Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Odunpazarı’nda, Gökmeydan Mahallesi’nin seçimleriyle son buldu. Mavi ve beyaz olmak üzere 2 listenin yarıştığı seçim maratonunda, mevcut İlçe Başkanı Rahmi Çınar’ın karşısında, Şenol Beycan, Kazım Durur, Egemen Yağcıoğlu ve Selçuk Süremli adaylıklarını açıklamıştı.
Şenol Beycan, kendi mahallesi olan Gökmeydan’da beyaz liste kazanamazsa adaylıktan çekileceğini ifade etmişti. Dün de Gökmeydan’da mavi listenin kazanmasıyla Beycan sözünü tutarak adaylıktan çekildi.
550 üye var, 300’ü ne seçimi olduğunu bilmiyor
Beycan Eskişehir Haber Ajansı’na (EHA) verdiği demeçte, partililerin birbirlerini tanımadıklarına, delege ve ilçe seçimlerine dair fikirleri olmadıklarına dem vurarak şu ifadeleri kullandı:
“Gökmeydan’ı alsaydım aday olacaktım. Kendi delegelerimin oyuyla. Alamadık… Burada da aynı şeyleri yaşadık. Şu anda bunları dillendirmenin kimseye bir faydası yok. Öyle bir bölünme yaşanıyor ki insan üzülüyor. Kendi içimizdeki bir yarışta bu tür şeylerin olmaması lazım. Bir tür şölene dönüşmesi lazım. Sonuçta seçim bitti. Kazananlara hayırlı olsun demekten başka bir şey yok. Ben çok iyi niyetli çıkmıştım ortaya. Şu anda Gökmeydan’da 550 üye var. Bunun en az 300’ü, kendi gözlemimiz, bunun ne seçimi olduğunu bilmiyor. İnsanlar birbirini tanımıyor. Cumhuriyet Halk Partili, Cumhuriyet Halk Partili’yi tanımıyor. Biz bunları kıracağız ki halka ulaşacağız. Şöyle bir faydası oldu; genel anlamda üyenin de bu işlerden ne anladığını öğrenmiş olduk. Ya da ne kadar üye olduğunu öğrenmiş olduk. Neden üye olmuş olduğunu öğrenmiş olduk. Öyle bir faydası oldu bana. Partiye yakın insanlar partide ne olup bittiğini görebiliyor ama partiye uzak üyeler çok olayların farkında değil. En azından kendi içimizdeki.”
Rahmi Bey’in fotoğrafını göstersem yarısı tanımaz
Beycan, Gökmeydan’daki üyelerin yarısının mevcut ilçe başkanını tanımadığını önce sürerek, “Ben Rahmi Bey’in fotoğrafını göstersem, bizdeki 550 üyenin yarısının tanıyacağını sanmıyorum. Öyle bir ortamda yarışa girdik. Hedefimiz belliydi; halka ulaşalım, sokak sokak gezelim. Olmadı. Bu işi yapacak arkadaşlara başarılar diliyorum” dedi.
Ben konuşursam karşı taraf çok yıpranır
28 Eylül’de gerçekleşecek ilçe kurultayına dair de konuşan Beycan, kendi mahallesinde kazanamayan birinin aday olmasının etik olmadığının altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
“Kendim aday olsaydım ya da Gökmeydan’ı kazansaydım o kurultayın içinde olacaktım. Şimdi ancak Eskişehir’de olursam gidip seyredeceğim, yapacak başka bir şey var mı? Kendi mahallesinde seçimi kazanamayan birinin orada imza istemesini, aday olmasını çok etik bulmuyorum. Bana göre değil o işler. Ben o imzayı bulmaz mıyım? Bulurum. Sonuçta 20 tane imza ama etik gelmiyor. Ben öyle bir adam değilim. Orada mavi listeden kazanmış insanlarla imza isteyip, onların ismini afişe etmek… Belki beni ister ama ismini veremeyebilir. Belediyede çocukları çalışanlar var, çocuklarını işe soksun diye o listeleri destekleyenler var. Fazla konuşmak lazım. Ben konuşursam da çok yıpranır karşı taraf.”
Belediyenin imkanlarıyla bizi ezdiler
Sürmeli ise, sürecinin istedikleri gibi gitmediğini ve belediye imkanlarına karşı kaybettiklerini dile getirdi ve şöyle aktardı:
“Süreç istediğimiz gibi olmadı. Gözetmen falan yoktu. Devlet müfettiş de göndermedi. Tamamıyla onların istediği şekilde oldu. Seçimlerde istedikleri şekilde seçmeni etkilediler. Biz bir şey yapamadık. Belediyenin imkanlarını kullanıp bizi ezdiler. Suç duyurusundan bir sonuç alamadık. Ama İstanbul’daki 3 yıl sonra sonuçlandı mesela. Devletin kanunları, adaleti geç işliyor. Kim bilir ne zaman sonuç alırız.”
Sürmeli, Beycan’ın adaylıktan çekilmesi ve kendi adaylığına dair ise “Doğrusunu yaptı. Elinden geleni yaptı, mücadelesini verdi, sözünü de tuttu. Kendi adaylığım konusunda, arkdaşlarımla ve delegelerle istişare edeceğim ve ona göre bir plan çizeceğim” dedi.