GÜNDEM

CHP’li Arslan Kongrede Aday Olacaklara Seslendi: Milletvekili Adaylığı Düşünenler Yönetimlerden Uzak Dursun!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir Haber Ajansı (EHA) Medya Grup Başkanı Soner Yüksel’in hazırlayıp sunduğu “Sarı Koltuk” programının konuğu oldu.

- 1984’ten bugüne hiçbir makam için siyaset yapmadım

1984’te SODEP üyeliğiyle başlayan siyasal ve sosyal demokrat yaşamımda, en sade üyelikten başlayarak parti meclisi üyeliği ile il ve ilçe başkanlığına kadar uzanan çeşitli kademelerde görev aldım. Milletvekilliği ise bunun başka bir evresi… Elbette ilk dönemde milletvekilliğinin nasıl yapılacağı, Ankara’daki ve Eskişehir’deki düzlem önemliydi. Eskişehir’den milletvekili seçiliyorsunuz ama yasa gereği Türkiye milletvekilisiniz. Bu da Türkiye’nin tüm sorunlarıyla ilgilenmeyi ve çözümler geliştirmek üzere bir hareketliliği gerektiriyor. Belki de bu noktada beklentileri tam olarak karşılayamamış gibi bir izlenim oluştu. 2023 genel seçimlerinde iktidarı çok arzulamıştık ve ramak kalmıştı. Çok büyük bir inanmışlık ve güçlü hedefler vardı. Bu hedeflere ulaşılamamış olması büyük bir kırılma yarattı. Bu kırılma parti içinde de sınırlı kalmadı. Geniş toplumsal kesimlere de yayılan bir travmalara da dönüştü. Seçimler sonrası parti kurultay tartışmalarının içerisine girdi. Mayıs ayından Kasım ayına kadar olan süreçte parti kendi içerisinde bir yandan dışarıda oluşmuş olan travmayı ortadan kaldırmaya çalışırken, diğer yandan da yeniden ayağa kalkma mücadelesi içerisindeydi. Bütün bunlar eşgüdümlü olarak devreye girince sıkıntılı bir dönem geçti. 2017 referandumu sonrası, 2018’e evrilen süreçte cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işlevsizleştirilmesi, muhalefette bir milletvekili olmaktan kaynaklı sorunlarla da karşı karşıya kalıyorsunuz. Parti içerisinde o kırılma, travma, kurultayda iki aday etrafında yapılan yarışma, Eskişehir ile de sınırlı kalmayan diğer illerle de eş güdümlü yürütmeye çalıştığımız çalışmalar, kamuoyunda “İbrahim Arslan vekil olduktan sonra sessizliğe büründü” algısını yarattı. Kısmen haklı eleştiriler olabilir, ona yönelik hiçbir itirazım yok. Parti içerisinde sistemin kavranması, içinde bulunduğumuz siyasal fırtınanın dinmesi birazcık zaman aldı.

Milletvekilliği bireysel bir iş, kurumsal bir yanı yok. “Milletvekili” dediğini etrafında onlarca insanın, lojistik desteğin, mali yanının olduğu bir şey değil. Milletvekili gününü kendisi planlamak zorunda, kadrosu sınırlı… Kendi penceremden daha çok parti için mücadeleye, sorunların aşılmasında öne çıkan bir yaklaşım içerisinde oldum. Bu kamuoyundan biraz farklı algılandı.

-Kongrelerde olacak arkadaşlar önce hayallerini ortaya koysunlar

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesi olarak her kongrede sürecin içerisinde oldum. Bu kongre sürecinde de işin içerisinde olmak istiyorum, olacağım da. Partili olmak bunu gerektirir. Bir parti üyesinin vermiş olduğu sorumlulukla da kongrelerde elbette üzerimize düşen ne varsa gerçekleştireceğiz. Sol-sosyal demokrat partiler lider partisi olmaktan daha çok bir kadro hareketidir. Program hareketidir, üye partisidir, örgüt partisidir. Bütünüyle değerlendirmek lazım. Demokratik şekillerle iddiasını ortaya koymak isteyen arkadaşlarımız, demokratik yarışı gerçekleştirmelidir. Ancak burada bazı kriterlerin ortaya konulması lazım. “Gencim, güzelim, beni seçin” asla böyle bir siyasi zeminin olmaması gerekiyor. Siyaset iddia işidir. İl başkanlığına, ilçe başkanlıklarına ve onunla birlikte yönetim kademelerine seçilmek için aday olacak arkadaşlarımız, Eskişehir’de nasıl bir Cumhuriyet Halk Partisi istediklerinin hayallerini ortaya koysunlar. İl başkanı ya da ilçe başkanı olduğunda hayalin nedir? Eskişehir’de, Cumhuriyet Halk Partisi’ni nereye taşımayı arzu ediyorsun, hedefin nedir? Bunun içerisinde üye, mali ve siyasal yapısı, örgütlenme anlayışı, siyasal kadro anlayışı, siyasal söylem anlayışı… Bunların bütünüyle yer aldığı bir hayalin ve idealin ortaya konulması lazım.

