GÜNDEM

Teknik Direktör Şapcı: “Eskişehirspor'un Olduğu Yerde Baş Kaldırma, Kavga Olur”

Eskişehirspor, sezonun başında teknik direktörlükte değişikliğe gitmişti. Yeni Teknik Direktör Hakan Şapcı basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Şapcı, futbolu hayata benzettiğini ifade ederek “her şey her zaman istediğimiz gibi gitmiyor” dedi.

Eskişehirspor’un teknik direktörü Hakan Şapcı, Vali Hanefi Demirkol tesislerinde basın mensuplarıyla buluştu.

Şapcı, Eskişehirspor macerasından bahsederek, “Eskişehirspor maceram aslında bu sene değil, geçtiğimiz sene başlayacaktı. Ulaş Entok Başkanım ve değerli yönetim kurulu üyeleriyle ben geçtiğimiz yılın başında da Eskişehirspor ile ilgili bir görüşmede bulunmuştum. Ancak şartlar itibarıyla o zaman başlayamamıştık. Ve o günden bu yana açıkçası Eskişehirspor'un maçlarını takip ettik, şampiyonluklarıyla sevindik. Nasip oldu, bu senenin başında, bu senenin içerisinde tekrar Eskişehirspor'da çalışma fırsatı bulduk” dedi.

“Şampiyon olmak için geldik”

Şapcı, Eskişehirspor’da olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadığını ifade etti. Camianın büyüklüğünü ve hedeflerinden bahseden Şapcı şu sözlere yer verdi:

Çok önemli bir camianın, çok önemli bir şehir takımının teknik sorumluluğunu yapmak, tüm antrenör arkadaşlarımla burada bu camianın içinde yer almak bizi inanılmaz derecede mutlu ediyor ve motive ediyor. Şampiyon olmak için geldiğimizi ve Eskişehirspor'u bir üst lige çıkarmak için burada olduğumuzu söylemem gerek. Ve hak ettiğini, hatta daha da üst ligleri hak ettiğini düşünüyorum bu camianın.

“Bugün itibarıyla çalışmalarımıza başlıyoruz”

Geçmiş maçlardan ve önümüzdeki haftada karşılaşacağımız maçlardan söz eden Şapcı, “İlk haftada taraftarımızın önünde bir galibiyet alarak başlamak istiyorduk ancak talihsiz bir şekilde bir beraberlik aldık. Ancak çok şükür 2 haftadır deplasmanları kazanarak tekrar evimize döndük. Şimdi bu Pazar günü tekrar iç sahada taraftarımızla bütünleşip bir galibiyet almak istiyoruz ve bunun için hazırlanacağız. Bugün itibarıyla çalışmalarımıza başlıyoruz.” dedi.

“Çok hevesliyim, çok iddialıyım, çok mutluyum”

Şapcı 3. Lig’deki sıralamaya bakmadan ilerleme kaydedeceklerini ifade etti. “En azından devre arasına lider olarak, lider takım olarak girmek istiyoruz.” diyen Şapcı, tüm güçleriyle mücadele edeceklerini söyledi. Şapcı, şu ifadelere yer verdi:

“Eskişehirspor'u önce devre arasında ligin zirvesine, sene sonunda da ligin zirvesinden bir üst lige çıkarmak için hep birlikte çalışacağız. Çok hevesliyim, çok iddialıyım, çok mutluyum. Hedef için bu mücadelenin bir parçası olmaktan, bu ailenin bir parçası olmaktan da fazlasıyla gurur duyuyorum. İnşallah bu büyük camiaya bir şampiyonluk yaşatmak, bir şampiyonluk daha yaşatmak bizlere nasip olur.

“Sizlerin desteğine çok ihtiyacımız oluyor”

Basından destek isteyen Şapcı, “Eskişehirspor’un iyi günü, kötü günü olacak. Futbol hayata benziyor, her zaman istediğimiz gibi gitmeyebiliyor her şey. Bu manada birlik beraberlik içinde sizlerin desteğine çok ihtiyacımız oluyor. Eleştiri her zaman olacak. Zaten belki de işinizin gereği bunu yapmak zorunda, bunu yapmak durumundasınız. Ancak bu eleştirilerde yapıcı olmak, birlik ve beraberlik vurgusunu hep beraber yaşamak, bu manada sizler için ve bizler için çok değerli. Bu manada hepinizden destek bekliyorum.” dedi.

“3 büyüklerin hükümdarlığına son vermiş bir takım”

Şapcı, Eskişehirspor’un tesislerinde yazan bir yazıya dikkat çekerek şu sözlere yer verdi:

Burada çok güzel bir yazı var: "Kimse Eskişehirspor'dan büyük değil"... Çok uzun yıllar önce atılmış bir meşale var bu şehirde. Türkiye'de belki Trabzonspor'dan önce 3 büyüklerin hükümdarlığına son vermiş bir takım, şehir burası. O zamanki ruhun, o zamanki birlik ve beraberliğin neleri başardığını, bir takımı nerelere kadar taşıdığını görüyoruz. Aynı ruha tekrar bir şekilde ulaşmamız gerekiyor.

