GÜNDEM

Zafer Partisi’nden TOKİ’nin Sığınak Projesine Eleştiri: Korku Siyasetiyle Vatandaş Yönetilmez

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Babaözü, Eskişehir’e ziyarette bulundu. Babaözü hükümeti sert sözlerle eleştirerek, “Ordunun gücü kırılıyor, komutanların itibarı yerle bir ediliyor. Bizi korkutmaya çalışıyorlar ama asıl mesele devlet kurumlarının çöküşüdür” dedi.


Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Babaözü, Eskişehir’e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Partililerle bir araya gelen Babaözü, hükümetin politikalarını sert bir dille eleştirerek, Türkiye’nin büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Babaözü, “Her ne kadar bugün buraya sorunları dinlemeye geldik gibi görünsek de bizim derdimiz sadece sorun dinlemek değil. Zaten uzun zamandır sahada olduğumuz için sorunları biliyoruz. Sorunların çözülememesi sizleri olduğu kadar bizleri de rahatsız ediyor” dedi.

Vatandaşı korkutma politikası izleniyor

Hükümetin son dönemde vatandaşları korkutmaya dayalı politikalar yürüttüğünü iddia eden Babaözü, “Her zaman söylediğimiz gibi, ‘tükürükle boğacağımız ülkeler’ bize karşıymış, bizi mahvedecekmiş, bize saldıracakmış gibi gösterip bizi korkutmaya çalışıyorlar. ‘Gaz odaları yapın, biz de gazdan etkilenmemek için sığınak yapacağız’ diyorlar. O zaman soruyorum: Sığınağı ne kadar zamanda yapacaksınız? Kaç kişiyi alabileceksiniz? Dışarıda kimler kalacak? Gerçekten bir saldırı olduğunda AK Partililer alınacak da bizler alınmayacak mıyız?” İfadelerini kullandı.

Eskişehir’i örnek vererek sözlerine devam eden Babaözü, “Mesela Eskişehir’i AK Parti hiç kazanamadı. O zaman Eskişehir’e sığınak yapılmayacak mı? Siz ölecekler listesinde misiniz? Bizi bütün bunlarla korkutuyorlar” diye konuştu.

Anayasa ve hukuk yok sayılıyor

Babaözü, hükümetin arka planda hukuk sistemini zayıflattığını öne sürerek şunları söyledi:

“Arka tarafta ne yapıyorlar? Anayasa, kanun, hukuk hiçbir şey bırakmadılar. Ülkemize yeni sahipler, yeni ortaklar çıkarmaya çalışıyorlar. Neden? Çünkü iktidarı kaybediyorlar. Hepimizin bildiği gibi, kaybettiklerinde de koltuktan kalktıklarında çok büyük rezaletlerle bu millet karşılaşacak. Bunun korkusundan gitmemek için her şeyi yapıyorlar.”

Komutanların itibarı yerle bir ediliyor

30 Ağustos Zafer Bayramı sonrasında orduda yapılan kadro değişikliklerine değinen Babaözü, “30 Ağustos’ta ordu kadroları yenilendi ama biz bunları göremiyoruz. Emir almadan 15 Temmuz’da FETÖ’cüleri bastıran komutanlar tasfiye edildi. Amerika’ya karşı gelenlerin tamamı uzaklaştırıldı. Yerine CIA’yı ve AK Parti’nin politikalarını tasdik edenler geldi. Paşalarımızın, komutanlarımızın itibarı yerle bir ediliyor. Ordunun gücü kırılıyor. Böyle bir durumda ülke güvenliği de yok olur” şeklinde konuştu.

Millet geçim derdiyle uğraşıyor

Türkiye’deki ekonomik sıkıntılara da değinen Babaözü, vatandaşların gündelik sorunlarla baş başa bırakıldığını söyledi ve şöyle aktardı:

“Bütün bunlar olurken biz hâlâ küçük gündemlerle oyalanıyoruz. İnsanlarımız asgari ücretle, emeklilerimiz ve çiftçilerimiz ise geçim derdiyle uğraşıyor. Kimse memleketi düşünmüyor. Tarım çöktü, sanayi bitti. Her gün fabrikalardan işçiler çıkarılıyor, sermaye yurt dışına kaçıyor. Devlet kurumları çökmüş durumda. Tarımda, sanayide, hayvancılıkta kriz var. Şap aşısı bile bulunamıyor. Depremde, selde, yangında devlet vatandaşını yalnız bıraktı.”

Göstermelik savaşlarla kandırılmak isteniyoruz

Babaözü, hükümetlerin savaş üzerinden meşruiyet yaratma çabasına dikkat çekerek, “Ne Tayyip Erdoğan ne de Netanyahu kendi içinde sağlam. Halkları onları istemiyor. Bu yüzden başarıya ihtiyaçları var. O başarı da savaş. Ama kendi ülkelerinde değil, Suriye topraklarında göstermelik bir savaş. İki tarafta da askerler ölecek, sonra da ‘biz kazandık’ diyecekler. Biz bunlara kanmamalıyız, tarihten ders almalıyız” dedi.

Onurlu ve insanca bir yaşam istiyoruz

Türkiye’nin geleceğine dair endişelerini dile getiren Babaözü, vatandaşlara uyanık olmaları çağrısında bulunarak şunları söyledi:
“Arkadaşlar, çok tehlikeli günlere gidiyoruz. ‘Bize bir şey olmaz’ demeyelim. Suriyeliler de böyle dedi, Libyalılar da, Iraklılar da. Ama hepsi gördü ki ihanetin ve gafletin bedeli ağırdır. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni tekrar tekrar okumalıyız. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Yarın ne yiyeceğimizi düşünmek istemiyoruz. Paramız olsun, huzurumuz olsun istiyoruz. Biz lüks değil, sadece onurlu ve insanca bir hayat istiyoruz.”