GÜNDEM

Porsuk Barajı Kritik Eşikte: Su Seviyesi Düşüyor, Kirlilik Artıyor

Garip Yıldırım, Porsuk Barajı’nda kuraklık ve kirliliğe dikkat çekerek “Barajda bir haftada üç metrelik su kaybı yaşandı. Su savaşlarını önlemek için şimdiden önlem almalıyız” uyarısında bulundu.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (ESKİ) 2004-2013 yılları arasında Genel Müdürlüğü’nü yapan Garip Yıldırım, kentin önemli su kaynaklarından biri olan Porsuk Barajı’nın hikayesini yerinde anlattı. Porsuk Havzası’nda kuraklık tehlikesine dikkat çeken Yıldırım, Eskişehir Haber Ajansı’ndan Buse Kuşcu’nun sorularını yanıtladı.

BUSE KUŞCU: Porsuk Barajının kuruluş süreci ve tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

GARİP YILDIRIM: Porsuk Barajının ilk yapılış amacı, Eskişehir’i taşkınlardan korumaktı. Daha sonraki yıllarda ise tarımsal sulama ile Eskişehir kentinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla baraj gövdesi yükseltilmiştir. Toplam havzanın büyüklüğü, yani su depolama kapasitesi 430 milyon metreküptür. Ancak günümüzde bulunduğumuz alan, eskiden sular altında kalan bir bölgeydi. Bugün ise sular çekilmiş durumda ve insanlar burada tekrar tarımla uğraşmaktadır. Eskiden ektikleri ve biçtikleri arazileri yeniden kullanmaya başlamışlardır.

İklim krizi sadece sıcaklıktan ibaret değil

Gerek dünyada, gerek Türkiye’de, gerekse Eskişehir’de iklim krizi yalnızca sıcaklık artışıyla sınırlı değildir. Bu açıdan bakıldığında, sorunun tüm boyutları tam olarak anlaşılamaz. İklim krizi; deniz canlılarının azalması, buzulların erimesi, toprağın kalitesinin düşmesi, tarımda verimsizlik, biyoçeşitliliğin azalması ve doğal afetlerin artması gibi çok yönlü etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle iklim krizine yönelik çalışmalara acilen başlanmalıdır. Tarımda sulama sistemlerinin yenilenmesi, ağaçlandırma ve orman faaliyetlerinin hızlandırılması, maden sahalarıyla ilgili çalışmalarda su kaynaklarının dikkate alınarak önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır…

Kentimizin geleceği için suyu tasarruflu kullanmalıyız

Kentimiz, bizim için son derece kıymetlidir. Bu nedenle su kaynaklarımızı ciddi şekilde korumak, sahip çıkmak ve ekonomik bir şekilde kullanmak zorundayız. Tarımda sulama yöntemlerine dikkat edilmesi gerektiği aşikardır. Sulama suyunu azaltmak için geleneksel sulama sistemlerinden vazgeçip damla sulama sistemlerine geçmek önemlidir.

Kırsalda su kayıpları yüzde 60’a ulaşıyor

Bir diğer sorun ise şebeke kayıplarıdır. Dünya genelinde şebeke kayıpları Avrupa’da yüzde 20, Amerika’da yüzde 13-14 ve Avustralya’da yüzde10 seviyelerine düşmüştür. Ancak ülkemizde su kayıpları yüzde 40 civarındadır. Hatta bazı küçük kırsal yerleşim ve ilçelerde bu oran yüzde 60’a kadar çıkmaktadır. Bu kayıpların kontrol altına alınması ve azaltılması gerekmektedir. Ülkemizde yıllık bazda 7 milyar metreküp su şebekeye verilmektedir, ancak bunun 3 milyar metreküpü kayıp, kaçak ve ölçülemeyen su olarak kayıtlara geçmektedir. Bu durum, suyun ne kadar değerli olduğunu ve ona sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor.

1980’li yıllarda suyu kuyulardan alıyorduk…

Porsuk Barajı günümüzde hangi amaçlarla kullanılmaktadır?

Porsuk Barajı, Eskişehir kentinin taşkından korunması, içme ve kullanma suyunun temini ve tarımsal sulama amaçları için kullanılmaktadır. 1980'li yıllarda, Eskişehir'in içme suyu kuyulardan sağlanıyordu. Şehirde yaklaşık 65-70 kuyudan su çekilip, arıtma işlemi yapılarak şehre veriliyordu. Ancak, maliyetlerin artması ve yer altı su seviyesinin hızla düşmesi nedeniyle, sonrasında Porsuk Barajı'na yönelim başladı ve şu anda Eskişehir'in su temini bu barajdan sağlanmaktadır.

