Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TBMM’de Sağlık Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi sundu. Soru önergesinde eczacıların ilaç tedarik ve kur farkı nedeniyle işlerini sürdüremez durumuna geldiğini vurgulamıştı.

Ardından Eskişehir Eczacılar Odası Başkanı Mustafa Çelik, Türkiye ve Eskişehir özelinde eczacıların durumlarını açıklayarak çarpıcı tespitlerde bulundu. Çelik, eczacıların iflas eşiğinde olduğunu anlatarak Eskişehir Haber Ajansı’ndan Buse Kuşcu’ya değerlendirmelerde bulundu.

***

İlaç rafları boşalıyor, hastalar çaresiz, eczacılar isyan ediyor…

Sağlık sisteminin en temel damarı olan ilaç tedariği, döviz kurunun gölgesinde can çekişiyor. Her geçen gün biraz daha derinleşen kur farkı krizi, artık sadece bir ekonomik mesele değil doğrudan yaşam hakkını tehdit eden bir sağlık buhranına dönüşmüş durumda…

Kuraklıkta “su savaşları kapıda” denmişti; bugünse “ilaç savaşları” başlamak üzere. Eskişehir Eczacılar Odası Başkanı Mustafa Çelik ise eczacıların durumunu şöyle özetliyor: “Gizli İflas”...

Albayrak: “En Büyük Kazanç Vatandaşlarımızın Tebessümü”
Albayrak: “En Büyük Kazanç Vatandaşlarımızın Tebessümü”
İçeriği Görüntüle

Buse Kuşcu: CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, eczacıların ilaç tedarikte sorun yaşadığını iddia etti. Gerçekten böyle bir sorun var mı?

Mustafa Çelik: Öncelikle Sayın Vekilimiz İbrahim Arslan'a teşekkür etmek istiyorum. İki farklı bakana soru önergesi yöneltti. Bunlardan biri Sağlık Bakanı, diğeri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı. Bizim için kıymetli bir önerge...

“İlaç yokluğu her zaman hayatımızın içindeydi”

İlaç tedariği konusunda Türkiye genelinde ve Eskişehir özelinde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Yıl içerisinde de dönem dönem ilaç yok. “İlaç yok”ları zaten sürekli hayatımızın içinde olan bir kavram. Ama dönem dönem bu ilaçlarda değişiklikler gösteriyor. Belli dönemlerde antibiyotikler, insülinleri, suni gözyaşlarını bulamadığımız oldu. Yani dönemler değişse de ilaç yokları her zaman hayatımızın içindeydi.

“Çok ciddi sorunlar yaşıyoruz”

Özellikle Ekim ayında çok ciddi bir şekilde ilaç tedariği noktasında sorun yaşıyoruz. Bunun en önemli sebebi ilaçta uygulanan sabit euro kuru. Mevcut euro şu anda 48-49 seviyelerindeyken; ilaçta euro kuru, Kamu Otoritesi tarafından sabitlenir ve sabit belirlenen euro kuru üzerinden ilaç fiyatlandırmaları yapılır. Şu anda bu rakam 21,67. Bu 21,67 sayısı bir yıl önce (2024) bu rakama sabitlenmişti. Bir yıldır da ilaçlara euro kuru güncellenmedi. Yani ilaçlara son bir yıldır zam yapılmadı.

“İlaç tedarik zinciri kırılma noktasına geldi”

-Peki Ekim aylarında niye sorun yaşıyoruz?

-Ekim ayı içerisinde; üzerinden tam bir yıl geçmesinden ötürü yine bir zam söylentisi ve sektörde bir zam beklentisi var. Bundan dolayı ilaç tedarik zinciri kırılma noktasına geldi.
Gerek firmalar tarafından ilaç arzı yavaşlatıldı, gerek bizim dağıtım kanalları dediğimiz (ecza depoları) ilaç tedarik zinciri kırılma noktasına geldi.

“En büyük ceremesini bizler çekiyoruz”

Bugün özellikle ithal ilaçları neredeyse hiç bulamıyoruz. Belki 300 kalemin üzerinde ürün hiç yok. Hiç tedarik edemiyoruz. Tedarik edebildiğimiz ilaçlarda da bir kota kapsamında tedarik sağlayabiliyoruz. Yani bir x ilacını depo bir rakam belirleyip bize sevk ediyor. Biz de hastalara ulaştırmaya çalışıyoruz. Tabii bunun en büyük ceremesini bizler çekiyoruz. Çünkü hastayla son noktada irtibatta olan kişiler bizleriz. Halk sağlığını koruma gibi bir misyonumuz var. Bir ödevimiz var. Şu an bundan dolayı da maalesef ciddi sorunlar yaşıyoruz.

