Gürhan Albayrak’ın Çevreciliği de Bu Kadar!

Çifteler’de yürütülen bir meydan düzenlemesi kapsamında 20 ağaç kesiliyor.

Bunun üzerine AK Parti İl Başkan Gürhan Albayrak, hem Büyükşehir Belediyesi’nin hem de Çifteler Belediyesi’ni eleştirerek ağaç kesimine tepki gösteriyor.

Cesaretini kırmak istemiyorum. Şayet ortada bir yanlış ya da ağaç kıyımı varsa eleştirinin dozunu artırmalı ve hesabını sormalıdır.

Gürhan Albayrak, doğayı korumaya ve ağacı sahiplenmeye Çifteler’den başlıyor.

Şaşırmıyorum. Sonuna kadar yanındayım… Şayet Çifteler’de gerçekten bir ağaç kıyımı yaşanıyorsa elimden geldiğince, dilim döndüğünce her ortamda bunu dile getirmekten çekinmem…

Ancak merak ettim, daha dün Seyitgazi’de yaşanan orman yangını ve hayatını kaybeden orman işçilerimizle ilgili tek bir kelime etmiş mi diye baktım. Yok, sadece ‘yerinde incelemede’ bulunmuş.

Seyitgazi’de yaşananlara tek bir kelime etmeyen Albayrak, Çifteler söz konusu olunca aslan kesiliyor. Seyitgazi’deki “kader”, Çifteler’deki “belediyenin suçu” oluyor.

***

AK Parti’de ciddi bir iktidar körlüğü olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Örneğin, depremde yıkılan binlerce evin ve hayatını kaybeden on binlerce vatandaşın sorumluluğunu üstlenmek gibi bir refleksi yok. Ancak iş, deprem sonrası inşa edilen konutlara gelince, AK Parti kendisini bu yapıların mimarı olarak öne çıkarıyor.

AK Parti, her kavganın döveni, her savaşın kazananı olmayı biliyor.

***

Her yıl farklı kampanyalarla milyonlarca fidan dikiliyor.

Yok olan binlerce dönüm ormanlık alanı başka nasıl perdeleyebilirsiniz ki?

Örneğin, Orman Bakanlığının verilerine göre sadece, 2012-2022 yılları arasında 109 bin 884 hektar ormanlık alan madencilik faaliyetleri için tahsis edildi. Bu dönemde 236 bin 425 hektar ormanlık alan ise yangınlarla kül oldu.

***

Albayrak, açıklamasında doğayı ve ağacı korumanın yalnızca çevrecilerin sorumluluğu olduğunu düşünmüş olmalı ki, “Şimdi neden sessizsiniz” diyerek onlara sistemde bulunmuş.

Oysa Kaz Dağları’nda, zeytinliklerde sesini yükselten köylüleri susturmak için nasıl bir mücadele verildiğine hep birlikte tanıklık ettik.

Orman arazilerinin orman sınırları dışına çıkarılması konusu gündemimize bile girmedi. 5 Ekim 2024’te çıkarılan Orman Kanunu’nun 16.maddesinin uygulamada ormanlık alanlara nasıl zarar verdiğine ise hiç kafa bile yormadık.

Özel şirketlerin orman yağmasını engellemek bir yana, adeta onlara siper olan bir iktidarın temsilcisi olan Albayrak’ın, Çifteler’den yükselen gür sesi ve cesareti, müzmin bir çevreci olarak bana umut veriyor.

AK Parti, çevreciliği Çifteler’deki “zalim belediyelerle” mücadele ederek öğrenmeye çalışıyor gibi görünüyor.

Çok fazla uzatmaya gerek yok.

Biz doğayla barışmak yerine, onunla sürekli kapışan bir toplumuz.

Sadece madenlerde, santrallerde, devasa projelerde değil; park yaparken de, piknikte mangal başındayken bile doğaya karşı savaşıyoruz.

Ama en kötüsü şu: “Bu savaşı biz kazanırsak, yine biz kaybedeceğiz.”

Doğa direniyor, hem de var gücüyle.

Ancak nereye kadar?