Dijital ya da analog… Dünyadaki neredeyse tüm saat reklamlarında saatler 10:10'u gösterir. Hiç dikkat ettiniz mi? Sanki evrensel bir anlaşma yapılmış gibidir: İlanlarda, vitrinlerde, kataloglarda saat hep 10:10’da durmuştur.
Peki neden?
Birinci teoriye göre, bu estetik bir tercihtir. 10:10, saat kollarının simetrik ve “gülümseyen” bir yüz gibi görünmesini sağlar. Markanın logosu genellikle 12'nin altına denk geldiğinden, kollar ne 12'yi ne de 6’yı kapatır. Böylece hem estetik hem işlevsel bir görüntü elde edilir.
İkinci ve daha gizemli teori ise geçmişe, trajik bir ana uzanır. Abraham Lincoln’ün ya da John F. Kennedy’nin suikast saatlerine dayandıranlar bile vardır. Ama doğrusu şu ki, bu tamamen pazarlamanın inceliğidir: İnsan gözü simetriye ve pozitif çağrışımlara yönelir. Gülümseyen bir saat yüzü, satın alma isteğini artırır.
Belki de bu yüzden saatler bize zamanın baskısını değil, içinde umut taşıyan bir gülümsemeyi sunar. Çünkü her bakışımızda, farkında olmadan bir “her şey yolunda” mesajı alırız. 10:10’daki zarif kollar, sadece zamanı değil, psikolojik bir rahatlamayı da temsil eder. Ve belki de, saat satanların bildiği küçük bir sırdır bu: İnsan, zamanı bile güler yüzlü olandan satın alır.
Bir düşünün… Sizi en son kim 10:10’daki gibi gülümsedi?