CHP Parti Meclisi, Kısaca PM diyoruz kendisine…
60 kişiden oluşuyor.
Bu 60 kişilik kontenjanın 8’i için bir kota var.
Bilim, kültür ve yönetim kotası. Kaldı 52 kontenjan!
Şayet kurultayda çarşaf liste ile seçim yapılırsa bu 52 kişilik kontenjan için Genel Başkan tarafından muhtemelen en az 70 kişilik bir anahtar liste oluşturulur.
Ve en iyi şartlar içinde dahi bu anahtar listeye karşı listede olmayan 10 kişi çarşafı delerek PM içinde yer alır. Bunu daha önce gördük.
Yani PM üyesi olmak için anahtar listeye girmek değil o anahtar liste içinden çıkabilmek gibi ayrı bir meziyette lazım.
Özetle PM üyesi olmak öyle kolay, yazarak, çizerek, oturulan yerden plan yapılacak bir iş değil. Hele ki bizim gibi yerel siyasetin içinde olanların düşüncesi, desteklemesi, önermesi ile olup bitecek işlerde değil.
Garip bir şekilde Eskişehir CHP kongresinden bu yana PM gündemiyle yatıp kalkıyor.
Bugüne kadar doğrudan veya çarşaf delerek PM içinde yer alan sadece 2 tanıdık isim var.
CHP içindeki kısa mesaisinde Prof. Dr. Süheyl Batum ve sonrasında defalarca PM’de yer alan Prof. Dr. Gaye Usluer…
İkisi de bilim insanı, ikisi de dönem dönem partinin Ankara ayağında güçlü, genel başkanlık düzeyinde muktedir isimler.
Onların PM süreçlerinde dahi Eskişehir bu işi bu kadar gündemine almadı. Sonuç kısmındaki cılız bir kaç haberden başka bir anlam yüklemedi.
Ancak bugünlerde bu iş fazlaca dillerde…
Dilde olması sorun değil ama bu işin bu kadar kolay, CHP genel merkezinin ise bu seçimi yaparken hiç bir kritere bakmayacak gibi algılandırılması beni şaşırtmıyor değil.
Elbette gönül ister ki iktidar hedefi olan CHP’nin PM listesinde Eskişehirli birileri olsun. Hatta birden fazla Eskişehirli olsun. Gurur duyar, mutlu oluruz.
Fakat…
O öyle kolay bir iş değil.
Bir kere CHP olağanüstü bir süreçten geçiyor.
Sadece Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu değil, pek çok partili tutuklu ya da adli olarak zor günler geçiriyor. Yani parti mağduru çok ve bazı mağdurlara siyasi güç kazandırmak için Berkay Gezgin örneğindeki gibi bazı kontenjanların kullanacağını tahmin etmek zor değil.
İkincisi bu PM muhtemelen CHP için en önemli seçim sürecinin PM’si olacak.
Yani hataya yer yok.
Hatırla, tavsiye ile torpil ile yola çıkılacak olsa olmaz.
Velev ki böyle bir yol izlendi diyelim, kusura bakmayın ama Eskişehir’in herhangi bir isim üzerinde fikir birliğine varması, tek isim üstünde uzlaşı sağlaması ne yazık ki mümkün değil.
Herkesin birbirine aba altından sopa göstermeye çalıştığı, küçük hesaplar yaptığı, partinin örgüt, vekil ve başkanlarının tamamen olmasa bile en azından bir kısmının yok sayıldığı koşullarda bu da mümkün değil.
Küçük söylentilerle, şu bunu istiyor, bu bunu istiyor diyerek algı yapmaya ve böyle sonuç alınabilir kandırmacasına da gerek yok.
Netice olarak Özgür Özel’in yerinde olsam ve Eskişehir’den bir isim istesem, işin içinden çıkmak inanın çok zor.
Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan’a sormam gerekir.
Talat Yalaz, Tevfik Yıldırım, Rahmi Çınar’a sormam lazım.
Ayşe Ünlüce, Kazım Kurt, Ahmet Ataç’a sormam lazım.
Ve emin olun Yılmaz Büyükerşen’e de sormam lazım.
Kaldı ki şehrin CHP’ye yakın oda başkanlarına, sanayicilerine, partinin aktif olmasa dahi Özel’e yakın emektarlarına hiç sorulmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Peki, bu denklemde herkesin aynı ismi söyleyeceğini ummak mümkün mü?
Kaldı ki herkes aynı ismi söylese dahi, ismi geçen kişiye hemen buyur gel denilecek mi?
Parti ile ilişkisi, tahsili, örgüt karşılığı, sabıkası, tecrübesi, uzmanlık alanı, kadın mı, erkek mi? Kotaya uygun mu? Bunlar hesaplanmayacak mı sanıyorsunuz?
Ve tüm bu kriterlerden geçtikten sonra söz konusu isim CHP kurultay delegelerinin tamamında etkili olup, iyi lobi yapıp üstü çizilmeden o listeye dahil olabilecek mi?
Bakın, olmaz demiyorum. Olabilir.
Lakin bu öyle basit, kolay, hatıra bianen işleyen bir süreç değil.
Gaye Usluer zamanında bu işleri elini kolunu sallaya sallaya mı başardı?
Kendisine kadife kutu içinde mi bu başarı sunuldu?
Hem Eskişehir hem Ankara ayağı…
Hem donanım, hem uzlaşı…
Hem kabiliyet, hem kotaya uygunluk isteyen bir süreç var.
Umarım bu liyakate uygun bir isim şehrimizden çıkar.
Şu ana kadar nabız yoklamalar dışında resmi bir adaya rastlamadık.
Ancak beyan etme zarureti olmayan Eskişehir vekillerini es geçmeyelim derim.
Belki onların içinden birisi de PM’de Eskişehir temsilcisi olabilir.
Gölge komisyonlarda yer alan, parti görevlendirmelerinde sıkça bulunan Eskişehir vekillerinden birinin PM’de olması bana göre olasılığı en yüksek ihtimal.
Unutmadan bir not daha ekleyerek bitireyim.
Özgür Özel dostluk, hatır ve siyaseti birbirinden ayırabilen bir lider.
Çok büyük övgüler dizdiği Büyükerşen’e hocam sen çekil, onu zor günlerde riske girerek destekleyen Kazım Kurt’a abi sen Odunpazarı’nda kal, yıllardır yakın olduğu Ahmet Ataç’a abi kusura bakma diyebilmiş bir isim. Çok yakın Eskişehirli bir dostunu istese liste başı yapabilecekken, dostluk ayrı siyaset ayrı iradesini kullanmış ve bu konuda kırmızı çizgileri olan bir karakter.
Yani dinler, tavsiye alır, ölçer, tartar ama bana göre kuru kuruya karar vermez.
Karar verirse de arkasında durur.
O yüzden izleyip görelim derim…
Çok değil 1 aydan az bir süre var.
Eskişehir küçük olabilir ama CHP Eskişehir’den ibaret değil…