Engelli hakları birçok modern hukuk devletine kıyasla geriye gidiyor

Tarihsel süreçte dezavantajlı grupların hak mücadelesinin küçük ama birikimli adımlarla ilerlediğini hatırlatan Balaban, son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle engelli bireylerin erken emeklilik haklarının geciktirildiğini belirtti. Balaban, “15 Ocak 2025 tarihi öncesi emeklilik talebi olan vatandaşlarımızın ‘engellilik derecelerine’ göre yaş şartı olmaksızın 506 sayılı Kanun kapsamında emekli olması mümkün iken, 9 Ocak 2025 tarihli kanun değişikliği ile bu tarihten sonra emekli olmak isteyen engelli vatandaşlarımıza, erken emeklilik şartları sağlık raporlarında engellilik derecelerine ve diğer bağlayıcı sınırlarına göre en az 15 ile 18 yıla kadar geciktirilmektedir” dedi.

CHP’li Kahya’dan 5 Aralık Mesajı: Eşit Yurttaşlık Mücadelesinin Simgesi
CHP’li Kahya’dan 5 Aralık Mesajı: Eşit Yurttaşlık Mücadelesinin Simgesi
İçeriği Görüntüle

Erişilebilirlik sağlanmayan kamu kurumları Anayasa’yı ihlal ediyor

AYM ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kararlarına rağmen pek çok kurum ve yapının hâlâ erişilebilir olmadığına dikkat çeken Balaban, engelli bireylerin bu koşullarda çalışmak zorunda bırakılmasının “Angarya yasağının ihlali” olduğunu ifade etti. Balaban, “Anayasa Mahkemesi ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun, kurum ve kuruluşların engelli bireylerin erişilebilirliğine uyum sağlamasını zorunlu kılan kararlarına rağmen, hâla erişilebilirliğin sağlanmadığı mekânlarda sırf hayatlarını idame ettirebilmek için çalışmak zorunda kalan engelli vatandaşlarımızın emeklilik şartlarının zorlaştırılması, Anayasal hakları olan Angarya yasağının ihlal etmektedir. Engelli bireylerin eğitim, spor, sanat, istihdam, sağlık gibi alanlarda haklarını kullanabilmesi ve daha sosyal bir hayatın içinde olmaları pekala mümkün iken, gerekli erişilebilirlik şartları her alanda en sona bırakılmıştır. Daha geçen hafta, engelli vatandaşlarımız için yaşanabilir bir şehir olarak anılan Eskişehir’imizde, sınıf 2. katta olan PEV hastası 7 yaşındaki engelli öğrencinin bir gün annesinin sırtında sınıfa taşındığı görüntüler hafızalarımıza kazınmıştır. Şehrimizde ve ülkemizde eğitim alabilmek adına engelleri aşmaya çalışan çocukların erişilebilirlik engellerinin acilen kaldırılması gerekmektedir. Okulların ve devlet kurumlarının erişilebilirlik şartlarını tamamlaması yetkililerin en büyük ayıbıdır. Engelli vatandaşlarımız erişilebilirlik şartlarının iyileşmesi ile kendilerine yaşam alanı bulabilecekler, Anayasal haklarını ancak bu şekilde kullanabileceklerdir” ifadelerini kullandı.

Ekonomik kriz engelli bireyleri daha da zorluyor

Engelli bireylerin medikal cihaz, bakım ürünleri ve protez maliyetleri nedeniyle ciddi ekonomik güçlükler yaşadığını vurgulayan Balaban, çoğu malzemenin döviz kuru üzerinden fiyatlandığını ve mevcut desteklerin bu giderleri karşılamaktan uzak olduğunu belirtti. Balaban, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Evde bakıma muhtaç engelli bireylerin bakıcı masraflarını bu hayat pahalılığında ödemeleri mümkün olmadığı gibi, sıfır evde hasta bakım ücreti alma şartını zorlaştırmak adına hastane heyet komisyonlarından tam bağımlı raporunun alınması zorunlu kılınmış, işbu raporları alabilmek neredeyse imkânsız hâle getirilmiştir. Otizmli bireylerin de engel halinden kaynaklanan yasal hakları yeni mevzuat değişiklikleri ile düzenlenerek zayi edilmiştir. Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz hâli en çok dezavantajlı grupları özellikle de çalışma hayatına katılamayan engelli vatandaşlarımızı derinden etkilemektedir. Zira engelli vatandaşlar ihtiyaç duydukları medikal ve bakım ürünlerini ücretiz alamadığı gibi, işbu ilaç ve ürünler ülkemize ithal edilmekte ve fiyatları döviz kurları üzerinden hesaplanmaktadır. Yine pek çok ortoz ve protez ürünün en geç 2 yılda bir yenilenmesi gerektiği bilinmektedir. Oysa ki hiçbir çefayla alınan engelli raporları ile sağlanan maddi destekler ile yakınına bağlanan 13.000 TL civarındaki bakım maaşı da hiçbir gereksinimini karşılamaya yetmemektedir.”

3 Aralık yetkilileri görev başına çağırma günüdür

Balaban , 3 Aralık’ın bir kutlama günü değil, hak kayıplarının tespit edilmesi ve çözüm için çağrı günü olduğunu vurguladı. Balaban, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“3 Aralık Dünya Engelliler günü bir kutlama değil, bir farkındalık veya en azından gözden geçirme amacı taşımaktadır. Engelli vatandaşlarımızın hak ihlallerinin bir an evvel durdurulması, Anayasamızda yer alan eşitlik haklarının korunması için acilen mevzuat değişiklikleri yapılması şarttır. 3 Aralık, ‘Engelli bireyler kırmızı çizgimizdir’ ruhunu benimseyen düzenlemeler için, yetkilileri görev başına çağırma günüdür. Ne yazık ki, bugün hem iktidarın hem muhalefet partilerinin söylemlerinde engelli hakları hak ettiği yeri bulamamakta; kamu kurumları ve özel sektör, üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirme konusunda ciddi biçimde yetersiz kalmaktadır. Engelli bireyleri zorlayan esas mesele, çoğu zaman bedenlerindeki işlev ve yapı farklılığı ya da bu farklılıklardan kaynaklanan etkililik sınırlılıkları değildir. Asıl sorun, fiziksel ve sosyal çevreyle etkileşim sırasında ortaya çıkan, öngörülebilir olmasına rağmen giderilmeyen sınırlılıklar ve engellerdir. Yani sorun; duyarsız insanlar, sorumluluk almayan kurumlar ve kapsayıcı olmaktan uzak politikalar bütünüdür.”

Muhabir: Alperen Ata