Asgari ücretin tüm ücretleri ve toplu sözleşmeleri doğrudan etkilediğini ifade eden Kaya, . Enflasyon nedeniyle asgari ücretin reel alım gücünün 16 bin liraya gerilediğini belirtti. Kaya, “Hayat pahalılığı karşısında ücretlerimiz eriyor, alım gücümüz her gün daha da düşüyor. Şimdi önümüzde asgari ücret gündemi var. Ülkemizde işçilerin büyük bölümü asgari ücret civarında ücret alıyor. Evet; biz örgütlü işçiler asgari ücret almıyoruz. Ama biliyoruz ki asgari ücret tüm ücretleri beliriyor, tüm toplu sözleşmeleri etkiliyor. Asgari ücret ise açlık sınırının dahi altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı; yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan geçti ama asgari ücret 22104 lira. Üstelik asgari ücretin 11 aylık kaybı 6 bin 574 liraya dayandı. Enflasyonla her gün eriyen asgari ücretin bugün alım gücü 16 bin liraya gerilemiş durumda. 2025'te yapılan asgari ücret artışı, 2024'te yaşanan kayıpları bile telafi etmedi; yüzde 15 geride kaldı. Üstüne yüksek devam eden 2025 enflasyonu ile asgari ücret eridi gitti.” ifadelerini kullandı.

Hükümet enflasyonu değil ama ücretleri düşürüyor

‘Düşük ücret alırsanız, enflasyon düşer’ söyleminin gerçek olmadığını belirten Kaya, vergi sisteminin adaletsiz olduğunu vurgulayarak işçilerin yıl ortasında üst vergi dilimine girdiğini ve patronlardan bile fazla vergi ödediğini ifade etti. Kaya konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Eskişehir Sanayisinin Röntgeni Çekildi: Yatırım Yok, Kar Endişesi Var
Eskişehir Sanayisinin Röntgeni Çekildi: Yatırım Yok, Kar Endişesi Var
İçeriği Görüntüle

“Ülkeyi yönetenler, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile eve giren gelir yoksulluk sınırının altında kalıyor. Ülkeyi yönetenler hep aynı masalı anlatıyor. "Düşük ücret alırsanız, enflasyon düşer” diyorlar. Ama gerçekte yaşanan farklı. Hükümet enflasyonu değil ama ücretleri düşürüyor. Adaletsiz vergi sistemiyle vergi yükü de işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin sırtına yıkılıyor. Üstelik biz işçiler, sanki zengin olmuşuz gibi yılın ortasında bir üst vergi dilimine geçiyoruz, patronlardan bile fazla vergi ödüyoruz. Enflasyon ile vergi ve kesintilerin yıl boyunca işçi ücretlerine toplam faturası 2 trilyon TL'yi buldu! Yaklaşık 2 trilyon lira bizlerin cebinden alındı, patronlara ve iktidara aktarıldı. Gelirde adaletsizlik, vergide adaletsizlik, ülkede adaletsizlik aynı anda canımızı yakıyor. Türkiye işçi sınıfı bunu hak etmiyor.

Asgari ücret resmi enflasyona hapsedilemez

İnsanca yaşanacak ücret ve vergide adalet istediklerini belirten Kaya, asgari ücret işçinin ailesiyle birlikte geçineceği bir ücret olması gerektiğini ifade etti. Kaya, “Asgari ücret resmi enflasyona hapsedilemez. Asgari ücret işçinin ailesiyle birlikte geçineceği bir ücret olmalıdır. Madem ekonomi büyüyor, asgari ücret kişi başına milli gelirin yüzde 60'ından az olmamalıdır. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli, tüm emekli aylıkları da bu oranda artırılmalıdır. Ülkemizin asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtulması için; milyonları asgari ücrete mahkûm eden sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkımızın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adaletli bir vergi sistemi kurulmalıdır. Yıl içerisinde ücretlerimizin azaltılmasına neden olan vergi dilimleri yükseltilmeli; asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan oran ise yüzde 10’a düşürülmelidir” dedi.


İstanbul’dan Ankara’ya “Gelirde Adalet” yürüyüşü

Kaya, “İnsanca yaşamak istiyoruz. Bunun için gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet istiyoruz” diyerek tüm işçileri, emekçileri ve emeklileri birlikte mücadeleye çağırdı. DİSK’in bu taleplerle 21 Aralık’ta İstanbul’dan başlayıp, 23 Aralık’ta Ankara’da sona erecek bir yürüyüş düzenleyeceğini açıkladı. Yürüyüşün Eskişehir durağında, 22 Aralık saat 17.00’de Bursa Çevre Yolu Acıbadem Hastanesi önünde DİSK heyetinin karşılanacağını belirten Kaya, Ulus Anıtı’na yürüyüş yapılacağını ve saat 17.30’da basın açıklaması gerçekleştirileceğini duyurdu.

Muhabir: Alperen Ata