CHP’linin CHP’liye Ettiği!

Asıl kötü olan, her oturup kalkışında demokrasiden söz edenlerin içine düştükleri durumdur; demokrasiyi buldukları sananların ve hiçbir arayışı olmayanların hali.

Kısa süre önce Eskişehir’de gerçekleştirilen mahalle delege seçimlerine bakacak olursanız; fiziki saldırı iddialarından, ağıza alınmayacak sözlerin ortalığa saçılmasına kadar pek çok “demokrasi” etkinliğiyle CHP kamuoyunda gündem oldu.

Biraz daha geriye gidelim, meclis üyelerine bakalım.

Sizce CHP’li üyelerin meclis üyesi olabilmelerinin tek kriteri sadece CHP’li olmaları mı, yoksa CHP’lilerin tam desteğini almaları mı?

Niyetim elbette kim daha çok CHP’li, kim daha az CHP’li bunu vurgulamak değil.

Zaten elimde böyle bir tartı da yok. Ancak CHP içinde neredeyse herkesin birbirinin CHP’liliğini tarttığı böylesi bir süreçte, insan ister istemez dikkat kesiliyor.

***

AK Parti’de gerçek bir tek adamlık var.

CHP’deki demokrasi ise biraz göstermelik…

“Biz demokratız” demek için demokrat olunmuş bir hal.

Kavga mı çıkıyor ‘demokratız’, yumruklar mı konuşuyor, o da demokratlıktandır. Gücü olanın sözü mü geçiyor, ‘ demokratız…’ Ağıza alınmayacak sözlerin pervasızca ortalıkta dolaşması… Hepsi ama hepsi demokratlıktan!

CHP’de genellikle kim ‘ben daha çok demokratım’ diye vurguluyorsa, genellikle demokrasi ile arasına daha fazla mesafe koyanların arasından çıkıyor.

Yakında demokrasi, kendisine yapılan eziyetten sonra dile gelip ‘Ben CHP’li değilim’ diye haykırırsa hiç şaşırmam.

Çünkü demokrasi çok acılar sonrasında vücut bulmuş bir kurum. Nice can feda edilmiş, nice idam sehpalarından filizlenmiş, krallıklar, kiliseler padişahlara karşı durarak vücut bulmuş.

Öyle belediye başkanından korkarak, herhangi bir bürokrattan tırsarak varılacak adres değildir esasında.

AK Parti’de parti içi demokrasiyi kimse aramaz. Söz dönüp dolaşır ‘Reis ne derse o olurda’ birleşir. Bundan ne AK Partililerin, ne de AK Parti’ye dışardan bakanların bir rahatsızlığı yok.

Belki de demokrasinin yokluğu, demokrasi arayışı gibi zor bir uğraşın önünü tıkadığı için bir konfor alanı yaratıyor ve kimse bu konfor alanından vazgeçmek istemiyor.

***

Sanırım AK Parti’nin ‘tek adamlığı’ ile CHP’nin ‘demokrasisi’ arasında çok da büyük bir fark yok. Hatta kimi zaman, AK Parti’deki tek seslilik, CHP’deki kaotik çok seslilikten daha anlaşılır görünebiliyor.

Mesela bu sıralar, AK Partili bir milletvekili ile il başkanı arasında yaşanan gerilim ya da iki vekilin birbirine yaptığı salvolar kulağınıza hiç geliyor mu? AK Parti’deki hasımlık biraz daha medeni yaşanıyor.

Kabul edelim; siyasi partiler, içinde hem Habil’i hem Kabil’i barındırır.

Ağır bir benzetme olabilir ama aynı partideki kardeşler birbirini öldürebilir.

Dedim ya, AK Parti bu konuda biraz daha “medeni” bir yol buluyor: ya zehirliyor ya da idam ediyor…

CHP ise alabildiğine ilkel…

Taşla başını eziyor, sopayla sırtını dövüyor, üstünde tepiniyor; bildiğin linç ediyor.

Üstelik öldürmeyi de beceremiyor.

Yaralı kalan bir diğeri kalkıyor ve intikam alacağı günü, gücü bekliyor.

AK Parti öyle mi? Onun gömdüğünün dirildiği hiç görülmedi.

CHP’linin CHP’liye ettiğini başka kimseler edemedi.