Ağın Kenarındaki Örümcek

Deniz Barış Çatal yazdı...

Amazon, Afrika, Güneydoğu Asya’da yaşayan cüssesi küçük ama niyeti habis bir örümcek türü vardır: Argyrodes örümcekleri.

Bu sinsi örümcek doğadaki en adi stratejilerden birini tatbik eder. Kendisinden katbekat büyük örümceklerin ördüğü ağlara gizlice yerleşir.

Kenarda, köşede görünmezliğe sığınarak yaşar. Av vaktinde büyük örümcek ağı titretirken, o sessizce yaklaşır; avdan ufak lokmalar çalar, bazen de tüm rızkı kendi hanesine geçirir. Tehlike sezdi mi, köşesine çekilir; yeniden sinsilikle yaklaşacağı anı bekler.

İşte bu canlılar, biyolojide kleptoparazit diye anılır: yani “hırsız parazitler” …

Lakin biliniz ki bu rezil hayat tarzı sadece örümceklere mahsus değildir. İnsan kılığına bürünmüş, caka satan nice siyaset erbabı da bu sınıftandır. Ağ örmez, avlanmaz; sadece sarkıntılık eder. Ağın sahibi olmak işine gelmez; zira gölgesini başkasının iradesinden alır. “Neden kendi mücadelesini vermez?” diye sorarsanız, cevap basittir: Çünkü ne yüreği yeter ne bileği… Zira o, her daim hazır sofraya çökmeye alışmıştır.

Ve şimdi…

Ağda bir sarsıntı baş göstermiş, örümcek yeniden kıpırdamaya başlamıştır. Açık bir meydan okuma değil bu; daha ziyade, zemin kayarsa ben buradayım deme hali. “İptal talebi” gibi teknik bir adımın ardına gizlenmiş bir eski alışkanlık, geçmişe sımsıkı tutunmuş, halkı hafife alan bir yüzsüzlük…

Velhasıl, ağın kenarlarında sinsice bekleyen bu küçük hırsızların varlığını görmezden gelmek artık mümkün değildir. Vaktiyle onları “bizdendir” diyerek kollamış, hatta ağın huzuru uğruna yok saymış olabilirsiniz. Lakin unutmayın: her lokmadan bir parça çalan, bir gün tüm ağı çürütür. Bugün hâlâ örümceğin titreyen bacaklarında bir kıpırtı varsa, bu sizin bir vakit beslediğiniz sessizliğin eseridir. Artık görme vaktidir; artık susmama, artık tavır alma zamanıdır. Zira ağ sizin, oysa hırsız hep başkasının fırsatını kollar.