GÜNDEM

Yıkıcı Bir Depremde Eskişehir, 7 Metre Su Altında Kalacak

Gelecek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Durmazlar, Eskişehir’in etkilenebileceği fay hatları ve bu hatların sakınım bantlarıyla alakalı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Durmazlar, olası bir depremde Porsuk Barajı’nın yıkılması halinde şehir merkezinde 7,4 metre yüksekliğinde bir su taşkını olacağını belirtti.

Balıkesir’de yaşanan ve Eskişehir’de de hissedilen depremin ardından, şehrin gündemi yeniden deprem ve kentsel dönüşüm olmuştu.

Gelecek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Durmazlar’da konuyla alakalı bir açıklama yaptı.

Durmazlar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Volkan Karabacak’ın yapmış olduğu çalışmayı örnek göstererek, olası bir yıkıcı bir depremde Porsuk Barajı’nın bundan etkileneceğini ve yıkılması halinde şehir merkezinin su altına kalacağının simüle edildiğinin bilgisini verdi.

Porsuk Barajı’nın hemen altından fay geçiyor

Eskişehir’i etkileyen fay hatlarını ve barajın durumu aktaran Durmazlar, konuyla alakalı şu ifadeleri kullandı:
“Deprem diyince sadece binaları ve binaların üzerindeki etkilerini tartışıyoruz. Eskişehir, bu Sındırgı’nın olduğu fay zonunun diğer bir kolu olan Kütahya-Simav Fay Hattı’ndan da etkileniyor. Bunun haricinde Kütahya ve Eskişehir arasını bir de Dodurga Fayı var. Bu pek çalışılmamış bir konu. Bu fay, yeri itibariyle Porsuk Barajı’nın hemen altındadır. 1944 yılında bu baraj yapılırken maalesef bu fay dikkate alınmamış ve üzerine yapılmış. Bu baraj yapıldıktan sonra, 5 Mart 1950 tarihinde bir taşkın meydana gelmiş ve 66 yılında da yükseltilme kararı alınmış. Böyle bir fay varken elimizde, jeolojik olarak saha gözlemlerimizden de edindiğimiz bilgilere göre, yıkıcı olabilecek bir yapıya sahip. Burada bir fay hareketlenmesi söz konusu olduğunda, 1944 yılındaki mühendislik ve mimarlık bilgileriyle yapılan bu baraj yıkılırsa ne olur?”

“Eskişehir 5 saat 22 dakika içinde sular altında kalıyor”

Durmazlar, dikkat çektiği konuyla alakalı yapılan akademik çalışmayı ise şöyle aktardı:

“En son Osmangazi Üniversitesi’nde Prof. Dr. Volkan Karabacak’ın yaptığı bir çalışmada bu simüle edilmiş. Görece dolulukta bir Porsuk Barajı yıkıldığında, yıkımdan sonra yaklaşık 5 saat 22 saniye sonra şehir merkezinde, yaklaşık 7,4 metre yüksekliğinde bir taşkın olacak ve şehir merkezini su altında bırakacağı simüle edilmiş. Eskişehir sadece sıvılaşması olan, Eskişehir Fayı’ndan etkilenen bir yer değil. Çevremizdeki gerek Kütahya-Simav, gerek Dodurga, gerek İnönü Fayları’nın da bu konuda büyük bir riski bulunuyor.”

Bakanlık Eskişehir’le ilgili raporu bekletiyor

Eskişehir Fayı ile ilgili son yapıla çalışmalar hakkında da konuşan Durmazlar, Türkiye Diri Fayları Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi ve Araştırılması Platformu’nun Eskişehir Fayı’nın sakınım bantlarını belirlediğini ve konuyla alakalı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na rapor sunduğunu iddia etti. Durmazlar’ın anlattığına göre bakanlık bu raporu bekletiyor ve henüz olumlu veya olumsuz bir dönüş vermiş değil. Durmazlar konuyu şu ifadelerle aktardı:
“Bir platform var. Türkiye Diri Fayları Paleosismolojik Özelliklerin Belirlenmesi ve Araştırılması Platformu. Bu platformda tüm Türkiye hakkında, özellikle Hatay Depremi’nden sonra bir çalışma başlatıldı. Diri fayların ne kadar sürede bir aktif olduğunu, ne kadar büyüklüklerde depremler ürettiğini ve ne kadar hasar verebileceklerini çalıştı bu platform. Bu çalışma neticesinde ilk Eskişehir’de 3 üniversitenin hazırladığı bir rapor vardı. Bu rapor, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunuldu. Hala orada bekliyor. Hala bir cevap gelmedi. Olumlu veya olumsuz. Eskişehir Fayı’nın 3 farklı segmentte olduğu gözüktü ve bu rapor neticesinde fayın sağında ve solunda 25’er metrelik bir sakınım bandı öngörüldü. Bizim aldığımız duyumlara göre, bu sakınım bandı, raporda sonuç ve önerilerden çıkartılıp bu şekilde onaylanması yönünde. Ama Türkiye’de veya dünyada, herhangi bir yerde fay varsa bu sakınım bandı olur. Bu fayın etkilerinden en çok önlenebilecek durumdur. Bu araştırma platformunun yöneticisi TÜBİTAK. Yani Sanayi Bakanlığı. Bunu destekleyenler; MTA ve AFAD. Bu projeyi destekleyen 2 tane bakanlık ama kabul etmeyen diğer bir bakanlık. Bu bakanlıklar arasında da bir ihtilafa neden oluyor. Devlet bu zafiyeti kabul etmez.”

