Kentte kış mevsiminin etkisini arttırması hastalıkları da beraberinde getirdi. Soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmak isteyen vatandaşlar ise aktarların yolunu tutarak çeşitli çözüm yolları aradı. Vatandaşlara tavsiyelerde bulunan aktar esnafı, çeşitli bitkilerin karışımıyla yapılan kış çayı kullanımının önemine dikkat çekti. “Şu an mikropların daha fazla olduğu ve hastalıkların daha yaygın olduğu bir pozisyondayız” Eskişehir’de aktarlık yapan Koray Özkılıç, kar yağışlarının istenilen oranda olmadığını ve henüz mikropların kırılmadığını söyledi. Vücut direncini arttırmak isteyen vatandaşlara antioksidan özelliği yüksek olan probiyotik ürünleri tavsiye eden Özkılıç, “Vatandaşlar hasta olmamak için kalın giyinecekler, içlik, kalın çorap, atkı ve eldiven kullanacaklar. Tramvaylara, otobüslere ve toplu taşıma araçlarına bindiklerinde maske takacaklar ve en önemlisi vücudun savunmalarını arttıracaklar. Antioksidan özelliği fazla olan probiyotik ürünler tüketecekler, kış meyvelerini ve kış sebzelerini tercih edecekler. Kış çayı ve ekinezya tüketecekler ama ekinezya her gün kullanılmamalı, bir hafta kullandıktan sonra bir hafta ara verilerek kullanılmalı. Bunlara dikkat ederek vatandaşlar vücut savunmasını yükseltebilir” dedi. “Teknoloji nasıl gelişiyorsa virüsler de kendilerini geliştiriyor” Türkiye’de balık tüketiminin az olduğuna dikkat çeken ve tüketmemenin sakıncalı olduğunu belirten Özkılıç, balık yemeyen vatandaşların omega 3 balık hapı kullanarak vücut savunmalarını arttırabileceğini belirtti. Soğuk havalarda kış çayı tüketiminin çok önemli olduğuna vurgu yapan Özkılıç, “3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkedeyiz ama balık tüketimi çok düşük. Toplumumuz balık tüketmemekle hata yapıyor, bu da damar tıkanıklıklarına ve karaciğer problemlerine sebep olabiliyor. Balık tüketmeyen vatandaşlar en azından omega 3 balık hapını tüketirlerse yine savunmayı arttırmış olurlar. Bunların yanında kış çayı da tüketilmeli. Kış çayının içerisinde tarçın, zencefil, zerdeçal, havlıcan, kuş burnu, papatya, elma kurusu, ayva yaprağı, ekinezya, hünnap, mersin yaprağı, nar çiçeği ve şerbetçi otu bulunur. Bunun yanında ıhlamur da tercih edilmelidir. Vatandaşlar böyle ürünleri çay gibi demleyip içerlerse vücudun savunmasını arttırırlar. Çok eskiden beri söylediğimiz bir söz vardır, insanlar hasta oldukları için rahatsızlanmazlar, rahatsız oldukları için hastalanırlar. Hastalık gelmeden önce vücudun direncini ve savunmasını arttırırsanız hastalığın gelmemesini sağlamış olursunuz. Ama bizler hasta olduktan sonra bu ürünleri kullanmaya kalkıyoruz. Her gün nasıl çay, kahve tüketiyorsanız bu kış çayından da 1 su bardağı için ki hasta olmayın. Mevsimler kaydı, hastalıklar da değişti. Teknoloji nasıl gelişiyorsa virüsler de kendilerini geliştiriyor” şeklinde konuştu.