"Bir ülkenin geleceği, kız çocuklarının ne kadar güvende olduğuyla ölçülür"
Kız çocuklarının çocuk istismarına, erken yaşta evliliğe ve adaletsizliğe kurban gittiğini vurgulayan Yeşildal, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, kalbiyle dünyayı güzelleştiren, cesaretiyle geleceği aydınlatan kız çocuklarımızın günü. Ama ne yazık ki bu ülkede, birçok kız çocuğu hâlâ çocukluğunu yaşayamadan büyümeye, sessizliğe mahkûm ediliyor. Kimisi okula değil evliliğe gönderiliyor, kimisi istismara uğruyor, kimisi adaletsizliğe kurban gidiyor. Oysa biz biliyoruz: Bir ülkenin geleceği, kız çocuklarının ne kadar güvende olduğuyla ölçülür. Her kız çocuğunun yaşam, eğitim ve korunma hakkı vardır. Bu haklar sadece vicdanın değil, uluslararası hukukun da güvencesidir.”
"Yükümlülükler, ne yazık ki kâğıt üzerinde kalmış, uygulamada yok sayılmıştır"
Yeşildal, kadın ve çocuk haklarını savunan uluslararası sözleşmelerin uygulamada yok sayıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmuş bir ülkedir. Ancak bu yükümlülükler, ne yazık ki kâğıt üzerinde kalmış, uygulamada yok sayılmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, yalnızca kadınları değil, kız çocuklarını da korumasız bırakmıştır. Bu karar; şiddetle mücadele mekanizmalarını zayıflatmış, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef almış, istismara karşı koruyucu duvarları yıkmıştır.”
"CHP iktidarında İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek"
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu konudaki duruşunun net olduğunu belirten Yeşildal, “Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yanlışı ilk günden beri reddettik ve söz veriyoruz: CHP iktidarında İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek! Adalet, çocuklar için yeniden tesis edilecek.” dedi.
"İktidarın ‘aile yılı’ adı altında kadını ve çocuğu yeniden evin sınırlarına hapsediyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesine de değinen Yeşildal, artan çocuk cinayetleri ve aile içi şiddet vakalarına dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:
“İktidar, 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etti. Ama biz soruyoruz: Kız çocuklarının okula değil evliliğe zorlandığı, istismara uğradığında ‘sus yoksa rezil oluruz’ denilen bir ülkede hangi ‘aile’den söz ediyoruz? Gerçek aile; kız çocuğunu susturmayan, ona güvenli bir gelecek sunandır. Gerçek aile; evliliğe değil eğitime, itaate değil eşitliğe inanan ailedir. İktidarın ‘aile yılı’ adı altında kadını ve çocuğu yeniden evin sınırlarına hapsetme çabası, bizim mücadelemizin tam karşısındadır. Kız çocuklarını büyütmek yerine evlendiren, eğitim hakkını gasp eden bir düzen bu ülkenin geleceğini küçültür. Biz, o geleceği yeniden büyütmek için buradayız. Kız çocuklarının eğitimine, özgürlüğüne, güvenliğine sahip çıkacağız. Her birinin hayalini kurduğu yaşama ulaşması için yanında olacağız. Çünkü biliyoruz: Çocuk, çocuktur. Rızası olmaz. İstismarı mazur görülmez! Bu mücadele, sadece bir ‘günün’ değil; Narin’in, Leyla’nın, Zehra’nın, adalet arayan her kız çocuğunun mücadelesidir.”
"Biz varız, biz buradayız ve değiştirmeye geliyoruz"
Kız çocuklarının güvenli ve özgür bir yaşam sürebilmesi için çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Yeşildal,“Kız çocuklarının gülüşüyle güzelleşen, onların özgürlüğüyle güçlenen bir Türkiye için var gücümüzle çalışacağız. Bir ülkenin gerçek gücü, kız çocuklarının özgürlüğüyle ölçülür. Ve biz, kız çocuklarının özgür, eşit, korkusuz bir geleceğe kavuştuğu o güne kadar susmayacağız, durmayacağız! Kız çocukları korkuyla değil umutla büyüyecek, evliliğe değil eğitime yönlendirilecek, susturulmayacak, geleceğini kendi sesiyle kuracak! Bu ülke, kız çocuklarının özgür geleceğiyle yeniden yükselecek. Biz varız, biz buradayız ve değiştirmeye geliyoruz!” ifadelerini kullandı.