Albayrak, su konusunun siyaset üstü bir mesele olduğunu belirterek, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni bu konuda planlama yapmamakla suçladı. Suyun altyapısının hazırlanmasından ve konutlara sağlıklı bir şekilde tahsis edilmesinden Büyükşehir’in sorumlu olduğunu belirten Albayrak, “27 yıldan beri bu şehri yönetenler ne yapması lazımdı? Bunun planlamasını kapsamlı bir şekilde yapması gerekiyordu. Şuan gelinen noktada bir Porsuk’un gözüne bakıyoruz. Yağmurlar ve kar yağmadığı zaman ne olacak? Yazın Allah göstermesin bu şehir susuzlukla karşı karşıya kalacak. Bunun planlamasını kim yapacak? Büyükşehir Belediyesi yapacak. Kim talep edecek? Büyükşehir talep edecek. Kim hayata geçirmek için çaba gösterecek? Büyükşehir çaba gösterecek” dedi.
“Eskişehir’de altyapı iflas etmiştir”
Eskişehir’de altyapının iflas ettiğini savunan Albayrak, “Bugün hala rahmetli Selami Vardar ve Aydın Arat döneminde yapılan altyapıyı kullanan bir Eskişehir'le karşı karşıyayız. 4-5 gün önce Tepebaşı bölgesinde yapılan bir sıkıntıdan dolayı ne oldu? 3-4 gün Tepebaşı'na, Tepebaşı bölgesine su verilemedi. Bu noktada da öyle bir plansızlık vardı ki, ilk önce 12 saat dendi, sonra bir daha uzattılar, sonra bir daha uzattılar. İnsanları hazırlıksız bir şekilde bırakmış oldular. Buradaki olayı hazırlayacak, yapacak, planlayacak, ortaya koyacak kişi kurum nedir? Yasaların vermiş olduğu yetki noktasında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi. Talep edecek olan da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi. Bu şehrin üstünü boyamayla, bazı şeyleri çiçeklerle, böceklerle yapmakla bu şehir Avrupa şehri olmuyor. Bakın ne oluyor? Bugün Tepebaşı bölgesinde yaşamış olduğumuz olayda hem ticaret erbapları hem haneler isyan etmiş durumda. İsyan ettiler. Neden böyle oluyor? İnşallah bu sorunlar Eskişehir'in geneline sarkmaz, Eskişehir'in geneline sirayet etmez diyoruz. Eğer ki bu sirayet ederse sıkıntı” ifadelerini kullandı.
Hep birlikte dua edelim ki yağmur ve kar yağsın
Porsuk barajındaki doluluk oranının yüzde 30 seviyesinde olduğunu belirten Albayrak, susuzluk konusunda büyük bir sıkıntı olduğunu ifade etti. Albayrak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni n devlet kurumlarıyla istişare etmediği ve bir talepte bulunmadığı söyledi. Albayrak, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugünkü şartlarda Porsuk Barajı’nın doluluk oranının yaklaşık yüzde 30 seviyelerinde olduğunu biliyoruz. Bu durum, çok daha büyük bir sıkıntının habercisidir. Oysa bunun altyapısının hazırlanması, planlamasının yapılması ve ilgili bakanlıklarla gerekli istişare ve müzakerelerin yürütülmesi gerekiyordu. Ancak gelinen noktada bunların yapılmadığını görüyoruz. Belediye yetkilileri adeta ellerini kollarını bağlamış, ‘Devlet gelsin, bize yardım etsin’ anlayışıyla hareket ediyor. Oysa siz talep etmezseniz, istemezseniz, ortaya somut bir plan koymazsanız devlet neden gelsin, size neden soru sorsun? Talep edecek olan sizsiniz, süreci yürütecek olan da sizsiniz.Elbette temennimiz yağmurun ve karın yağmasıdır. Yağmur dualarına sizlerin de zaman zaman katılmasını isteriz. Hep birlikte dua edelim ki yağmur ve kar yağsın. Aksi halde, yağışlar olmazsa yaz aylarında hep birlikte susuz kalma riskiyle karşı karşıya kalacağız. Bunu özellikle vurgulamak isteriz.”
Hem suyu yüksek bedellerle satacaksınız, hem sistemi sağlıklı şekilde işletemeyeceksiniz
AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, alternatif su kaynaklarına yatırım yapılması gerektiğini vurgulayarak su kaynaklarına yatırım yapılmadığı zaman su krizin çok daha zor olacağını ifade etti. Dönmez, Eskişehir’de şebeke sularının temiz olmadığını belirterek Eskişehirlilerin suya dünyadaki en yüksek fiyatlarla ulaştığını ifade etti. Dönmez, “Vatandaşlarımız, ya hiç akmayan ya da aktığında temiz olmayan suya, dünyadaki en yüksek bedellerden birini ödemek zorunda kalmaktadır. Bu durumu Meclis kürsüsünden de açıkça ifade ettim. Son beş yılda enflasyon yaklaşık dört kat artarken, elektrik fiyatları yalnızca iki kat yükseldi. Su fiyatları üzerine yaptığımız çalışmalarda; Ankara, İstanbul, Eskişehir ve İzmir gibi büyükşehirlerde son derece yüksek artışlar olduğunu gördük. Bu artışlar, enflasyon oranlarının da üzerindedir. Özellikle ilk kademede su fiyatları son beş yılda 8 ila 10 kat arasında artmıştır. İkinci ve üçüncü kademelerde ise tüketim arttıkça fiyatlar daha da yükselmekte; Eskişehir özelinde bu artışlar 26 kata kadar ulaşmaktadır. Hem suyu bu kadar yüksek bedellerle satacaksınız, hem sistemi sağlıklı şekilde işletemeyeceksiniz, hem de yeterli yatırımı yapmayacaksınız. Bu tablo, açık bir yönetim zaafiyetini ortaya koymaktadır. Bu tespitlerimizi bilgilerinize sunmak isterim” dedi.