GÜNDEM

Ulucan, İktidarı Hedef Aldı: “Asgari Ücret, Yoksulluğu Kalıcılaştırıyor”

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan, 2025 yılını değerlendirerek iktidar politikalarına sert eleştiriler yöneltti. Ulucan, 2025’in “aile yılı” söylemine rağmen yoksulluk, adaletsizlik ve liyakatsizliğin derinleştiğini savundu.

İktidarın 23 yıl önce “3 Y” söylemiyle yola çıktığını hatırlatan Ulucan, gelinen noktada tablonun toplumun tüm kesimleri tarafından açıkça görüldüğünü ifade etti. Ulucan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Hepimiz çok iyi biliyoruz ki mevcut iktidar 23 yıl önce iktidar koltuğuna otururken 3 Y'yle mücadele edeceğiz diyerek bir yola çıktı. Neydi bu 3 Y'yi hatırlayacak olursak? Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk. Ancak iktidara geldikleri günden beri tablo 23 yıldır ortada bizlerin milletimizin gözünün önünde. Yoksulluk artarak devam ediyor. Özellikle son 9 yıldır bitmeyen derin bir ekonomik kriz milletinde artık birini bükmüş durumdadır. Yasaklar ile azalmamış, yasaklar ise azalmamış, aksine her geçen gün daha da artmıştır. Bunu hem yerel basında hem de ulusal basında izlediğimiz kamuoyu haberlerinden de açık, net bir şekilde görüyoruz. Yerel basına yapılan mobbingi, şiddeti her türlü de görüp gözlemleyebiliyoruz. Yoksulluk ise artık istisna değil yolsuzluk ise artık istisna değil sistemin kendisi haline gelmiş adeta tuzun koktuğu nokta olmuştur."

“Aile yılı söylemi gerçeklerle örtüşmüyor”

2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine de değinen Ulucan, bunun toplumun yaşadığı gerçeklerle bağdaşmadığını belirtti. Türkiye’nin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda bir yönetim krizi yaşadığını dile getiren Ulucan, "3 Y'yle iktidara gelen AKP bu yıl ise aile yılı söyleme adı altında adeta dördüncü bir Y'yi yani milleti yozlaştırmaya eklemiş, milleti birbirinden koparan, toplumu kutuplaştıran bir anlayışı hakim kılmaya çalışmaktadır. Bu ne adaletle, ne demokrasiyle, ne de milletin ortak değerleriyle bağdaşmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı tarafından hepimizin de hatırladığı gibi 2025 yılı aileyle ilan edilmiştir. Ancak milletimizin yaşadığı gerçekler bu söylemin içinin tamamen boş olduğunu ortaya çıkartmaktadır. Türkiye bugün yalnızca ağır bir ekonomi krizde değil, aynı zamanda yönetim krizinin, liyakatsizliğin, adaletsizliğin ve kurumsal çürümenin çok yönlü sonuçlarıyla da karşı karşıyadır. Aile adaletle, refahla, güvenle ve liyakatli bir devlet anlayışıyla ayakta kalır. Ne yazık ki 2025 yılı aileyi güçlendiren değil, asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, çiftçin ve gencin nefessiz bırakıldığı bir yıl olarak hafızalarımıza kazınmıştır." dedi.

“Asgari ücret yoksulluğu kalıcılaştırıyor”

2026 yılı için açıklanan asgari ücreti de eleştiren Ulucan, ücretin yaşam koşullarını karşılamaktan uzak olduğunu savundu. Asgari ücretin emekçiyi korumadığını belirten Ulucan, “2026 yılı için açıklanan asgari ücret hayatın gerçekleriyle bağını tamamıyla ortadan kaldırıp kopartmıştır. Bu rakam mutfağın yangınını söndürmeyen, kirayı karşılamayan, faturaları ödemeye yetmeyen bir aileyi değil, yoksulluğu yönetmeye yönelik bir ücret olarak açıklanmıştır. Asgari ücret işçinin alın terinin karşılığı değil, iktidarın yanlış ekonomi politikalarının bedelini emekçiye ödeme aracına dönüştürülmüştür. Üstelik bu ücret gerçek enflasyonla değil, hedeflenen kağıt üzerindeki enflasyona göre belirlenmiş maaşlar cebe daha girmeden erimeye başlamış durumdadır.” ifadelerini kullandı.

“Bu bütçe milletin değil, rantın bütçesi”

TBMM’de kabul edilen bütçeye de değinen Ulucan, bütçenin emekçiyi değil yandaşları koruduğunu öne sürdü. Ulucan, “İYİ Parti olarak açıkça söylüyoruz: Bu asgari ücret emeği koruyan değil, yoksulluğu kalıcılaştıran bir tercihtir. Ve bu tamamıyla bilinçli bir politikanın ürünü olarak karşımızda durmaktadır. Ve yakın tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir bütçe hazırlığı yapıldı ve bütçe açıklamaları geldi. Bu açıklanan bütçe ise üreteni, çalışanı, emekliyi değil, yandaşı ve israf düzeni koruyan tamamıyla bir tükeniş bütçesidir. Bu bütçede faize, garanti ödemelere ve yandaş projelere kaynak vardır. Ama emekliye, asgari ücretliye, çiftçiye, öğrenciye ayrılmış bir kaynak maalesef ortada yoktur. Bu bütçe milletin bütçesi değil, bir avuç ayrıcalıklı kendilerine yakın yandaş tuttukları kesin için hazırlanmış bir rant bütçesidir. " dedi.

Ulucan, 2025 yılında yaşanan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran olayları şöyle sıraladı:

-Sahte diploma skandalları ve e-Devlet sistemine giriş iddiaları,
-Yenidoğan bebekler üzerinden rant sağlandığı öne sürülen çete iddiaları,
-Bolu Kartalkaya’da 70’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği otel yangını,
-Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki usulsüzlük iddiaları,
-Orman yangınları ve Et ve Süt Kurumu’ndaki usulsüz ihaleler,
-MESEM kapsamında çocuk işçiliğinde yaşanan iş kazaları ve ölümler,
-Kadın cinayetleri ve aile içi şiddetin artması,
-Sanal kumar ve bahis çetelerinin yaygınlaşması,
-Maden faciaları ve don olayları sonrası çiftçinin yalnız bırakılması.

“Bu tablo tesadüf değil”

Yaşananların yanlış yönetimin sonucu olduğunu savunan Ulucan, “Bu tabloya baktığımızda 2025 yılı bir aile olmaktan ziyade yozlaşmanın çökmenin adaletsizliğin liyakatsizliğin artık aşikar olduğu tuzun koktuğu bir tablo haline gelmiştir. Ve maalesef bunlar bir tesadüf değildir. Bu tablo yanlış yönetimin liyakatsizliğinin doğal sonucudur. Bugün bakanlıklar liyakatla değil, sadakatle ehliyetle değil, biatla, kamu yararına değil, yandaş çıkarıyla yönetilmektedir. Kamu ihalelerinin adresleri bellidir. Denetim mekanizmaları ise bu durumda çalışmamaktadır. Yolsuzluk dosyaları ya açılmamakta ya da zaman aşımına bırakılmaktadır.” dedi.

Ulucan, liyakat yerine sadakatin esas alındığını belirterek şu soruları yöneltti:

“Kamu kaynakları kimler için harcanmaktadır? Aynı şirketler neden her ihaleyi sürekli almaktadır? Liyakatsizliğin bedelini neden bizim aziz Türk milletimiz ödemektedir?”

“Kul hakkının zaman aşımı yoktur”

Yaşananların kayıt altına alındığını söyleyen Ulucan, vatandaşların yanında olduğunu ifade ederek, “Biz İYİ Parti olarak sahadayız ve milletimizle birlikteyiz. İYİ Parti olarak bizler sadece konuşmuyoruz. Sokakta aziz milletimizin yanındayız. Eskişehir'imizin her ilçesinde, her mahallesinde, emeklimizin sofrasında, işçinin vardiyasında, çiftçinin tarlasında, gencin umudu bu yaşananları tek tek not ediyor. Vatandaşlarımızla birlikte kayıt altına alıyoruz. Biz bu mücadeleyi siyasi bir hesap için değil bu ülkenin geleceği için yapıyoruz. Devleti bir partinin değil yeniden milletin kurumu haline getirmek zorundayız. Kamu malını korumak, kul hakkını savunmak, emeğin karşılığını vermek siyasi bir tercih değil, hepimizin vicdanı bir sorumluluğudur. Buradan açıkça ilan ediyoruz. Yoğunsuzluğun üzeri örtülemez. Liyakatsizliğin mazereti olmaz. Kul hakkının da zaman aşımı yoktur. Ve baktığımızda aynı zamanda ülkemiz bugün yalnızca bir ekonomik kriz de değil. Görünür devlet hakkı zayıflatıldı, liyakati yok sayıldı ve terörü meşrulaştırmak istenildiği çok tehlikeli bir süreçten geçmektedir.” dedi.

“Terörle pazarlığa asla izin vermeyiz”

Terör konusunda net bir duruş sergilediklerini ifade eden Ulucan, terör örgütleriyle pazarlık yapılmasına karşı olduklarını vurguladı. Ulucan, sözlerinde şu ifadeleri kullandı:

"50 bin evladımızın katili olan cani terörist başını barış söylemleriyle siyasi hesaplarla ya da kültürel senaryolarla meşru göstermeye çalışan zihniyeti de buradan açıkça reddediyoruz. Türk kardeşlerimizin temiz duygularını istismar eden Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmeye hedefleyen senaryolara karşı da İYİ Parti olarak duruşumuz açık ve nettir. Biz biliyoruz ki bu ülkede Kürt'ü de, Türk'ü de aynı bayrak altında kardeştir. Terör bu kardeşliğin başından beri 1923’ten beri de düşmanıdır. İYİ Parti olarak terörle pazarlık yapılmasına, şehitlerimizin hatırasını siyasi hesaplara kurban edilmesine asla da katta müsaade etmeyeceğiz. Bu vatan bizimdir, bu devlet bizimdir, başka vatanımız yok diyoruz."

“2026’da mücadeleyi büyüteceğiz

2026 yılına ilişkin mesaj veren Ulucan, İYİ Parti teşkilatlarının sahada olacağını belirterek, "İYİ Parti olarak diyoruz ki bu yandaş düzene 2026 yılında bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz. Çünkü bizim başka vatanımız yok. 2026 yılı da 26 hasebiyle Eskişehir'iyle olarak ilan ediyoruz. Gerekiyorsa en büyük meşale Eskişehir'den yaşayarak aziz milletimizin tekrar aydınlık, refah, adalet ve liyakatlı günlere kavuşmasını diliyoruz. Geçen 2025 yılının yaşananları, yaşadıklarımızı ve bize yaşatılanları notunu aldık.2026 da bunları düzeltmek için İYİ Parti teşkilatları olarak gece gündüz demeden liderimiz Musavat Dervişoğlu'nun öncülüğünde mücadeleye devam edeceğiz diyorum.” dedi.