Baraj suyu bir haftada üç metre çekildi

Yapılan incelemelere göre, kuraklık etkisiyle Porsuk Barajı'ndaki su seviyesi hızla düşmektedir. Örneğin, son bir hafta ya da on gün içerisinde bulunduğumuz noktada su seviyesi üç metre geriye çekilmiştir. Eskişehir'in içme suyu, tarımsal sulama ve Porsuk yatağındaki doğal yaşamın devamı için yaklaşık 170-180 milyon metreküplük suya ihtiyaç vardır. Bugün itibarıyla Porsuk Barajı'ndaki su seviyesi yüzde 42-43 seviyesindedir, yani bir yıl boyunca yeterli olacak kadar su bulunmaktadır.

Ancak, sonbaharla birlikte yağışların etkisiyle su seviyesinin tekrar yükselmesi ve gelecek yıllara olumlu etkiler yapması beklenmektedir. Bu nedenle mevcut suyu korumak çok önemlidir. Su kayıpları, şebeke kayıpları, tarımsal sulama kayıpları ve kaçak kullanımlarına karşı gerekli önlemler alınmalıdır.

Bir yıl için sorun yok, önümüzdeki yıllar için önlem alınmalı

Mevcut su kapasitesi, Eskişehir’in artan nüfus ve ihtiyaçları karşısında yeterli mi?

Şu anda önümüzdeki bir yıl için herhangi bir sorun gözükmemektedir. Yağışlar olursa, su seviyesiyle ilgili bir sorun yaşanmayacaktır. Yağışlar, barajın su seviyesini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Yağış rejimi, iklim krizi nedeniyle doğada her şeyi etkiliyor ve bu durum barajı da etkiliyor. Bu nedenle, iklim krizini ciddi şekilde düşünmemiz ve buna yönelik hızlı bir şekilde genel politikalar geliştirmemiz gerekmektedir.

Kütahya'dan Porsuk Barajına atık su karışıyor

Porsuk Barajı artık ömrünü tamamlamış bir yapı olarak mı değerlendirilmeli?

Sanırım ekonomik ömrünü doldurmuş gibi düşünüyorsunuz. Ancak burada ekonomik ömrünün dolmasından bahsetmiyorum; su açısından değil, ölü hacimde biriken malzeme nedeniyle bir miktar ölü hacminin arttığını düşünüyorum.

Barajın Sürdürülebilirliğini sağlamak adına ne tür önlemler alınmalı?

Alınacak önlemlerin başında, öncelikle kirliliği engellemek gerekmektedir. Kütahya kentinin atık suları, azot sanayi ve KÜMAŞ’ın ürettiği atık suların arıtılarak temiz bir şekilde bu yatağa verilmesi gerekir. Çünkü 2872 sayılı Çevre Kanunu'na göre, kirleten bedelini öder; bu ilkenin orada da uygulanması gerekmektedir. Herkes suyu kirletmemeli, bedelini ödemeli.

Su kavgasını önlemek için gerekli adımlar atılmalı

Kirletmenin bedeli çok ağırdır, çünkü geri dönüşü yoktur. Tabiatın yarattığı tahribatların onarılması zordur, ama her yıkım onarılabilir, tabiatınki asla. Bu nedenle tabiatın kurallarını ciddiye almak zorundayız. Tabiat bize her türlü imkanı sunuyor ve her şeyi sağlıyor. Genel olarak baktığımızda, Orta Anadolu, Doğu ve Güney Anadolu'da yağışlar ciddi şekilde azalmaktadır ve kentimiz de bu bölgeler arasında yer alıyor. Araştırmalar, bu bölgelerde sıcaklık artışlarının 3-4 derece daha fazla olacağını gösteriyor. Bu durumda su çok kıymetli hale geliyor ve suyu bir şekilde çözmemiz gerekiyor.

Suyla ilgili çok güzel bir söz var: "Susuz toprak insanı kovar, kentler de kabul etmezse kavga orada başlar." O halde, su kavgasını önlemek için gerekli adımları atmamız gerekir.

Sarısungur ve Türkmen Dağı’nı işaret etti

Eskişehir, su kaynakları açısından zengin olmayan bir kent… Alternatif su kaynakları nereden ve nasıl temin edilebilir?

Şu an Eskişehir’in mevcut su kaynakları bellidir, bu nedenle su miktarını artırmak yerine mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmalıyız. Hidrolojik döngüye baktığımızda, doğada giren su miktarı ile çıkan su miktarı birbirine eşittir. Bu da demek oluyor ki, suyun korunması en önemli öncelik olmalıdır.

Porsuk Barajı, Eskişehir'in en değerli su kaynaklarından biridir. Bu kaynağa özellikle dikkat etmeli, korumalı ve sahip çıkmalıyız. Ayrıca, Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından daha önce yapılan Sarısungur’daki gölet de su tedarikine katkı sağlayabilir. Yine, Türkmen Dağından beslenen yeni bir gölet inşaatı tamamlanmış olup, burada yaklaşık 17-18 milyon metreküp su depolanabilir. Sonuç olarak, suyun bulunduğu yerde korunması, boşa akıp gitmesine engel olunması ve depolanması büyük önem taşır.