Bilindiği gibi 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. Dünya Çiftçiler Günü özellikle içinde bulunduğumuz çağda çok önemli günlerden biri haline geldi. Bence büyük bir küresel hamleyle dünyanın en önemli gündemi maddesinin gıda krizi ve iklim değişikliği olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla gıda üretimi ve tarımsal üretim büyük önem taşıyor.
Ancak buna rağmen çiftçi ve çiftçilik sektörü ne yazık ki bu krizi özellikle ülkemizde hiçbir zaman anlamadı, anlayamadı. Günlük destek ve politikacıların oy deposu haline gelerek bu krizin daha da derinleşmesine neden oldu. Çiftçi ve çiftçilik günümüzde çok önemli olsa da ne yazık ki ne tarımsal üreticiler, ne de sektörün önde gelenleri günümüze ve geleceğe kendilerini ayarlayıp pozisyon almak yerine sürekli devlet desteği bekledi, teşvik istedi, politikacılara adeta sektörün geleceğini teslim etti. Bu konuda kim ne düşünürse düşünsün ülkemizde çiftçiler ne bilime, ne teknolojiye, ne planlamaya ne de uyarılara kulak astı.
Ancak ne olursa olsun çiftçi ve üreticilerin sürekli gelişimi ve daha verimli olması için Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, her zaman büyük çaba sarf etti. Tepebaşı’nın bereketli topraklarında emek veren çiftçiye destek olmanın yollarını somut adımlarla gösteren bu vizyonu, köşemde değerlendirmek istiyorum.
Çünkü Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden biri haline gelen Tepebaşı’nda, tarımı savunmak ve güçlendirmek bir lüks değil, zorunluluk.
Dikkat çeken 4 proje
Ataç’ın mesajında öne çıkan dört temel proje, Tepebaşı yönetiminin tarıma nasıl yaklaştığını gösteriyor:
• Sakintepe Soğuk Hava Deposu: 2024’te 2.330 ton ürünü koruyup pazara hazırlayan bu tesis, çiftçinin “elindeki mal”ı rağbet görene kadar saklama güvenliği sunuyor.
• Güneş Enerji Santrali: BEBKA hibesiyle kurulan sistem, soğuk hava deposu ve diğer altyapılara kesintisiz, uygun maliyetli enerji sağlıyor; hem çevreci hem tasarruflu.
• Tahmin ve Erken Uyarı Sistemi: Beş mahalledeki meteoroloji ve bitki sağlığı istasyonlarından toplanan verilerle, 2024’te 1.496 çiftçiye sekiz farklı önlem önerisi sunuldu.
• Kadın Üretici Ürün Satış Noktası: Haftanın üç günü, doğrudan tüketiciyle buluşan stantlar… Hem aracıyı ortadan kaldırıyor hem de kadın çiftçilerin gelirin %100’üne sahip çıkmasını sağlıyor.
İmkanlar ve sınırlar
Tepebaşı’ndaki bu projeler, belediyecilikte “tarımı destekleme” anlayışını yeniden tanımlıyor. Doğrudan pazarlama kanalları, soğuk hava deposu ve yenilenebilir enerji birleşimi, sürdürülebilir bir tarım altyapısı oluşturuyor. Teknolojinin erken uyarı sistemine entegrasyonu ise iklim risklerine karşı hazırlıklı olmayı sağlıyor.
Ne var ki, bu adımların etkisi ancak yaygınlaştırıldığında gerçek meyvesini verir. Kırsal mahallerde benzer satış noktaları kurulmalı; organik tarım, yerel tohumculuk gibi katma değerli ürünlere yönelik eğitim ve hibe programları artırılmalı; üniversite, ziraat odası ve kooperatif işbirlikleriyle AR-GE güçlendirilmeli.
Sonuç olarak, Tepebaşı Belediyesi’nin kırsal kalkınma odaklı yaklaşımı, sadece çiftçinin değil, tüm kentin gelecek refahını inşa ediyor. Bu vizyonun yaygınlaştığı bir Türkiye, toprakla bağını koparmayan güçlü bir ekonomi demektir.