Her yıl mayıs ayının ikinci pazarı, Türkiye dâhil birçok ülkede Anneler Günü olarak kutlanıyor. Dün de annelerimize olan sevgimizi ve minnettarlığımızı ifade ettiğimiz özel bir gündü. Ancak Anneler Günü'nün tarihine baktığımızda, bu günün sadece çiçek ve hediyelerle sınırlı olmadığını, derin bir mücadele ve anlam taşıdığını görüyoruz.
Anneler Gününün tarihçesine indiğimizde ortaçağa kadar inmemiz gerekiyor. 1600'lere geldiğimizde insanlık tarihinin utanç dolu uygulamaları ile karşılaşıyoruz. Çünkü 1600'lerin İngiltere'sinde 'Anneler Pazarı' kuruluyordu. O zamanlar yoksul İngilizlerin çoğu, varlıklı ailelerin yanında hizmetçilik yapmaktaydı. Çalıştıkları evler çoğunlukla kendi evlerinin çok uzağında kaldığından, hizmetçilerin işverenlerinin yanında yaşamasına izin verilirdi. 'Anneler Pazarı'nda hizmetçilere izin verilir, onların evlerine gidip günü annelerinin yanında geçirmelerine müsaade edilirdi. 1600'lü yılların İngiltere'sinde, hizmetçiler yılda sadece bir gün izin alarak annelerini ziyaret edebiliyordu. Bu "Anneler Pazarı", annelerin ve çocuklarının sınırlı buluşma anlarını simgeliyordu.
Bu tarihsel gerçek, Anneler Günü'nün sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir mücadele ve özlem günü olduğunu gösteriyor. Kölelik, ırkçılık, sınıfsal ayrım ve kapitalizmin yeni yeşermeye başladığı bu utanç dolu tarihlere baktığımızda annelerini sadece senede bir gün görebilen, onlara doya doya sarılamayan ve o güne özel bir anlam yükleyen bir mücadele ile karşılıyoruz.
BARIŞ İÇİN BİR ÇAĞRI: JULİA WARD HOWE'UN ANNELER GÜNÜ
Anneler Günü'nün kökenleri, 1870 yılında Amerikalı yazar ve aktivist Julia Ward Howe'un"Anneler Günü Bildirgesi"ne dayanıyor. Howe, Amerikan İç Savaşı'nın ardından kadınları barış için birleşmeye çağırdı. 1872'de Boston'da düzenlediği "Anneler Barış Günü", annelerin savaşlara karşı duruşunu simgeliyordu. Bu etkinlikler, modern Anneler Günü'nün temellerini attı.
ANNA JARVİS VE MODERN ANNELER GÜNÜ
1907 yılında Anna Jarvis, annesi Ann Reeves Jarvis'in anısını yaşatmak için bir kampanya başlattı. Ann Jarvis, yaşamı boyunca toplum sağlığı ve barış için çalışmış bir kadındı. Anna, annesinin ölümünün ardından onun anısını onurlandırmak amacıyla Anneler Günü'nün resmi bir gün olarak tanınması için çaba gösterdi. 1908'de Batı Virginia'da ilk Anneler Günü kutlaması yapıldı. 1914'te ise Başkan Woodrow Wilson, Anneler Günü'nü ulusal bir bayram olarak ilan etti.
TİCARETİN GÖLGESİNDE KALAN ANLAM
Anna Jarvis, Anneler Günü'nün ticarileşmesine karşı çıktı. Çiçekçilerin, kart üreticilerinin ve şekerleme firmalarının bu günü kazanç kapısı haline getirmesinden rahatsızlık duydu. Jarvis, hayatının son yıllarını bu ticarileşmeye karşı mücadeleyle geçirdi. Ancak çabaları, günün anlamını korumakta yetersiz kaldı.
Anneler Günü'nün tarihçesi, bize bu günün sadece bir kutlama değil, aynı zamanda annelerin ve kadınların toplumdaki rollerini, mücadelelerini ve özverilerini anma günü olduğunu hatırlatıyor. Bu nedenle, annelerimize olan sevgimizi sadece bir gün değil, her gün göstermeli; onların değerini her an hissettirmeliyiz.
Unutmayalım, Anneler Günü'nün gerçek anlamı, annelerimize duyduğumuz derin sevgi, saygı ve minnettarlıkla şekillenir. Bu duyguları sadece bir gün değil, her gün yaşatmak dileğiyle.