“Serdar Hocam ve ekibine de çok teşekkür ediyorum”

Şapcı konuşmasında, Eskişehirspor’un önceki teknik direktörüne de yer vererek “Serdar Hocam ve ekibine de çok teşekkür ediyorum. Onlar da bence burada çok ciddi çalışmalar yapmışlar ama kendileriyle görüşme fırsatım olmadı. İnanılmaz derecede şanssızlıklar ve sakatlıklar yaşamışlar. Yani bir futbol takımının 5-10 senede başına gelebilecek şey 3 ayda takımın başına gelmiş. Şimdi çok enteresandır, şunu söyleyeyim. Omzu kırılan, elmacık kemiği üç yerden kırılan, dirseği kırılan, ayak bileğinde ciddi darbeye bağlı sakatlıkları olan oyuncularımız var. Şimdi antrenmanla ilgili sakatlıklar muhakkak olabilir, bu bizim de başımıza gelebilir. Bu işin bir parçasıdır, eleştirilerdir. Ancak, bir hafta arayla iki tane oyuncunun aynı anda birinin omzunun, birinin dizinin kırılması yaşandı ve iki tane çok önemli oyuncu...” dedi.

“Benim bir tek şikayetim var…”

Sakatlıkların bir problemi doğurduğunu anlatan Şapcı transfer konusuna da değindi. Şapcı, şunları ifade etti:

Benim bir tek şikayetim var: Daha fazla katkı almamız lazım. Transferle ilgili, 6 hafta bitene kadar, biz bu takımı hedefe taşıyana kadar mevcut tüm oyuncularımızdan faydalanmak durumundayım. Benim şimdi oyuncularıma, en değerli oyuncularıma, en kıymetli oyuncularıma, hepsine ihtiyacım var. O nedenle şimdilik transfer konuşmamız mümkün değil. Alabildiğimiz büyük verim neyse, en fazla, maksimum seviye neyse onu yakalamaya çalışacağız.

“Eskişehirspor'a transfer çok zor”

Eskişehirspor’da transferin yapılmasının zor olduğunu anlatan Şapcı, “Bir de şunu da söylemem gerekiyor: Eskişehirspor'a transfer çok zor. Amatör oyuncu transferleri yapılmalı. Yaş sınırları var. Federasyonumuz bu sene, kimine göre iyi, kimine göre kötü, -bence çok zamansız ve hazırlıksız bir çalışmaydı-, işte bir kontenjan kuralı getirdi. Sadece 25 yaş üzeri 5 tane oyuncu alabiliyorsunuz. Şimdi hem bu profesyonel oyuncu transferinin zorluğu, hem kontenjan kuralı bir de bunun üzerine 20 yaşın, 22 yaşın altında 6 tane oyuncuyu da kadroya almanız gerekiyor. Çok fazla şey var. Bu kadar planlamayı bir araya getirmek o kadar kolay değil.” dedi.

“Eskişehirspor bu ülkenin çok önemli bir gücü”

Eskişehirspor’a verilen değeri ifade eden Şapcı, “Ben dışarıdan geldiğim için söyleyebilirim… Belki siz bu camianın içinde olan insanlar olarak bazen farkına varamayabilirsiniz ama Eskişehirspor bu ülkenin çok önemli bir gücü. Nereye gidiyorsa Eskişehirspor, bugün üç büyükler nereye gidiyorsa Eskişehirspor da oraya gidiyormuş gibi karşılanıyor.” dedi.

“Kalan 6 maçta 18 puan hedefliyoruz”

Daha önce Eskişehir Haber Ajansına, hedefinin her zaman 3 puan olduğunu aktaran Şapcı, şu ifadeleri kullandı:

Kalan 6 maçta 18 puan hedefliyoruz. Ben her maçı kazanmak için oynayacağım, takımımız da öyle oynayacak. 18 puanın tamamına talibiz. 16'ya razı olabiliriz, 15'i beğenmeyiz belki ama bütün puanları almak istiyoruz. Bütün maçları kazanmak istiyoruz, Eskişehirspor'a da bu yakışır. Ama şu önemli: Bizim bir maç kazanma serisine ihtiyacımız var. Çok şükür iki oldu. İşte biz bunu önce 3, sonra 4, 5, 6, götürebildiğimiz yere kadar götürmek durumundayız. Ha puan kaybedersek dünyanın sonu mu? Vallahi düşsek de yine ayağa kalkar, toparlanır, üstümüzü başımızı siler, bir daha mücadeleye koyuluruz. Sonuna kadar devam edeceğiz bu yarışa ama oynadığımız her maça talibiz, 3 puana talibiz. İçeride ya da dışarıda fark etmeksizin kazanmak istiyoruz. Ben takımıma çok güveniyorum. Her maçı kazanabileceklerine inanıyorum.