-Partiyi kişisel hedeflerine araç edenlerle yolum olmaz

Talat Yalaz, benim arkadaşım, kardeşim. Çok da başarılı bir il başkanlığı gerçekleştiriyor. Bu yönüyle herhangi bir olumsuzluk ya da tutum ve davranış içerisinde değilim. Bu çağrım, mevcut il başkanımız dahil olmak üzere talip olacak her arkadaşadır. Eskişehir ve parti kamuoyu için parti hayalini ortaya koymalıdır. Projeleri nedir? Bu partinin mali yetmezlikleri, fiziksel bina yetmezlikleri, örgütsel yetmezlikleri, söylem ve kadro yetiştirmeyle ilgili yetmezlikler var. Bu partide sadece bir ya da birkaç kişiye dayalı siyaset yapanlarla, yönetimde olmayı kartvizit olarak kullananlarla, partiyi araçsalaştırarak kendi siyasal hedeflerine ya da iş-aş kaygısıyla bir yerlere sıçrama tahtası olarak görenlerle benim yolum olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan ve ortaya ideal koyacak arkadaşlarımızın bireysel kaygılarla değil uğruna siyaset yaptığımız toplumsal kesimler, ülke ve kent adına yol yürümeleri lazım.

-“Belediye başkanları kongrelere karışmasın” diyen arkadaşlarımız aynayla yüzleşsin

Geçmişte bazı arkadaşlarımız “kongrede talibiz, her mahallede delege listesi çıkaracağız, belediye başkanları bu sürecin dışında kalsın” diye açıklama yaptı. Bu arkadaşlarımızın aynayla yüzleşmesi lazım. Belediye başkanlarımız için sadece Eskişehir ölçeğinde değil Türkiye’nin dört bir yanında görev yaptıkları süreçle ilişkili olarak örgütsel anlamda müdahalelere yönelik eleştirel yaklaşımlar var. Örgütün bütününü tarif ettiğimiz zaman en sade üyesinden genel başkanına kadar bütün kurum ve kişileri oluşturan bir yapıdır. Belediye başkanları da örgütün bir parçasıdır. Elbette kongrelerde siyaset üretmek, müdahil olmak, kendini ifade etmek durumdadır. Belediye başkanlığını, milletvekilliğini ya da başka bir özelliğini güç olarak, olumsuz anlamda kullanarak parti örgütünün şekillenmesinde kullandırılmasına karşı çıkmak lazım. Yoksa belediye başkanıdır, örgütün üyesidir. Elbette tutumunu ya da davranışını ortaya koyacaktır. Bunların başına samimiyeti koymak gerekiyor. Açıklama yapan arkadaşlarımız, geçmişte sorumluluk alan arkadaşlarımızdır. İl, ilçe başkanlıkların da yada belediye ve milletvekili adaylıklarında…Kimse kusura bakmasın, biz de tarihe tanıklık eden insanlardan biriyiz. Kimin nerelerde, kimlerle ne konuştuğunu bırakın da söylemeyeyim.

