GÜNDEM

Kızılinler’de Suyu Bulan İsim Konuştu: Afyon Başardı, Biz Neden Başaramayalım?

Kızılinler’de termal suyu ilk keşfeden isim Kadir Çalışıcı, bölgenin 20 yıllık hikayesini EHA’dan Ayşe K. Uçak’a anlattı. “Bir valinin sözüyle 50 milyon dolarlık yatırım kaçtı, bu kez aynı hatayı yapmayalım” diyen Çalışıcı, Eskişehirlilere ERİAD’ın projesine destek olmak çağrısında bulundu.

2005 yılıydı… Dönemin Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı, MTA’nın “bu bölgede su yok” dediği Kızılinler’de ilk sondaj çalışmasını başlattı. Yerin altından sıcak su fışkırdı. Bu keşif, Eskişehir’in termal turizm yolculuğundaki en önemli dönüm noktalarından biri oldu.

2006 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla Kızılinler, termal turizm yatırım alanı ilan edildi. Ancak umutla başlayan bu hikaye, yıllar içinde sessizliğe büründü. 2022’ye kadar birçok kez gündeme gelse de somut bir adım atılmadı. Sessizlik, ERİAD’ın bölgede yatırım yapmaya hazırlandığı ancak bugün engellendiği açıklanan projeye kadar sürdü.

Kızılinler’in suyla başlayan ama yarım kalan hikayesini, o suyu ilk bulan ve bölgenin ismini duyuran Kadir Çalışıcı’dan dinledik.

Kızılinler son günlerde çok konuşuluyor ama aslında 20 yıllık bir hikayeden bahsediyoruz. O bölgedeki sıcak su kaynağını ilk siz fark etmiştiniz. Bize o keşif sürecini anlatır mısınız?”

Ben makamında oturan bir vali hiç olmadım. Her zaman halkın içinde, arazide oldum. Kızılinler tarafında yol çalışmalarımız sürerken bölgeye yaptığım bir ziyarette, orada çadırlar kurulduğunu gördüm. Yabancı plakalı araçlar dikkatimi çekti. Merak edip sordum, “Uyuz Hamamı var” dediler. İçeri girdim, oldukça ilkel bir yerdi. Fransa’dan, Belçika’dan gelen vatandaşlarımız orada çadır kurmuş, dertlerine şifa arıyorlardı.

Yine aynı bölgede Osmanlı döneminden kalma Hasırca Çiftliği’ne yolum düştü. Hamam benzeri bir yapı yapılmıştı, içinden sıcak su kaynıyordu. İçeri girip yıkandım, gerçekten çok etkilendim.

MTA ‘su yok’ dedi ama ben inanmadım…

Hemen ardından bölgede sondaj çalışması yapılması için Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne (MTA) gittim. Ancak MTA, “Bölgede araştırma yaptık, su yok” dedi. Raporları gösterdiler. Su olduğuna ikna edemedim. Sonra konuyu daha da genişlettim. Ankara’da termal turizm ve jeofizik araştırmalarla ilgilenen büyük bir dernek vardı, alanında oldukça uzmandılar. Onları Eskişehir’e davet ettim. Yaptıkları ölçümlerden sonra suyun gerçekten var olduğunu söylediler. Bunun üzerine Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü’nün sondaj makineleriyle belirli noktalarda çalışma yaptırdık. Bastığımız yerden su fışkırdı. Saniyede 150 litre debiye sahip sıcak su çıkıyordu.

Bakan Atilla Koç suyu görünce şaşırdı

Dönemin Turizm Bakanı Atilla Koç’u Eskişehir’e davet ettim. Suyu gördüğünde gerçekten şaşırdı. Ardından Eskişehir Valiliği ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle kapsamlı bir çalışma başlattık. Teknik incelemelerin ardından bölgenin potansiyeli ortaya çıktı ve Kızılinler Termal Turizm Alanı’nın sınırlarını belirledik. 2006 yılında Bakanlar kararıyla bölge, “Kızılinler Termal Turizm Yatırım Alanı” olarak resmen tescil edildi. Tüm ön hazırlıklar tamamlanmış, artık yatırım aşamasına geçilecek noktaya gelinmişti.

Avrupa’da termalleri yerinde inceledik

Turizm Bakanı Atilla Koç ile birlikte Avrupa’da inceleme gezisine çıktık. Almanya’dan başlayarak İtalya’ya kadar uzanan termal tesisleri yerinde inceledik. İtalya’daki termal alanlarda suların 28 derece civarında olduğunu, bu nedenle ısıtılarak kullanıldığını gördük. Eskişehir’de suyun sıcaklığı 40 ila 50 derece arasında. Bu da Eskişehir’in suyunu termal turizm açısından son derece ideal bir hale getiriyor.

