Yeşil Dönüşüm Moda Değil Zorunluluk

Eskişehir Sanayi Odası (ESO), Avustralya’da düzenlenen Dünya Odalar Yarışması’nda büyük bir başarıya imza attı. “Yeşil Dönüşüm Projesi” kategorisinde dünyanın en iyi üç odası arasına giren ESO, yalnızca Eskişehir’in değil Türkiye’nin sanayi vizyonunu da uluslararası vitrine taşıdı. Bu başarı, küresel ölçekte yeni bir ekonomik rekabet paradigmasının parçası olan yeşil dönüşümde Eskişehir’in öncü rolünü teyit etti.

Uzun yıllar boyunca çevre ve sürdürülebilirlik başlıkları kimi çevrelerde “gündem yaratıcı” ama ertelenebilir bir mesele olarak algılandı. Oysa bugün gelinen noktada tablo çok net: Yeşil dönüşüm artık moda bir kavram değil, hayatta kalma zorunluluğu.

Avrupa Birliği’nin 2026’da devreye alacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Türkiye gibi ihracatının yarısından fazlasını AB ülkelerine yapan bir ülkeyi doğrudan etkiliyor. Karbon emisyonunu azaltmayan, üretim süreçlerini dönüştürmeyen her firma, yarın ürününü Avrupa kapılarında daha pahalıya satmak zorunda kalacak.

ESO’nun Yol Haritası

ESO, bu gerçeği uzun zamandır görerek harekete geçen sayılı odalardan biri. Oda, sanayicilere sunduğu Yeşil Dönüşüm Eylem Planı ile üretim süreçlerini sürdürülebilir hale getirmek için yol haritası çizdi. Enerji verimliliği atölyelerinden atık yönetimi eğitimlerine, döngüsel ekonomi uygulamalarından karbon ayak izini ölçümleme projelerine kadar çok geniş bir yelpazede çalışmalar yürütüldü. Ayrıca ESO’nun Avrupa Birliği projeleri kapsamında sanayicileri yeşil finansmana erişim konusunda bilgilendirmesi, firmaların bu süreçte yalnız bırakılmadığını gösteriyor.

Bu adımlar, Avustralya’da elde edilen ödülün tesadüf olmadığını; aksine uzun soluklu, planlı ve stratejik bir sürecin sonucu olduğunu ortaya koyuyor.

TCMB ve Ulusal Strateji

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da son dönemde iklim krizi ve yeşil dönüşüm konularını ekonomi politikalarının merkezine taşımaya başladı. Banka’nın açıkladığı planlarda “yeşil finansman”, “sürdürülebilir bankacılık” ve “iklim risklerinin para politikası çerçevesine dâhil edilmesi” başlıkları öne çıkıyor. Bu durum, artık çevreyle uyumlu üretim yapmayan firmaların yalnızca pazar kaybı değil, aynı zamanda finansmana erişim sıkıntısı yaşayacağını gösteriyor. Kredilerden uluslararası fonlara kadar birçok mekanizma, yeşil dönüşüm kriterlerini merkeze alıyor.

Ekonomi-Politik Boyut: Sadece Çevre Meselesi Değil

Yeşil dönüşüm, salt çevreci bir yaklaşım olarak okunamaz. Bu, Türkiye gibi enerji bağımlılığı yüksek ülkeler için aynı zamanda bir ekonomi güvenliği meselesidir. Enerji verimliliği sağlayan, yenilenebilir kaynaklara yönelen, atığını hammaddeye dönüştüren her sanayi kuruluşu; cari açığın düşmesine, dışa bağımlılığın azalmasına ve daha rekabetçi bir ekonominin kurulmasına katkı yapar. Dolayısıyla yeşil dönüşüm yalnızca çevreyi korumak için değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ve sanayicinin uluslararası pazarda ayakta kalması için zorunludur.

ESO’nun elde ettiği bu başarı, Eskişehir sanayisinin vizyonunu dünyaya taşırken, aynı zamanda Türkiye’ye de açık bir uyarı niteliğinde. Karbon ayak izi yüksek üretimle geleceğe yürünemez. Eğer sanayi bugün dönüşmezse, yarının küresel pazarlarında yalnızca çevresel değil ekonomik kayıplar yaşanacak. ESO’nun Avustralya’da aldığı ödül, Eskişehir için gurur; Türkiye içinse “gecikmeden harekete geç” çağrısıdır.