-Milletvekili adaylığı düşünen arkadaşımız yönetimlere talip olmamalı

Türkiye çok ciddi bir yarılmanın, olağanüstü bir yangının içerisinde. İnsanlar sokaklardan feryat yükseltiyor. Milyonlarca insanımız sosyal ve ekonomik çöküntü içerisinde. Umut olarak elini uzatmış, elini tutacak siyasal önderlik arıyor. Bize yakışanı, bu eli tutup Türkiye’nin önüne gelecek projesi koymaktır. Bu anlamda İbrahim Arslan’ın ya da adı-sanı geçen arkadaşlarımızın hiç birinin bireysel hesaplarının, kitaplarının gündem olmaması lazım. Elbette demokratik bir iddiadır, yarıştır. Arkadaşlarımız iddialarını ortaya koymalıdır. Ama delegasyon ve parti üyesi özgür iradesi ile Türkiye’nin ve partimizin içinde bulunduğu durumu dikkate alarak buna yönelik bir hamle yapmak zorundadır. Ben de o hamlede ideolojik ve ilkesel bir yaklaşım içerisinde, olmam gereken yerde olmam gerektiği konusunda hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Kongreler aynı zamanda bir hesaplaşma platformudur. “Neyi yaptık ya da yapamadık”, “neyi başardık ya da başaramadık”, “eksik ya da üstün yanlarımız” bunun üzerine kurgulanarak geleceği şekillendirmek adına yapılmalıdır. Demokratik yarış sonuna kadar kullanılmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Eskişehir’de 23 bin üyesi vardır. 23 bin üyeyi ayağa kalkacak hale getirmiyorsak eksiğimiz var demektir. Örgütsel yetmezliklerimizi çözmemiz gerekiyor. İletişim kopukluklarını gidermemiz gerekiyor. Belediye başkanları ve milletvekillerinin, örgütümüzle bütünleşik bir yapı içerisinde mücadele etmesi gerekiyor. Bu örgütler mutlaka ama mutlaka bir genel seçim görecek. Partiyi, Eskişehir örgütünü o seçime hazırlayacaklar. Milletvekili adaylığı düşünen arkadaşımız bu yönetimlere talip olmamalıdır. Çünkü bu yönetimler çok tarihsel bir sorumluluk ve görevle karşı karşıyadır. Onu üstlenecekler. Günün birinde “ben de milletvekili adayı olmak istiyorum” diyerek, örgütü boşaltacak olan arkadaşlarımız bence göreve talip olmamalıdır. Ya da yönetim kadrosu buna göre şekillendirilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi, Eskişehir’de en az 5 milletvekilliğini hedefleyen o hedefe yürürken örgütsel eksikliklerini gideren bir sürece girmelidir.

-Üç milletvekili olarak bir araya gelip ortak bir basın toplantısı yapamadık

2009 yılında belediye meclis üyesi seçilinceye kadar yerel yönetimleri ne kadar ıskaladığımızı fark ettim. O boşluğu gidermek adına çok çalıştım. Yerel yönetim mevzuatına bütünüyle hakimim. Kazım Başkan (Kazım Kurt), Erdal Başkan (Erdal Caferoğlu) ve İbrahim Arslan olarak ya da diğer arkadaşlarımızla birlikte müthiş siyasi yolculuklara evirdik işi… Zaman içerisinde birlikte olma, yan yana durma ya da karşı karşıya olma duygularını da yaşadık. Siyasetin böyle bir özelliği de var. Çünkü sürece bakışlarımızdır bizi ayrıştıran ya da yan yana kılan. Kendimce önermelerim, teorilerim olmuştur. Şuanda yerel yönetimlerle ilgili eksikliklerimizin olduğunu açık yüreklilikle söylemeliyim. Sadece yerel yönetimlerle ilgili değil biz üç milletvekili olarak da bir araya gelip ortak bir basın toplantısı yapamadık. Cumhuriyet Halk Partisi’nde dünden bugüne eski milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, kanat önderi, il ve ilçe başkanlığı kademesinde görev almış hiçbir arkadaşımızı arkamızda bırakmadan, o nitelik kadroların meziyetlerinden partinin seferberlik duygusuyla yararlanması gerekir. Artık bütünsel bir yaklaşım içerisinde olmamız gerekiyor. Bunun içerisinde örgütümüz, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye meclis üyelerimiz mutlaka olmak zorundadır. Hiçbirimizim bireysel olarak bir diğeriyle sorunu yok. Aslında bu bir ihmal, iletişim kanallarının açık tutulmaması ya da orada olası sıkıntılardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Geçmişte, Odunpazarı İlçe Örgütümüzde iki defa üye katılım töreni düzenlendi. Milletvekili olarak haberimiz yok. Bu kopuklukların ortadan kaldırılması lazım… İletişim eksikliklerinin, organizasyon hatalarının ortadan kaldırılması hem kamuoyunda bizden beklentileri karşılamak hem de birlikte daha güçlü ses verebilmek açısından çok kıymetlidir.