“İyi çalışmamız gerekiyor”

Pazar günü Söke 1970 Spor ile yapılacak maç için değerlendirme yapan Şapcı, “Duran toptan çok fazla sayıda gol atan bir takımla oynayacağız. Aynı zamanda, bilhassa hücum hattında çok hareketli iki tane oyuncuyla oynuyorlar ki, bizim ligde inanamazsınız buna. Bu kadar hareketli ve çabuk iki kenar oyuncusunu iki santrafor gibi kullanan değişik bir formasyonu var. Bizim de buna göre iyi çalışmamız gerekiyor.

Hocaların da maç sonunda açıklamalarını okuduk. Onlar da buraya kazanmak için gelecekler. Ama ben burada bir kere daha söylüyorum: Eskişehirspor'u Eskişehir'de yenmek öyle kolay bir iş değil, olmamalı zaten. Dersimize çalışacağız, bütün hafta iyi değerlendireceğiz. Pazar günü seyircimizin de desteğiyle 3'te 3 yapacağız.

“Taraftarımızı desteğe davet ediyorum”

Taraftarı maça davet ediyorum. Taraftarımızı desteğe davet ediyorum. Afyon'da, Bornova'da bizi hiç yalnız bırakmadılar. Ben onları tribünde görünce çıkıp oynayasım geliyor. Öyle bir motive oluyoruz. Sadece biraz sabırlı olmalarını istiyorum. Futbol maçları 90 dakika. Bazen bu maçların son bölümlerinde istediğimiz skorlar oluşmayabilir ama son düdüğe kadar bir futbol takımına destek vermek gerekiyor.

“Eskişehirspor'un olduğu yerde baş kaldırma, kavga olur”

Eskişehirspor’da oyuncuların fevri davranışları konusuna da açıklık getiren Şapcı, “Denizli İdman Yurdu maçını biz kart görmeden bitirdik. Eskişehirspor'un olduğu yerde, -kurallar içerisinde söylüyorum, yanlış anlaşılmasın- mağlubiyete ve haksızlığa her zaman için baş kaldırma, kavga olur. Afyon'da da oyuncularımız bence o tepkiyi verdi. Bu hafta da arkamızda bunca taraftarımız varken biz her yerde hakkımızı koruyacak, emeğimizi koruyacak agresifliği göstermek zorundayız. Hatta genç oyuncularımızdan özellikle rica ediyorum bunu. Berk'ten, Eren'den daha agresif olmalarını istiyorum. (Oyunun kuralları içerisinde.) Bize o agresiflik bence başarı olarak döner.

“Sakatlığı olmayan oyuncu yok”

Önümüzdeki Söke 1970 Spor ile yapılacak olan maç öncesi sakatlıklardan bahseden Şapcı, “Ali Fırat sakat, Deniz sakat. Şimdi kötü bir haber: Talha da sakat. Talha'yı Ankara'ya gönderdik. Tedavisi Perşembe gününe kadar orada devam edecek. Üst adalesinde bir yırtık var. Buna devam edeyim, baldırında, dizinde bir problem var. Yani Arda ile Egemen dışında, kalecimiz Bora'yı geçen hafta kaburga sıkıntılarıyla oynattık. Şu an Arda ve Egemen dışında süre alan oyuncularımızdan sakatlığı olmayan oyuncu yok. Yani bu bir zorluk, bu bizi sıkıntıya sokuyor. İşte yetiştirmeye çalışacağız. Yetiştiremiyorsak da kadromuzun içinden bir rotasyon oluşturmaya çalışacağız ve oyuncuları oynatacağız.” dedi.

“Bu hafta tribünlerde 15-20.000'i buluruz diye düşünüyoruz “

Motivasyon kaynaklarının Eskişehirspor tribünleri olduğunu aktaran Şapcı, “En büyük motivasyon unsurumuz yine seyircimiz. Bu hafta bir 15-20.000'i buluruz diye düşünüyoruz tribünlerde. Bir üçüncülük takımının 15-20.000 taraftarının önünde oynaması zaten çok büyük bir motivasyon unsurudur. Ama şöyle bir problem var: Buraya gelen takımlar da motive oluyorlar. Çünkü çocuklar böyle bir ambiyansı, böyle bir seyirciyi, böyle bir stadı gördüklerinde onlar da kendilerini çok fazlasıyla motive ediyorlar. Bizde taraftar desteği çok önemli güç, ancak bizim oyuncularımızda maalesef son iki iç saha maçını kazanamamanın vermiş olduğu bir problem var. "Ben kötü pas atarsam bir tepkiyle karşılaşabilir miyim?", "Biz kazanamazsak taraftarımızdan tepkiyle karşılaşabilir miyiz?" diye şeyler de var açıkçası. Biz de oyuncularımıza o özgüveni aşılamalıyız. Ancak en önemlisi, hayatta sözlerden daha değerlisi, insanlara güvendiğinizi, inandığınızı hissettirmektir. Açıkçası biz de çocuklarımıza o mesajı vermek istiyoruz.”