“İlaç fiyatlanma politikası acilen değiştirilmeli”

-Her sorunun mutlaka bir çözüm yolu vardır…
Bu sorunun çözüm yolu nedir?

-İlaçların üzerinde karekodlar vardır. Bu karekodlar ilacın kimlik numarasıdır. Sağlık Bakanlığında böyle bir sistem var. İlacın üretim anından, hastaya ulaştırılmasına kadar geçen süreci dakika dakika takip edebildikleri bir sistem var. Aslında bu sistem üzerinden Kamu Otoritesi, Sağlık Bakanlığı; ilaç tedariğinde durma noktasına gelen yeri rahatlıkla tespit edebilir. Yani ilacın üretimi tarafında mı bir aksama var, yoksa; depo tarafından eczaneye ulaştırılması noktasında mı bir sorun var? Bu rahatlıkla tespit edilebilir. Onun için bununla ilgili bir adım atılması gerekiyor.

Genel çerçevede baktığımız zaman ise ilaçla yapılacak zammı yılda bir değil, oranı değiştirmeden yılda iki sefer veya üç sefer belki dört sefer parçalı halde yıl içerisinde dağıtırsa daha iyi sonuçlar alınabilir.

Örnek olarak söylüyorum; yüzde 31 zam gelecekse kümülatif olarak hesaplayıp Nisan ayında yüzde 10, 3-4 ay sonra yüzde 5 zam yapılmalı. Yani yıl içerisine bunu dağıtarak aynı oranda bir zam verilirse ilaç yoklarının bu derece sorun olmasının önüne geçer diye düşünüyorum.

Daha geniş çerçeveden baktığımızda; kamu tarafının ilaç fiyatlanma politikasını acil olarak değiştirmesi gerekiyor. İşte o zaman ilacın olmadığından hiçbir zaman bahsetmeyiz. Her zaman ilaca daha rahat ulaşılabilir hale geliriz. Çünkü bu fiyatlanma politikası sadece ilaçlara ulaşabilmekten ziyade bize farklı sorunlar da yaratıyor.

“İlaçlar, Türkiye’den geri çekiliyor”

-Ne gibi sorunlar yaratıyor?

-Birçok uluslu şirket ülkemizde uygulanan bu fiyatlanma politikasından dolayı ilaçlarını bir bir maalesef Türkiye'den geri çekiyor. Artık Türkiye'ye göndermiyor. Daha da büyük problem; dünyanın birçok yerinde yepyeni biyoteknolojik ürünler, yeni ilaç molekülleri geliştirilirken bu ilaçların maalesef yüzde 80’i, yüzde 90’ı Türkiye'de ruhsat almıyor ve Türk halkının kullanımına sunulmuyor. Bu fiyatlanma politikası değiştirildiği anda inanın ilaç yokları ve ilaca ulaşmadaki sorun ortadan kalkar.

-Dönem dönem ilaç yokluğu yaşıyoruz demiştiniz. Peki, en çok hangi hastalığın tedavisinde kullanılan ilacın tedariği konusunda sorun yaşanıyor?

-En çok ithal ürünlerde… Başta kanser ilaçları olmak üzere; diyabet tedavisine kullanılan, astım tedavisinde, tansiyon tedavisine kullanılan kronik ilaç gruplarının bir çoğunda maalesef sorunlar yaşıyoruz. Yine buna ilave olarak pediatri grubunda kullanılan ilaçlarda da (çocuk hastalığında) kullanılan ilaçlarda da ciddi ciddi sorunlar yaşıyoruz maalesef.

“İflasın içerisinde olduğunu fark etmeyen meslektaşlarımız var”

-Eskişehir’de sırf ilaç tedariği yapamadığı için iflas eden ya da ifalas eşiğinde olan eczacı bulunuyor mu?

-Türkiye ve Eskişehir özelinde maalesef eczacıların büyük bir bölümü -yarısına yakın bir bölümü- gizli iflas içerisinde… Aralarında fark eden ya da henüz fark etmeyenler var. Çünkü bizim diğer maliyetlerimiz; enflasyonun ya da dolar euro'daki hareketlerin etkisiyle (kira, personel, elektrik, su) her geçen gün sürekli olarak katlıyor. Bütün giderlerimiz hızla artarken ilaca son bir yıl içerisinde zam yapılmamış olması bizi ekonomik olarak bir girdabın içerisine çekiyor. İflas eşiğinde olan eczacılar var… Sonuçta eczane işletmek de bir tür şirket işletmek gibidir. İflasın içerisinde olduğunu fark etmeyen meslektaşlarımız da maalesef var.

-Son olarak kamuoyuna bir mesaj iletmek ister misiniz?

-Şu an piyasada ilaç yoklarının sorumlusu hiçbir zaman eczacılar değildi ve hiçbir zaman da eczacılar olmadı!

Muhabir: Buse Kuşcu