Kızılinler’e ilk yatırımcı geldi…

Bir gün makamda otururken telefonum çaldı. Arayan, Marmaris’te büyük otelleri bulunan bir turizmciydi. Kızılinler’deki termal çalışmaları duymuş, bölgeye yatırım yapmak istediğini söyledi. Hemen Eskişehir’e davet ettik. Geldiğinde, onu doğrudan Kızılinler’deki ilk kuyunun bulunduğu yere götürdüm. Valilik’ten Kızılinler’e olan mesafe yaklaşık 13 kilometreydi. Şehre yakınlığı nedeniyle “Hem termal turizm olur hem de şehir oteli konseptiyle işletilebilir” dedim. Çok etkilendi. Yatırımcı çok beğendi, el sıkıştık gitti. Sonrasında, Marmaris’teki otellerini satıp, buraya yatırım yapacağını iletti.

Bir otel açılırsa arkası gelir diye düşündüm

Yatırımcı doğası gereği tedirgindir, sermaye ürkektir. Güven görmezse kaçar. Bu yüzden önce güven vermeniz gerekir ki yatırımcı o riske girmeye cesaret etsin. Çünkü o bölgede daha önce yatırıp yapılıp kazanç sağlanmamış. Orada bir otel açılıp para kazanılmaya başlanırsa, arkasından başka yatırımcılar da gelir. Afyon’da öyle oldu. Oruçoğlu Termal açıldı, ardından sayısız beş yıldızlı otel yapıldı ve kent bugün kongre turizminin merkezlerinden biri haline geldi. Ben de Eskişehir için aynı hedefi taşıyordum. Şehrimizi kongre, termal ve sağlık turizminin merkezi yapmak istedim. Çünkü elimizde suyumuz da, arazimiz de vardı.

Bir valinin sözüyle 50 milyon dolarlık yatırım kaçtı

Yatırımcıyla yaptığımız görüşmenin üzerinden yaklaşık 15-20 gün geçmişti ki, ben merkeze alındım. Bir süre sonra yatırımcı aradı; “Marmaris’teki otellini sattığını, 50 milyon doların hazır şekilde bankada olduğunu söyledi. “Ne yapmamı önerirsiniz” diye sordu. Ben de kendisini yeni valimiz Mehmet Kılıçlar ile tanıştırdım. Ancak görüşmeden kısa bir süre sonra, yani bir iki saat içinde, yüzü asık bir şekilde yanıma geldi. “Ne oldu” diye sordum. “Vali Bey’in beni bir dövmediği kaldı” dedi. “Orada su yok, çıkan suyun kalitesi de düşük” demiş. Yatırımcı bu sözlerden sonra vazgeçtiğini söyledi. Maalesef, bu arkadaş o gün Eskişehir’in termal kaderiyle oynadı. Yatırımcıyı kaybetmemek için hemen devreye girdim. Onu Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan’a götürdüm. Bakan bey çok iyi karşıladı, yatırımcıyı ikna etmeye çalıştı. Ancak yatırımcı, “Ben her zaman bakanımızı nerede bulacağım? Eğer vali bey böyle konuşuyorsa bu yatırımı yapmak mümkün değil” dedi. Sonra da gitti. Ne yazık ki bir idarecinin tutumu, bu şehrin geleceğiyle oynadı. Bir yatırımı kaçırmış olduk.

Bir milletvekili bakan olunca umutlandım

Benden sonra göreve gelen arkadaşlar bölgeye yeterince ilgi göstermediler. O dönemde bu memleketin bir milletvekili vardı. Sonra Turizm Bakanı ( Prof. Dr. Nabi Avcı) oldu. Duyunca gerçekten çok sevindim, içimden “Artık Kızılinler ihya olacak” dedim. Ancak hiçbir gelişme olmadı. Ne yazık ki beklentimiz boşa çıktı. Halk bunun hesabını sormalı.

Helvayı yapacak usta eksik…

Etrafımızdaki iller termal turizmde önemli bir noktaya ulaştı. Yıllardır Eskişehir’in sıcak sularından söz ediliyor, hatta “Su akıyor, Eskişehir bakıyor” deniyor. Sizce neden Eskişehir bu konuda bir türlü ilerleyemiyor?

Venedik’in “Padova” adlı bir bölgesi var. Tıpkı bizim Kızılinler gibi, sıfırdan geliştirilmiş bir yer. Ben Kızılinler’i hep Padova’ya benzettim. Hemen yakınında Osmangazi Tıp Fakültesi bulunuyor, dibinden Porsuk geçiyor, çevresinde hektarlarca alan var. Ormanlık alanlarıyla birlikte çok geniş bir arazi, üstelik yapılaşmamış durumda. Havalimanı hemen yanı başımızda, hızlı tren kentte ulaşmış, ulaşım son derece kolay. Doğru bir planlama ile bu bölge, sağlık ve kültür turizmi açısında son derece değerli bir merkez haline gelebilirdi. Burası termal turizmi için adeta biçilmiş kaftan. Allah suyu bol vermiş. Yağ var, un var, şeker var… Ama helvayı yapacak usta eksik.

