Sevgili dostlar, bugün size içimdeki mutluluğu ve umudu anlatamam. Çok uzun süredir yaşamadığımız şampiyonluğu belirli bir kesim olarak değil, tüm şehir olarak kutluyoruz. Her yaştan, her görüşten hatta farklı takımları tutanların bile bu sezon heyecanla Eskişehirspor’u desteklediğine şahit oldum. Benim için bunun tek bir sebebi var, Ulaş Entok.
Sevgili Ulaş’ı artık tüm şehrin tanıdığını düşünerek detaylı anlatmak istemiyorum. Fakat anlatmak istediğim ve benim çok önemsediğim birkaç şey var. Öncelikle Entok tüm şehri kenetleyen, hiçbir siyasi görüşün hegemonyası altında yönetim sergilemeyen, herkesi kucaklayan, kendisine verilen sözlerin tutulmamasına rağmen en ufak sitemde bile bulunmayan, belki de kendisine rakip olmak isteyenlerden gelen kötülüklere rağmen şikâyet etmeyen ve kucaklayan bir yönetim sergiledi. Maddi yoklukların içinde emekçinin hakkını günü gününe veren, verdiği sözleri tutan, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmeyen ve her şeyden önce Eskişehirspor’un menfaatlerini öne koyan bir yönetimle tüm şehri sevince boğdu ve kendi ismini şampiyon başkanlar listesine altın harflerle kazıdı. Tüm partilerin il başkanlarını, milletvekillerini, belediye başkanlarını, oda ve stk oluşumlarını (bir oda hariç) Eskişehirspor şemsiyesi altında birleştirdi.
Tüm bu yaşananlara rağmen sevgili Ulaş’a bazı tavsiyelerim olacak. Detaylarını çok bilmesem de artık profesyonel liglere çıktığımıza göre pasife düşen borçlarımız artık aktifleşecek. Eskiden bu işleri tecrübe etmiş biri olarak söylemeliyim ki ilk icra işlemlerini başlatanlar ne yazık ki yakınlarından olacak. Ciddi bir borç yüküyle karşı karşıyayken bir de üstüne duygusal savaşlar vermek zorunda kalacak. Belki de bazı oluşumlar yükseliş trendine giren Eskişehirspor için Ankara’da lobiler yapıp yönetimi ele geçirmeye çalışacaklar. Duyduğum kadarıyla 400 milyon bandında bir borçtan bahsediliyor, bir de 3. Lig kadrosu kurmak için harcanacak bütçeyi de eklediğimizde ciddi bir yük oluşacağa benziyor. Eğer bu işe devam etmek istiyorsa öncelikle maddi yönden sağlam bir yönetim kurmalı, arkasından kamu kuruluşlarıyla olan eşit iletişim sürecine devam etmeli. Ama en önemlisi ETİ gibi Arçelik gibi, Sarar gibi, Lava gibi markalar tarafından mutlaka desteklenmeli. Bu şehri çeyrek asırlar sonra ilk defa birleştiren ve ayrıştırmayan, bunu da gençlerle yapan biri olarak Entok bunu sonuna kadar hak ediyor.
Son cümlem ise Eskişehir’in önde gelenlerine. Bizler bu şehirde yeteri kadar kavgalarla, ayrıştırmalarla zaman kaybettik ve şehrimize zararlar verdik. Fakat gençler bizden farklı, hiçbir görüşe ait olmadan mikro milliyetçilik görüşleriyle bu şehri yüceltmek, hak ettikleri yere getirmek istiyorlar. Entok bunu hem ESGİAD’da hem de Eskişehirspor’da fazlasıyla gösterdi.
Şimdi sıra bu şehrin “abilerinde”. Ya sönmeye yüz tutmuş yangını söndürmek için gençlere yardım edecekler, ya da eskiden yaptıkları gibi yangına benzin dökerek şehri ayrıştırmaya, bölmeye ve dolayısıyla küçültmeye devam edecekler.
Sevgili Ulaş, bu şehre kattıkların için ve tekrardan bir olabilme olasılığımızın olduğunu gösterdiğin için teşekkür ederim. Şampiyonluk bu şehre bu sene anasının sütü gibi helaldir.