az bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesini yaptırabilirler. Risk değerlendirmesinde öncelikle yaş, cinsiyet, sigara kullanımı bilgileri alınmakta, kan basıncı ölçülerek ve total kolesterol değeri bakılarak 10 yıl içinde bazı kalp damar hastalıklarından ölüme ilişkin risk hesaplanmaktadır. Hesaplama sonrasında aile hekimi yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık vermekte, risk durumuna göre gerekli durumlarda sağlıklı hayat merkezlerinden destek alınmasını sağlamakta, daha ileri tetkik ve tedavi planı için ise uzman hekime yönlendirmektedir” diye konuştu. “Hastalık riski olan bireyler erken tespit edilmeli” Aile hekimleri tarafından yapılan tarama ve izlemler ile hastalık riski olan bireyler erken tespit edilmeleri, sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık verilerek takip edilmesinin hedeflendiğini söyleyen Bilge, şekerli içecekleri ve kutu meyve sularını azaltılması, sağlıklı bir alternatif olarak tatlılar yerine taze meyve tüketilmesi, tuz, şeker ve yağ oranı yüksek olan işlenmiş ve önceden paketlenmiş gıdaları sınırlandırılması, haftada 5 kez en az 30 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapılması önerilerinde bulundu.