Açıklamayı Tepebaşı Belediyesi Aile Hizmetleri Müdürlüğü Sosyal Hizmet Uzmanı Öykü Nur Cerrah yaptı. Cerrah, konuşmasında 25 Kasım’ın tarihsel önemine dikkat çekerek Mirabal Kardeşler’in diktatörlüğe karşı mücadelesinin bugün dünya genelinde kadınların eşitlik, özgürlük ve yaşam hakkı için verdiği mücadelede yaşadığını belirtti.

CHP'de Kurultayı Ayşe Ünlüce Yönetecek!
CHP'de Kurultayı Ayşe Ünlüce Yönetecek!
İçeriği Görüntüle

Kadınların tüm yaşam alanının aile ile sınırlamasını kabul etmiyoruz

Cerrah, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2025 yılı ilk 9 ayını kapsayan raporuna göre 290 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü ifade etti. Cerrah,. Kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun aile içindeki erkekler tarafından işlendiğini vurguladı. Cerrah, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) yayınladığı 10 aylık kadın cinayeti raporuna göre, mevcut siyasi iktidar tarafından “Aile Yılı” ilan edilen 2025 yılının ilk 9 ayında toplam 290 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. Bunların 219’u kadın cinayeti, 71’i şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçmiş, kadınları katledenlerin büyük kısmının aile içindeki erkeklerin olduğunun aynı raporda dikkat çekilmiştir. Görevi cinsiyet temelli şiddeti önlemek olan makamların bu şiddeti önlemek, etkin soruşturmak ve caydırıcı bir biçimde cezalandırmak yerine kadınları kamusal alandan soyutlayıp, “aile” içerisinde tarifleyen eylem ve söylemleriyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleştirdiğini, kadınların erkek şiddeti karşısında adeta yalnız ve çaresiz bırakıldıklarını yeniden izliyoruz. Bizler, kadınların yaşamını anlamlı, sistematik olarak şiddete maruz kaldığı, tüm yaşam alanının aile ile sınırlanıp “doğuran, itaatkar ve makbul kadın” tarifine sıkıştırılmaya çalışılan bu erkek modelini kabul etmiyoruz”.

Nafaka gibi Medeni Kanununun bizlere tanıdığı haklarımız tartışmaya açılmakta

Nafaka hakkı, 6284 sayılı Kanun ve Medeni Kanun’un kadınların hayatını koruyan maddelerinin hedef haline getirildiğini belirtti. Cerrah, “Uzun yıllar mücadele ederek kazandığımız miras, nafaka gibi Medeni Kanununun bizlere tanıdığı haklarımız tartışmaya açılmakta, kadınların can simidi olan 6284 sayılı yasa ve Medeni Kanun maddeleri hedef alınmakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadın düşmanlığı bizzat devlet kurumları ve siyasiler tarafından propagandası yapılmaktadır. Cinsiyetçi eğitim politikaları, kadın katillerine uygulanan iyi hal indirimleri, sürüncemede kalan soruşturma dosyaları, Diyanetin giyinme biçimlerimizden, miras hakkımıza kadar kadınları hedef alan fetvaları bu pratiklerin sadece birkaç örneğidir” dedi.

Şiddet karşısında yalnızlaştırılmaya izin vermeyeceğiz

Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artışı ile 6284 sayılı kanının hedef alınmasının tesadüf olmadığını ifade eden Cerrah, Narin cinayeti ve Rojin Kabaşi’nin şüpheli ölümü gibi davalarda hak arama mücadelesini sürdüreceklerini belirtti. Cerah, “Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve cinsel suçların böylesine artış gösterdiği bir ortamda 6284 sayılı kanunun hedef alınması elbette ki tesadüf değildir. Bizleri şiddet karşısında yalnızlaştırmaya çalışanlara, ekonomik güvencelerimize göz dikenlere, cezasızlıkla meşrulaştığı bu gündemde bu mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Tıpkı Narin’in katillerinin hala ceza almasını için nasıl mücadele verdiysek; Rojin Kabaşi’nin şüpheli ölümünün aydınlatılması, faillerin tespit edilmesi, yargılanması ve en ağır şekilde cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Erkek şiddeti sonucu hayattan koparılan her bir kız kardeşimizin susturulan sesine ses olmaya devam edeceğiz” dedi.

2025 yılı bütçesinde kadın başına günlük 38 kuruş ayrılması büyük bir adaletsizliktir

Cerrah, derinleşen ekonomik krizle birlikte kadınlar evde ücretsiz emekçi, piyasada ise ucuz emek olarak görüldüğünü ifade etti. Cerrah, 2025 yılı bütçesinde kadın başına günlük 38 kuruş ayrılmasının büyük bir adaletsizliğe işaret ettiği belirtti. Cerrah, “Tüm bunların yanında derinleşen ekonomik krizle birlikte kadınlar evde ücretsiz emekçi, piyasada ise ucuz emek gücü olarak görülmektedir. 2025 yılı bütçesinde kadın başına ayrılan tutar günlük sadece 38 kuruş olarak belirlenerek, yoksulluğu ve ekonomik krizi kadının sırtına yükleyen bir pratik de büyük bir toplumsal kırılmaya işaret etmektedir” söyledi.

Hiçbir ekonomik gerekçe bir kadının emeğinden daha değerli değildir

Kocaeli Dilovası’ndaki parfüm deposu yangınında yaşamını yitiren 6 kadın işçinin ölümünün bir iş kazası değil iş cinayeti olduğunu ifade etti. Cerrah, “Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir parfüm deposunda meydana gelen yangında, 3 kız çocuğu ile birlikte toplam 6 kadın işçinin yaşamını yitirmiştir. Bu olay yalnızca bir “iş kazası” değil, açıkça önlenebilir bir cinayet ve denetimsizliğin sonucudur. Hiçbir ekonomik gerekçe, bir çocuğun yaşamından, bir kadının emeğinden daha değerli değildir” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden ve etkin şekilde uygulanmalı

Kadına yönelik şiddetin ancak şiddetin kaynağı olan eşitsizlikle mücadele ederek son bulacağını söyleyen Cerrah, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden ve etkin şekilde uygulanması gerektiğini belirtti. Cerrah, “Biliyoruz ki tüm bu sorunlar İstanbul Sözleşmesinin etkin uygulanması ve bütüncül politikalarla, şiddet ve şiddetin kaynağı olan cinsiyet temelli eşitsizlikle mücadele edilerek sonlandırılabilir. Kadınların kamusal ve özel alanlarda güvenle, özgürce ve eşit bir şekilde var olabilmesi, yaşam hakkının, beden bütünlüğünün, emeğinin korunması başta devletin, tüm kamu kurumlarının, tüm özel kurumların ve birey olarak her birimizin sorumluluğu altındadır” diye ifade etti.

Kadına yönelik şiddetin, eşitsizliğin, sessizliğin karşısındayız

Eskişehir Kadın Dayanışması bileşenlerinin 10 yılı aşkın süredir yan yana mücadele ettiğini söyleyen Cerrah, kadınların eşitlik mücadelesini sürdüreceklerini belirtti. Cerrah konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Bizler 10 yılı aşkın süredir bir arada olan Eskişehir Kadın Dayanışması bileşenleri olarak yanı yana, Mirabal Kardeşlerin izinde, birlikteliğimizden ve dayanışmamızdan aldığımız güçle eşitlik mücadelesini sürdürmeye ve yükseltmeye devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddetin, eşitsizliğin, sessizliğin karşısındayız. Yaşasın kadın dayanışması.”

Muhabir: Alperen Ata