GÜNDEM

İMO’dan TOKİ Projesine Eleştiri: Altyapı yok, Ruhsat Yok, Kent Ekonomisi Yok

İMO Başkanı Kılıç, TOKİ’nin Aşağıçağlan ve Kayapınar mahallerinde yürüttüğü projeye tepki gösterdi. Kılıç, “Altyapısı olmayan bölgede ruhsatsız başlatılan proje, Eskişehir ekonomisine katkı sağlamıyor, aksine kente uzun vadeli yük getiriyor” dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Orkun Kılıç, TOKİ tarafından
Odunpazarı İlçesi Aşağıçağlan ve Kayapınar mahallelerinde hazırlanan imar planlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Plan kapsamında her iki bölgede toplam 16 bin 583 kişilik yeni bir yerleşim alanı oluşturulacağını belirten Kılıç, ticaret, eğitim ve diğer sosyal donatı alanlarında faaliyet gösterecek dinamik nüfusun da eklenmesiyle birlikte bu sayının önümüzdeki yıllarda 20 bine ulaşmasının beklendiğini söyledi. “Söz konusu alanın yalnızca bir konut projesi değil, yeni bir ilçe ölçeğinde yerleşim alanı olduğu açıkça görülmektedir” diyen Kılıç, böylesine büyük bir yerleşim alanı planlanırken Eskişehir’in ekonomik ve sosyal geleceğini olumsuz etkileyebilecek bir tabloyla karşı karşıya kalındığını vurguladı.

“Bu proje Eskişehir ekonomisini dışlıyor”

Projenin yerel ekonomiye katkı sağlamadığını, yerel firmaların ve üreticilerin sürecin tamamen dışında bırakıldığını savunan Kılıç, “Her şeyden önce bu projede Eskişehir’in kendi mühendisi, mimarı, malzemecisi ve müteahhidi görev almamaktadır. Böylesine büyük bir yatırımın şehir ekonomisine hiçbir katkısının olmaması kabul edilemez. Yerel firmalar, mühendisler ve üreticiler bu süreçten tamamen dışlanmış, Eskişehir’in emeği bu projenin dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla proje, ekonomik açıdan şehrimize değil, dışarıya hizmet etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Ruhsatsız başlatılan proje altyapısız bölgede ilerliyor”

TOKİ’nin proje için seçtiği alanın şehrin oldukça uzağında ve tamamen altyapısız bir bölgede yer aldığını belirten Kılıç, “Bugün alanda hafriyat kazıları başlamış, kule vinçler kurulmuş, ancak ilgili belediyeden yapı ruhsatı dahi alınmamıştır. Bölgede yol, içme suyu, kanalizasyon, doğalgaz, elektrik, internet, gibi hizmetler mevcut değildir. Bu
altyapıların sonradan götürülmesi; milyonlarca liralık yatırım ve uzun süreli çalışma gerektirecektir. Sonuçta bu maliyetlerin tamamı dolaylı olarak Eskişehirli vatandaşların cebinden çıkacaktır” diye konuştu.

“Tek tip konut anlayışı sosyal ayrışmayı derinleştirir”

Kılıç, Aşağıçağlan ve Kayapınar’da TOKİ tarafından yürütülen konut projesinin yalnızca fiziksel değil, sosyal açıdan da risk taşıdığını belirtti. Sosyal konut adı altında tek gelir grubuna yönelik konutların tek bir bölgede yoğunlaştırılmasının, şehirde ciddi bir sosyal ve ekonomik ayrışma tehlikesi doğurduğunu vurgulayan Kılıç,” Bu anlayış, ‘dar gelirli vatandaş şehrin bu kısmında yaşasın, imkânı olan merkezde veya yeni popüler cazibe noktalarında otursun’ şeklinde bir ayrımı derinleştirmektedir. Uzun vadede bölgesel gettolaşma riskini doğurmaktadır. Bu, kent bütünlüğüne ve sosyal adalete açıkça zarar verir” dedi.

Altyapısı hazır mahallelerde dönüşüm önerisi

“Bu soruna Eskişehir’e yakışır, akılcı ve adil bir çözüm mümkündür” diyen Kılıç, TOKİ’ye sağlanan fırsat ve imkanların Eskişehirli müteahhit firmalara da tanınması gerektiğini belirtti. Kılıç, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hali hazırda altyapı sorunu bulunmayan Huzur, Erenköy, Fevziçakmak ve Yeşiltepe mahallelerinde; 2 katlı eski yapıların bulunduğu bölgelerde ayrık nizam 4-5 katlı yeni binalar yapılarak sosyal konut ihtiyacı bu şekilde karşılanabilir. Böylece hem şehir merkezindeki atıl alanlar yeniden canlanır, hem Eskişehirli firmalar üretim yapar, hem de vatandaşlarımız sağlıklı ve erişilebilir konutlara kavuşur. Sosyal konutu Eskişehirli müteahhitlerin eliyle üretmek hem ekonomik hem sosyal olarak şehrimize değer katacaktır.”

“TOKİ’nin tercih ettiği bölge Eskişehir’e uzun vadeli yük getirecek”

TOKİ’nin bu tercihiyle Eskişehir ekonomisine katkı sağlamadığı gibi, kentin geleceğinde uzun vadeli sosyal ve altyapısal bir yük oluşturacağına işaret eden Kılıç, “Bizim temel düşüncemiz Eskişehir’i geleceğe taşıyacak olan, kentte yaşayan tüm kesimlerin bir arada ve eşit koşullarda yaşadığı, planlı ve adil bir şehirleşme anlayışıdır” dedi.