Lobi dediğiniz, helvayı yapacak olanlardır

Uzun yıllardır bölgede kayda değer bir adım atılmamıştı. Sizce bunun nedeni, Eskişehir’in güçlü bir lobisinin olmaması mı?

Lobi dediğiniz şey, yağını, ununu, şekerini kıvamında karıştırıp helvayı yapacak olan, yani Eskişehir’in yöneticileridir. Kimdir bu yöneticiler? Valisi, belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi parti il başkanları… Hepsi bu kentin geleceğinden sorumlu insanlardır. Kızılinler projesi, Turizm Bakanlığı’nın projesiydi. Üstelik o dönemde Turizm Bakanı, Eskişehir milletvekiliydi. Ancak bakanlığı döneminde Kızılinler’den haberi olup olmadığını açıkçası bilmiyorum. Bundan sonrası artık sözün bittiği yer.

Eskişehir çok şey kaybetti, hala da kaybediyor

Aslında o “usta” iki yıl önce ortaya çıktı. ERİAD, bu bölgeyle ilgili bir proje hazırladı ve 29 Ekim’de temel atmaya hazırlanıyordu. Ancak projenin engellendiğini duyurdu. Sizce bu projenin engellenmesi, Eskişehir için ne anlama geliyor?

Eskişehir bu süreçte çok şey kaybetti, hala da kaybediyor. O bölgede bugün termal otellerin birbiri ardına sıralanması gerekiyordu. Aslında olacaktı da… Süreç zaman zaman belediyelere havale edildi. Oysa bu, belediyelerin işi değil, Turizm Bakanlığı’nın projesiydi. “Su akar, Türk bakar” derler ya, biz de Eskişehir olarak bakıyoruz. Bu noktada ERİAD’ı yürekten tebrik ediyorum. Çünkü ben yatırımcıya milli kahraman gözüyle bakıyorum. Kolay değil; varlığını ortaya koyacak, borçlanacak, risk alacak… Biz ise maalesef yatırımcıya düşmanlık eder gibi davranıyoruz. Bürokrasimizle, insanımızla… Bu yanlış bir tutum.

Nebi Bey bu yatırımın önünü açmalı…

Devletin tüm kademeleri yerel yönetimler, valilik, siyasi partiler, belediye başkanları ve iktidar temsilcileri bu arkadaşlara destek olmalı, cesaret vermeli. Önlerini açmalılar. Ama biz ne yazık ki bırakın açmayı, yatırımcının önünü tıkıyoruz. Zamanında 50 milyon dolarlık yatırım, sadece bir valinin sözüyle kaçıp gitti. Yatırımcıya karşı son derece hassas davranmamız gerekiyor. Ekonomik krizin en yüksek olduğu dönemde bile yatırım yapma cesareti gösteren birinin alnından öpmek lazım. Onların önünü açmak, cesaret vermek hepimizin görevi. İktidar partisinin içinde yatırımcı olan bir milletvekilimiz var. Nebi Bey (Nebi Hatipoğlu), tecrübeli bir iş insanı olarak bu yatırımın önünü açmalı.

Afyon başardıysa biz neden başaramayalım?

Eğer Eskişehir Valiliği görevine devam etseydiniz, sizce bugün Kızılinler çok daha farklı bir noktada olur muydu?

İki yıl daha görevde kalsaydım, bugün Seyitgazi Yolu Afyon’a ulaşırdı. Eskişehirspor Avrupa’da top koştururdu. Kızılinler ise bölgenin en büyük turizm merkezlerinden biri haline gelirdi. Eskişehir halkı beni iyi tanır; yapamayacağım şeyi konuşmam. Yatırımı yapacak kişi ben değildim ama o yatırımı yapacak insanların önünü açmak, onlara cesaret vermek benim işimdi. Afyon bugün termal ve kongre turizminin merkezi haline geldiyse, biz neden olmayalım? Bizim neyimiz eksik? Hatta fazlamız var. Sadece doğumu yaptıracak bir ebe, helvayı yapacak bir usta eksik. İnşallah Kızılinler, layık olduğu ilgiyi görür ve Eskişehir’e gerçek bir katma değer kazandırılır. Bu konuda kim emek veriyor, kim çalışıyorsa hepsini gönülden tebrik ediyorum. Artık elimizde bir yetki yok, ancak fikri anlamda katkı sunmamız gerekirse, elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız.