Bektaş, tarım işçilerinin sorunlarının değişmediğini ve ekonomik kriz nedeniyle de sorunların da büyüdüğünü vurguladı. Bektaş, Eskişehir’e gelirken Ankara’nın Sincan ilçesine bağlı Malıköy’de mevsimlik tarım işçilerin yaşadıkları ve çalışma alanlarını gözlemlediklerini ifade etti.
Tarımda hadının emeği çok yüksek
Türkiye’de tarımda çalışanların yüzde 41’nin kadın olduğunu vurgulayan Bektaş, “Kışlık kuru soğan hasadının yapıldığı alanda kadınlarla, çocuklarla ve diğer işçilerle birlikte olduk. Çocuklar genelde 7–15 yaş arasındaydı. Kadınların yaş ortalaması ise 15–55 arasıydı. Çavuş, burada çalışanların yaklaşık %60’ının kadın olduğunu söyledi. Zaten Türkiye genelinde de tarımsal istihdamın %41’i kadınlardan oluşuyor. Yani tarımda kadının emeği çok yüksek. Ancak bu istihdam, tamamen güvencesiz, zor koşullarda gerçekleşen bir istihdam.” dedi.
İnsan onuruna yakışmayan koşullar
Mevsimlik tarım işçilerinin barınma koşullarına dikkat çeken Bektaş, “Barınak diyebileceğimiz geçici yapılar. Naylon brandalarla oluşturulmuş, her yıl yeniden kurulup yıkılan yerler. Yaklaşık 200 kişi kalıyor: 160 yetişkin, 40 çocuk. Bu kadar insana sadece iki musluk düşüyor. Çöp alanı ise barınakların hemen yanında. Belediyenin zaman zaman topladığı çöpler yakılarak imha ediliyor, bu da duman ve kötü kokuya yol açıyor. Organize Hayvancılık Bölgesi’nin yakınında oldukları için yaz aylarında sinek, haşere ve koku sorunları yaşanıyor. Kanalizasyon sistemi yok. 32 ailenin her birinin sözde tuvaleti ve banyosu var ama içinde ne su var ne beton. İnsan onuruna yakışmayan koşullar.” ifade etti.
Çocuklar 5 ay boyunca okula gidemiyor
2010 yılında başlayan "Mevsimlik Tarım İşçileri Projesi (METİP)" programına rağmen aradan geçen 15 yılda bu alanlarda ciddi bir iyileşme sağlanamadığını belirten Bektaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Devlet, 2010 yılında “Mevsimlik Tarım İşçileri Projesi (METİP)” adında bir program başlattı. Ama 15 yıl geçmesine rağmen bu alanlarda ciddi bir iyileşme olmadı. En son 2024’te bir Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayımlandı. Güzel bir genelge; sağlık, güvenlik, eğitim gibi konular ele alınmış ama uygulanabilirliği yok. Sahada karşılığı bulunmuyor. Jandarma yalnızca güvenlik amaçlı kayıt tutuyor.
Çocuklar 5 ay boyunca okula gidemiyor. Mayıs başında okulu bırakıyorlar, Kasım’a kadar tarlalarda çalışıyorlar. Eğitimden tamamen kopuyorlar. Onlara yönelik hiçbir sosyal ya da eğitsel faaliyet yok. Kadınların durumu ise daha da zor. Tarım zaten zayıf bir sektör; iş güvenliği, ücret ve sosyal haklar açısından kadınlar en zayıf halkayı oluşturuyor.