Kentsel dönüşüm için bu rapor onaylanmalı

Durmazlar, bu raporla ilgili şehirdeki kentsel dönüşüm ve yeni yerleşim bölgelerinin belirlenmesi ilişkin de konuştu ve “Eskişehir’de bundan sonra yapılacak kentsel dönüşüm veya mikro-bölgelendirme veya daha açık tanımıyla Eskişehir’in neresinde nasıl bir zemin var bunun bilinmesi için, bu raporun onaylanması sonrası Eskieşhir Büyükşehir Belediyesi tarafından mikro-bölgelendirmeye bir an önce gidilmesi ve Eskişehir’in sathında riskler lokal olarak belirlenerek, yeni yerleşimlerin en uygun nerelere uygun olduğunu bu şekilde bulabiliriz. Kentsel dönüşümün en önemli adımı budur” dedi.

Odunpazarı’nda bazı bölgelere ruhsat olmasına rağmen iskan verilmiyor

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu bantları neden dahil etmek istemediğine dair fikirlerini paylaşan Durmazlar, kabul edilmemesinin sonuçlarını da yorumladı ve bandın nerelerden geçtiğini anlatarak şöyle konuştu:
“Onu dahil ederlerse, Karabayır Bağları bandın üzerinde. Eskişehir’in kısmi zenginlerinin olduğu villalar bölgesi. Eğer buraya bir sakınım bandı koyarlarsa, burada yeni yapılaşmanın önü kesilecek. Peki bu kabul edilmiyor, bunun sonuçları ne oluyor? Ihlamurkent, Sultandere buralarda yeni yapılan yapılara Odunpazarı Belediyesi iskan vermiyor. Siz inşaat ruhsatı almış olsanız bile şu an bu fayın nereden geçtiği tam olarak bilinmediği için bizim Odunpazarı’ndaki arkadaşlarımız buralara iskan veremiyorlar. Bu fay Turgutlar’dan geliyor, Karabayır Bağları, oradan üniversitenin içinden geçiyor, Tıp Fakültesinin hemen altından değil, biraz daha aşağısından, fakülteler bölümünden geliyor, fakülteler bölümünden üste Gültepe, Ihlamurkent ve Sultanbeyli olarak devam ediyor.”

Hastaneleri güçlendirirsek bölge güçlenir

Tıp Fakültesi’nin depreme karşı dayanıklı olmaması gerekçesiyle güçlendirilme kararının 2 yıl önce alınması fakat hala bir çalışma başlatılmaması konusuna da açıklık getiren Durmazlar, şöyle konuştu:

“Oradaki durumu başhekim bir programda özetlemişti. Şöyle demişti; biz burada yürüyen operasyonlar veya diğer hasta kabulleriyle bu güçlendirmeyi yapamayız demişti. Karşısına yeni bir yapının yapılacağını o zaman söylemişti. Ama hala bu konu hakkında bir gelişme yok. Biz bundan önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü yaptık. Bundan önce diğer binaların projelendirmesini yapıyoruz. Bizim aslolan en önemli etkenlerimizden biri, afet durumda da başvurabileceğimiz hastanelerin bir an önce bu afete hazırlanması. Tıp Fakültesi dediğimizde sadece Eskişehir’e hizmet vermiyor. Afyon’a hizmet veriyor, Kütahya’ya hizmet veriyor. Kütahya’da bir deprem olsa, biz etkilenmesek orada bir yıkım yaşansa yine bu insanlar tıp fakültesine veya Şehir Hastanesi’ne gelecek. Biz buraları güçlendirmeliyiz ki bölgede güçlensin.”