Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP), 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün üzerinden geçen bir yılda adalet talebini yineledi. Kadınlar, İsmet İnönü Caddesi girişinde toplanarak “Rojin’in ve Katledilen Kadınların Hesabını Soracağız” pankartı açtı ve kadın zinciri oluşturdu. Ardından Ulus Anıtı’na yürüyen kadınlar “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “Rojin Kabaiş İsyanımızdır”, “Yaşasın Kadın Dayanışması” sloganları attı.
Basın açıklamasını Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları’ndan Bahar Beytekin okudu. Beytekin, Rojin’in ölüm sürecine ilişkin ayrıntıları hatırlattı.
Rojin 18 gün sonra Van Gölü kıyısında bulundu
Beytekin, “21 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Rojin, 27 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Tam 18 gün boyunca aranmasının ardından, cansız bedeni en son görüldüğü yerden 20 km uzaklıkta, Van Gölü kıyısında, akıntının tersi yönünde bulundu” dedi.
Otopsi sürecinin şeffaf yürütülmediğini belirten Beytekin, “Otopsi raporu 28 gün bekletildi. Ne avukatlarla ne de aileyle paylaşıldı. Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örneği olduğu ortaya çıktı. Ancak bu DNA örneklerinin kime ait olduğu ve bedeninin neresinden alındığı açıklanmadı. Aradan bir yıl geçti, Rojin’in nasıl kaybolduğu, bedeninin neden akıntının tersi yönünde bulunduğu, DNA’ların kime ait olduğu hâlâ aydınlatılmadı” diye konuştu.
Gizlilik kararı, gerçekleri örtmek için kullanıldı
Beytekin, davaya getirilen gizlilik kararının “dosyanın selameti” bahanesiyle değil, gerçekleri aileden ve kamuoyundan gizlemek için alındığını söyledi ve şöyle kaydetti:
“Rojin’in kaldığı Seyyit Fehim Arvasi KYK Yurdu yöneticileri, kaybolmayı aileye vaktinde bildirmedi. Bu durum, arama çalışmalarında kritik zaman dilimi olan ilk iki günün boşa gitmesine neden oldu. Yurt yönetimi suskunluğunu koruyor. Kolluk güçleri de etkin bir arama yapmadı. Rojin’in cansız bedeni Mollakasım Sahili’nde bulundu. Bilirkişi talepleri sürüncemede bırakıldı. Süreçte aile yalnız bırakıldı. ‘İntihar etti’ denilerek katledilişinin üstü örtülmeye çalışıldı.”
Şüpheli kadın ölümleri intihar kılıfıyla kapatılıyor
Beytekin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin etkin şekilde soruşturulmadığını, şüpheli kadın ölümlerinin intihar olarak kapatıldığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu topraklarda, özellikle son yıllarda, şüpheli kadın ölümü haberlerinin çoğaldığını görüyoruz. Kadınlar balkondan düşüyor, suda boğuluyor ya da türlü şekillerde ölüyor — adına intihar deniyor. Oysa gerçekte kadın cinayetlerinin etkin şekilde araştırılmadığını biliyoruz. Deliller karartılıyor, dosyalar kapatılıyor, failler aklanıyor. Devletin kurumları sistematik şekilde kadınların yaşam hakkının gaspına ortak oluyor.”
Beytekin, Rojin Kabaiş’in Şule Çet, Nadira Kadirova ve Gülistan Doku gibi davalarla aynı kaderi paylaştığını belirterek, “Bu ülkede kapitalist devletin kadın cinayetlerindeki sistematik cezasızlık politikalarıyla ilk defa karşılaşmıyoruz. Ama kadınlar susmadı. Kadın hareketinin ısrarlı mücadelesi sonucunda Şule Çet’in failleri cezalandırıldı, Gülistan Doku’nun intihar etmediği kanıtlandı. Şimdi aynı mücadele Rojin için sürüyor” şeklinde konuştu.
Taleplerimiz net
EDKP’nin talepleri şöyle sıralandı:
Dosyadaki gizlilik kararı derhal kaldırılsın, aile ve kamuoyu gerçeğe ulaşabilsin.
Eksik bırakılan deliller toplanıp şeffaf biçimde açıklansın.
Rojin’in bedeninde bulunan iki erkeğe ait DNA örneklerinin kime ait olduğu açıklansın.
Rojin’in ölümünde ihmali, karartması ve sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hesap versin.
Kadınların yaşam hakkını korumak için devlet görevini yerine getirsin.
Rojin’in ailesi yalnız bırakılmasın, gereken hukuki ve manevi destek verilsin.
Basın açıklamasının ardından kadınlar oturma eylemine geçti. Katledilen kadınların hayat hikâyeleri okunurken dayanışma ve mücadele çağrısı yinelendi. Kadınlar, “Rojin için adalet, tüm kadınlar için adalet demektir” sözleriyle eylemi sonlandırdı.