Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde, geçtiğimiz günlerde çıkan orman yangınında 5 AKUT gönüllüsü, 5 orman işçisi olmak üzere 10 kişi yangını söndürmeye çalışırken alevlerin ortasında kalarak hayatlarını kaybetmişti.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, olayın ardından şehitleri anmak adına Köprübaşı'nda bir araya geldi. Saygı duruşu ile başlayan program, Porsuk Nehri'ne karanfil bırakmayla devam etti.
Sonrasında Ulus Anıtı'na yüründü.
Ulus Anıtı'nda da, her bir şehidin hikayesi anlatılarak, tek tek anıldılar.
Sen Dünyanın En İyi Babasıydın
"Eyüp Dereli, Evli ve 2 çocuk babasıydı. 37 yaşındaydı. 5 yıldır dozer operatörü olarak Orman Genel Müdürlüğünde çalışıyordu. Ailesi daha önce belediye işçisi olan Eyüp Dereli'inin doğayı, ağaçları çok sevdiği için gönüllü olarak iş değiştirdiğini söyledi. Dün Reşadiye Cami'sinde cenaze töreni vardı. İkiz kardeşi vardı, Faik Dereli. Ayakta zor duruyordu ve o anda 'Usta, ne yaptın usta' dedi. 2 çocuğu vardı. Oğlu Batuhan, o cenaze töreninde babasına veda ederken, 'Sen dünyanın en iyi babasıydın. Kardeşimle birlikte uyurduk. Annem bize emanet ona senin için bakacağız' dedi. Eskişehirspor taraftarıydı. Tutkundu. Oğlu Batuhan ve kızı Defne'ye doyamadan aramızdan ayrıldı."
Evlenebilmek İçin Bu İşe Girdi
"Tolunay Kocaman, 28 yaşında tecrübesiz orman işçisiydi. 14 Temmuz'da evlenmişti. Sadece 3 gün önce balayından dönüp ormana gitmişti. Arkadaşları Tolunay'ın ardından şöyle dedi; 'Yıllardır evlenmek için para biriktiriyordu. Uzun süre iş aradı. En sonunda evlenebilmek için bu işe girdi.' Tolunay Kocaman'ın çocukluk arkadaşı itfaiye görevlisi Arif, ardından olanları şöyle anlattı; 'Yaklaşık 1 ay önce göreve başlamıştı. Şehit olduğu gün öğleden sonra yangın bölgesine erzak yardımı götürdüm. Tolunay su takviyesi almak için geldi. Aracından neşeyle indi. Açılın Tolunay geldi dedi. Birbirimize sarıldık, ona su verdim. Yangın sırasında da telefonla görüşme sağladık. Bölgesinde yangının çok kötü olduğunu söyledi. Çok korkusuz biriydi. Her işe ben yaparım diye atılırdı.' Tolunay ihmaller sonucu aramızdan ayrıldı."
İşe Girme Yıldönümlerinde Vefat Ettiler
"Sercan Utmi ve Hilmi Şahin, ikisi de Denizlili orman işçisiydiler. 3 yıl önce, vefat ettikleri gün yani 23 temmuz 2022'de birlikte işe başlamışlardı. İkisi de mevsimlik işçi olarak çalışıyorlardı. Eskişehir'deki orman işçileri Bilecik'teki yangında görev aldığı için, Sercan Utmi ve Hilmi Şahin Denizli Beyağaç'tan Eskişehir'e görevli olarak gönderildiler. Bölgeyi tanımıyorlardı. Alevler yön değiştirdiğinde arkalarında kaçabilecekleri hiçbir güvenli alan kalmamıştı."
Birbirlerine Sarılı Halde Bulundular
"Enes Kızılyel, 25 yaşındaydı. Seyitgazi Orman İşletmeleri Müdürlüğü'nde orman muhafaza memuru olarak çalışıyordu. Ekmek parası için, Karabük'teki baba evinden çıkıp Eskişehir'e gelmişti. Naaşı arkadaşı Tolunay Kocaman ile birbirine sarılı halde bulundu. Karabük'teki cenaze töreninde baba Yahya Kızılyel'in oğluna vedası yüreklerimizi dağladı."
Bak Abim Kuşları, Ağaçları Kurtardı
"Bayram Eren Arslan, 2000 doğumlu. AKUT gönüllüsüydü. Babası, 'sadece bir AKUT gönüllüsü değildi o. Yardım sevdalısıydı. Keçi kayboluyor, insan kayboluyor gidiyordu. Adıyaman'da depreme gitti. 1 ay sonra geldi, elleri tırnakları mosmordu. Oğlum biraz dinlen dedim, 2-3 gün durdu tekrar gitti. Durmuyordu yani, evde durmuyordu' dedi. Kız kardeşi cenazede şöyle dedi; 'Baba, niye ağlıyorsun ki? Bak abim kuşları kurtardı, ağaçları kurtardı.' Amcası, Bayram Eren Arsalan için, 'Depreme gitti, Marmaris'te yangına gitti, insan sever, doğa sever, hayvan severdi' dedi."
Ben Bu Ülkeye Borçluyum
"Muharrem Can, 15 yıldır AKUT gönüllüsüydü. TAİ'de başmühendis olarak çalışıyordu. Almanya'dan çok iyi şartlarda bir iş teklifi almış, 'Ben bu ülkeye borçluyum' diyerek reddetmişti. 42 yaşında ülkesi için en verimli olacağı çağda borcunu canıyla ödedi. Onun ardından şöyle bir ifade bulduk; 'Deprem demedi, sel demedi, yangın demedi hep koştu.' İşyerinden bir çalışma arkadaşıysa şöyle bir mesaj bıraktı; 'Muharrem, bizim çalışkan, saygılı, efendi mühendisimiz. Kuzum benim, mekanın cennet olsun, ışıklar içinde uyu.'"
Soyadı Gibi Bir İnsandı, Onarıcı
"İlker Onarıcı, soyadı gibi bir insandı Onarıcı. 2018'den beri AKUT'da gönüllüydü. Ekipman taşıdı, yönlendirme yaptı, enkaz kaldırdı. Elazığ, İzmir ve 6 Şubat depremlerinde, Batı Karadeniz'deki selde, Akdeniz yangınlarında deprem ve yangın bölgelerinde lojistik koordinasyonlarda rol aldı. 2021'den bu yana Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde amatör telsizci olarak çalışıyordu. Kendisi için söylenen şöyle bir ifade var; 'Hayatını dayanışmaya ve can kurtarmaya adamıştı.' Soyadı gibi bir insandı. İlker Onarıcı..."
"Her Şey Sınıfsaldır, Ölümler Bile"
"Tekin Enes Sarıyıldız ve Alperen Özcan hakkında çok az şey biliyoruz. Tekin, 6 Şubat depremlerinde de görev yapmıştı. Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi'nde İstatistik bölümünde öğrenciydi. 2020 yılından bu yana AKUT'ta görevli olarak çalışıyordu. Alperen Özcan ise yine çok genç bir AKUT gönüllüsüydü. Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Kuşçular Köyü'ndendi. Son iki işçiye dair birkaç satır bile basına yansımış değil. Ama böyle bir durumda sessiz sedasız göçüp gittiler denebilir mi onlar için? Hayır. Bizler doğa ve yaşam mücadelesine devam ettikçe, özgür, sınırsız, sömürüsüz ve bağımsız bir Türkiye için mücadele ettikçe onların da sesi, sedası olacağız. Bu acılar hafızalarımıza kazındı ve hiç çıkmayacak. Her şey sınıfsaldır bu memlekette. Ölümler bile..."