Demokrat Parti (DP) Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti, F-35 programı ve Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Özcan, ABD ile yapılan temasların Türkiye açısından bir kazanç değil, kayıp olduğunu savunarak, “Nadir toprak elementleri Amerika’ya adeta peşkeş çekildi” ifadelerini kullandı.

Özcan açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ABD Başkanı Trump ile görüşmeleri olmuştu. Yaklaşık 2 hafta önce Sayın Cumhurbaşkanı Amerika ziyaretinde bulundu. Bu ziyarete büyük umutlarla gidildi. Ancak biz ‘ne alacağız?’ diye beklerken, her şeyi verip döndük. 2023 yılında Karadeniz’de 870 milyar metreküp doğalgaz bulduğumuzu açıkladık ama Amerika’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) satın alıp geldik. Parasını ödediğimiz, yaklaşık 2 milyar dolar değerindeki F-35 projesinde ise hiçbir gelişme yok. Türkiye, toprak bütünlüğü dahil elinden geleni verdi ama karşılığında sadece bir ‘meşruiyet’ aldı gibi görünüyor.”

CHP’li Çakırözer’den TBMM’de Beylikova Çağrısı: “Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın”
CHP’li Çakırözer’den TBMM’de Beylikova Çağrısı: “Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın”
İçeriği Görüntüle

Özcan, Beylikova ilçesinde bulunan nadir toprak elementlerine ilişkin ise, “Nadir toprak elementlerinin de Amerika’ya verildiğini, hatta tabiri caizse ‘peşkeş çekildiğini’ düşünüyorum. Ancak Türkiye bu ziyaret karşılığında ne elde etti, bunu hâlâ bilmiyoruz” dedi.

DEM Parti ve İmralı süreci

Açıklamasının devamında “Terörsüz Türkiye Komisyonu” ve konuyla alakalı olarak DEM Parti açıklamalarını da hedef alan Özcan şu ifadeleri kullandı:

“Dün DEM Parti sözcüsünün yaptığı açıklamalar akıl alır gibi değil. Kendisi ‘Sayın Öcalan’ diyor, ama bana göre o bir terörist başı, bebek katili, canidir. PKK bir terör örgütüdür, bunu açıkça söylüyorum. DEM Parti sözcüsü diyor ki: ‘Barış süreci başlamadan önce bize, İmralı’ya heyet gönderileceği ve TBMM’ye heyet gönderileceği garantisi verildi.’ Eğer bazı sözler ve garantiler verildiyse, bu heyet neden 14-16 kere toplandı? Zaten heyetin oluşumu baştan yanlıştı; 52 kişiden oluşuyor. Cumhur İttifakı çoğunluğa sahip olduğundan, istedikleri kararları geçirebiliyorlar. O açıklamalarda, ‘Öcalan basından şikâyetçi’ deniyor. Ama Türkiye’de bağımsız basın neredeyse kalmadı. Onlarca kanal ve gazete içinde sadece birkaç tanesi gerçekten özgür. Kalanı ‘havuz medyası’ diye bilinen yapının elinde. Ayrıca ‘basın ve yargı üzerinde etkileri var’ deniliyor. Bu da tehlikeli bir ifadedir; Türkiye’ye bir yön verme çabasıdır. Biz PKK ile bir savaşa girdik de kaybettik mi? Birkaç yıl önce, dönemin İçişleri Bakanı teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bildiğini söylüyordu. Ne oldu da birkaç kırık silah teslim edildi diye ‘barış süreci’ başladı? Bu gidişat PKK’nın istediği gibi devam etmezse Türkiye ciddi terör eylemleriyle karşılaşabilir.”

“Bu komisyon tiyatrodur”

Özcan, Meclis’te kurulan komisyondaki çalışmalara da katılmalarına rağmen sürece güvenmediklerini belirterek, “Ben Eskişehir’de en az 30 şehit cenazesine katılmış birisiyim. Şehit aileleriyle karşılaştığımda yüzlerine bakmaya utanıyorum. Yücel Gül’ün oğlu Anıl Gül şehidimizdir; Yücel abinin yüzüne nasıl bakayım” şeklinde konuştu.

DP’nin komisyonda neden üye bulundurduğuna ilişkin de açıklama yapan Özcan, “‘Komisyona bir üye verdiniz’ deniyor, evet verdik. Sebebi basit: İktidar her şeyi kontrol ediyor. Komisyonda neler konuşuluyor, neler vaat ediliyor bilmek istedik. Milletvekilimiz Haydar Altıntaş da dedi ki: ‘Eğer bu komisyondan İmralı’ya bir heyet giderse, biz o komisyondan derhal ayrılırız.’ Bu bizim kesin tavrımızdır. Ama bu komisyon işlevsizdir. Çünkü iktidar ve ortağı zaten ne yapacağını biliyor. Bu bir tiyatrodur” ifadelerini kullandı.

Bu komisyon, İmralıdaki’ne bir umut hakkı tanımak için hazırlanmıştır

Komisyon sürecinde, bürokratların, STK’ların ve oda temsilcilerinin de dinlediğini hatırlatan Özcan, özgür ve demokratik bir ortam oluşmadığını altını çizerek şöyle kaydetti:

“Komisyonda baro başkanları, MİT Başkanı, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, kadın örgütleri, oda temsilcileri dinleniyor. Ama zaten kimlerin konuşacağı, ne söyleyeceği önceden belli. Oda seçimlerinde bile iktidarın müdahalesi ortadayken, oradan nasıl bağımsız bir görüş çıksın? Bu komisyon etnik kimlik üzerinden siyaset yapmak isteyen PKK’ya alan açmaktır. İmralı’daki bebek katiline bir umut hakkı tanımak için hazırlanmıştır. Şehit ve gazi aileleri affetse bile, tarih bu ihaneti affetmeyecektir. Tarih bunları unutabilir ama yaptıklarını asla unutmayacaktır.”

Muhabir: Yusufhan Toraman