Demiryolu, Eskişehir’in yalnızca taşıma altyapısı değil; bir asırdan fazla süren emeğin, alın terinin, mühendis aklının somutlaşmış halidir. TÜLOMSAŞ’ın 1894’te başlayan hikâyesi, bugün TÜRASAŞ adıyla sürüyor. Ancak görünen o ki, bu tarihî miras her geçen gün daha da küçültülüyor.
CHP’li İbrahim Arslan’ın açıklamasıyla öğreniyoruz ki; Şimdi de TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin 10 Eylül’de yapacağı 40 adet dizel-elektrikli anahat lokomotifi ihalesinde tek bir yerlilik şartı bile aranmıyor.
Peki, yerli ve milli sanayi nerede kaldı?
İktidarın Söylemi: “Yerli ve Milli”
Hatırlayalım:
- İktidar yıllardır “milli otomobil”, “milli tren”, “milli savunma sanayi” söylemleriyle meydanlarda boy gösteriyor.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuşmasında “yerli ve milli üretim”den söz ediyor; ithalatı azaltıp yerli katma değeri artırmayı bir ekonomik kurtuluş reçetesi olarak sunuyor.
- 11. ve 12. Kalkınma Planları’nda açıkça “demiryolu araçlarında yerlilik oranını yükseltme” hedefleri yazıyor.
Ama iş pratiğe geldiğinde, aynı iktidar Eskişehir’in bağrında üretilmiş, TSI sertifikalı, %70 yerlilik oranına sahip E5000 lokomotifini devre dışı bırakıyor.
E5000 Varken Neden 250 Milyon Euro İthalat?
TÜRASAŞ mühendisleri, işçileri, teknisyenleri yıllardır bu ülkenin geleceği için üretiyor. E5000, yalnızca bir lokomotif değil; Türkiye’nin “ben yapabilirim” iddiasının somut belgesi.
- TSI sertifikalı: Yani Avrupa standartlarına uygun.
- %70 yerlilik oranı: Cer sisteminden gövdesine kadar pek çok kritik parça Eskişehir’de üretiliyor.
- 95 adetlik sözleşmesi hazır: Seri üretim kapasitesi var.
Buna rağmen, 250 milyon Euro’luk bir ihalenin önünü yabancı şirketlere açmak ne demektir?
Bu, yalnızca kamu kaynaklarını yabancıya aktarmak değil; aynı zamanda Eskişehir’in 130 yıllık birikimini yok saymaktır.
“Adrese Teslim” Şartname
İhale dosyasındaki “1000 adet dizel motor üretmiş olmak” şartı, dünyada sadece birkaç yabancı dev firmayı adresliyor. Bu, bırakın yerli sanayiyi, başka Türk şirketlerini bile saf dışı bırakıyor. Açıkça görülüyor ki şartname, “adrese teslim” hazırlanmış.
İktidar bir yandan “yerli ve milli” diye nutuk atarken, diğer yandan yerli üreticinin yarışa dahi giremeyeceği ihaleler açıyor. Bu, siyasi samimiyetsizliktir.
Eskişehir’in ve Türkiye’nin Emeğine İhanet
E5000’in arkasında mühendislerimizin aklı, işçilerimizin alın teri var. Onlar yıllardır gece gündüz demeden üretim yaptı. Bu emeği yok saymak, sadece Eskişehir’e değil, Türkiye’ye ihanettir.
Bugün 250 milyon Euro’yu yabancıya verirseniz, yarın bir başka ihalede milyarlarca Euro’yu dışarıya akıtırsınız. Ülkenin sanayi politikası bu mudur?
İktidar, meydanlarda “yerli ve milli” deyip salonlarda ithalat lobilerine teslim olamaz. E5000 ortadayken ithalat ihalesi açmak, kendi sözünü kendi eliyle çiğnemektir.
Eskişehir’in 130 yıllık emeğini yok sayan bu ihaleye karşı çıkmak, yalnızca Eskişehirlilerin değil, tüm Türkiye’nin boynunun borcudur. Çünkü mesele, sadece 40 lokomotif değil; Türkiye’nin üretim onurudur.