-Belediye başkanlığı hedeflerimden bir tanesidir

SHP’de siyaset yaparken, gençliğin de verdiği duygu ile Türkiye’nin en genç belediye başkanı olma arzum vardı. Ben halkla birlikte olmayı, halkın içinde olmayı, onlara dokunmayı, dokunmayı da hissettirmeyi çok istiyorum. Yerel siyaseti de bu yönüyle çok önemsiyorum. İnsanların siyaseten hangi konuma geleceklerini belirleyecek biz değiliz. 50 yıllık siyasi yaşamım da koltuğu önceleyerek siyaset yapmadım. Benim için öncelikli olan ideallerimizdir, ideolojimizdir, ilkelerimizdir ve uğruna siyaset yaptığımız toplumsal kesimlerdir. 2023 yılına kadar olan süreçte ne belediye başkanlığına aday oldum, ne de milletvekilliğine aday oldum. İşin mutfağında olmaya özen gösterdim. 1999 yılında Cumhuriyet Halk Partisi kurucusu olduğu Meclis’in dışında kaldı. Bundan daha kötü ne olabilirdi? O parti binasında hüngür hüngür ağlayan bir avuç insandan biri bendim. Anılar ve belgeler bizde kalsın, ne insanlar geldi ‘çaktırmadan yönetim kurulunda istifalarımı kabul et, ben DSP’den adaylık sözü aldım’ diyen ve sonrasında anadan babadan CHP’li olduğu iddiasıyla şehirde efsane olarak gezen insanlara tanıklık ettik. Onun için benim gelecekle ilgili kaygım olmadı. Benim tek bir kaygım oldu, o da bu ülkede milyonlarca yurttaşımızın yüzü gülsün. 70 yıldır biz iktidar olamamışız, bunun hesabını vermek zorundayız. İki oğlum ile aylarca, yıllarca parti binası açtım. Oğlumun birisi çay ocağının başına geçti. Böyle bir dünya yok. İlla milletvekili olacak, belediye başkanı olacak ya da etiketi olacak… Benim böyle derdim olmadı. Bugün milletvekilliği sorumluluğum var. Çok kıymetli ve onurlu. Bununla yetinip, işi sınırlayamayız. Bizim bunu kadro hareketi ile iktidara evirecek sürece taşımamız lazım. Belediye başkanlığı için koşullar oluşursa, kent dinamikleri buna uygun oluşursa mutlaka hedeflerimden bir tanesidir. Bunu hiçbir zaman yadsımadım. Ama tek fark sadece onu hedefleyerek ya da milletvekilliğini hedefleyerek asla siyaset yapmadım. Tüzüğümüze dönem sınırı geldi. Benim önermem iki dönemi geçmemesiydi. Dönem sınırını herkes milletvekilliği üzerinden tartışıyor. Dönem sınırının il ve ilçe başkanlığında, belediye ve il genel meclis üyeliğinde yani her kademede olması gerektiğini savunuyorum. Siyaset anlamında bizim önder ve öncü olmamız lazım. Ama tartışırken bunu bütünüyle tartışmalıyız. Odalar ve Borsalar Birliği kaç yıldır o koltukta oturuyor? Esnaf Odaları, Ziraat Odaları Başkanları, sendika başkanları oralarda kaç dönemdir oturuyor? Koltuk hırsının ortadan kaldırılması için üzerime düşen ne varsa yapmaya hazırım.

-Eskişehir’in belediye başkanları anaların ak sütü gibi temizdir

Operasyonlar tümüyle siyasi operasyonlardır. Belediye başkanlarımıza yönelik çok ciddi itibarsızlaştırma operasyonları yürütülüyor. Eskişehir’deki belediye başkanlarımız anaların ak sütü gibi temizdir. Geçmiş yıllarda Eskişehir’deki muhalif belediye başkanlarımız sayısız idari ve mali denetimden geçmiş durumda. Operasyon olur mu ya da olmaz mı? Olabilir. Çünkü “olmaz” denilebilecek her şey bu ülkede yaşanmaya başlandı. Normal hukuk devletinde olamaz, olmaması gerekir. Ama hukuk devleti askıya alınmış, anayasa devre dışı bırakılmışsa hiçbirimizin böyle bir güvencesi yok. Örgütsel olarak hazırız. Üzerimize hangi aparatlarla gelirlerse gelsinler verilemeyecek hesabımız yoktur. Alnımız dik, başımız açık şekilde hesaplarımızı veririz. Umarım böyle bir şeye yeltenmezler.

-5-2 senaryosu mümkün, ittifaklar belirleyici olacak

Cumhuriyet Halk Partisi’nin dört milletvekili çıkaracağına yürekten inanıyorum. 5’nci milletvekiline doğru bir yürüyüşü var. Bize düşen de örgütsel yenilenme ile birlikte 5’nci milletvekiline yürümektir. Beş- iki ya da dört-üç olma ihtimali de olabilir. Önümüzdeki dönemde birden fazla ittifak gündeme gelecek. Eskişehir, Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine bağlı insanlarımızın başkentidir. 5-2 olma senaryosu hiç de hayal değildir. Ama ittifaklar bu dağılımı belirleyecek.