Şanlı, Mirabal Kardeşlerin 65 yıl önce diktatörlüğe karşı verdiği mücadeleyi hatırlatarak bugün Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında kadınların aynı kararlılıkla direnmeye devam ettiğini vurguladı.
Katillerden hesabı biz soracağız
Şanlı, kadın cinayetlerinde cezasızlığın ve yetersiz güvenlik önlemlerinin sorumlularını sıraladı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Hilal Özdemir’in kampüs içinde öldürülmesi, Erciyes Üniversitesi öğrencisi Meliha Keskin’in pompalı tüfekle katledilmesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabas’ın şüpheli ölümü örnek gösterilerek üniversite yönetimlerinin, rektörlerin ve ilgili kamu kurumlarının görevlerini yerine getirmediği belirtildi.
Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın
Şanlı, yalnızca kadın cinayetlerinin değil; tacizlerin, kayıpların, güvenlik zafiyetlerinin ve sistematik şiddetin de kadınların yaşam hakkını tehdit ettiğini söyledi. ODTÜ’de yaşanan taciz olayı hatırlatılarak kampüs güvenliklerinin yetersizliği eleştirildi. Şanlı şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkede kadınlar ölürken ‘zinaya ölüm’ fetvaları verenlerden cesaret alanlar kampüslerde dolaşıyor. Gebze’de üçü çocuk altı kadını diri diri yakanlara göz yumanlardan, MESEM’lerde her gün çocukları katleden para babalarına izin verenlerden, NATO’cuları okullarımıza sokmaya çalışanlardan, tacizcileri koruyup olayları örtbas edenlerden ve kayyım rektörleri tepemize dikenlerden dolayı kampüslerimiz bu halde. Bu lanet olası düzende, bu sermaye iktidarında yaşıyoruz.”
Öfkeni örgütle çağrısı
Şanlı, kadınlara birlikte mücadele etme çağrısında bulunarak şu sözleri söyledi:
“Öfkemiz büyük, ancak örgütsüz öfke bizi tüketir. Gelin, öfkemizi büyütelim ve örgütleyelim. Yalnız kalmayın. Kol kola girelim, omuz omuza verelim. Bu şiddet iktidarını onların tepesine hep birlikte yıkalım.”