Her yıl onlarca eseri kente kazandıran sempozyum, bu yıl ise 3.500 yıllık Yazılıkaya Anıtı’nı merkeze alıyor. Aynı ebatlarla yeniden yorumlanan anıt eser, sanatçıların kolektif üretimiyle Eskişehir’e kazandırılıyor. Kadim Frig kültüründen modern dünyaya uzanan bir köprü kurmayı amaçlayan bu tema, hem sanatçılara hem de izleyicilere heyecan verici bir deneyim sunuyor.
Ben de sempozyumun sanatçı çalışma alanında, seramik sanatının önemli isimlerinden Aynur Çalışkan ile bir araya geldim. Çalışkan, sempozyumun kente ve Türkiye’ye katkılarını, Yazılıkaya Anıtı’nın kolektif bir yorumla Eskişehir’e kazandırılmasının anlamını anlattı.
Hocam kolay gelsin öncelikle. 17 yıl geride kaldı. Geriye baktığınızda Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun hem Eskişehir hem de Türkiye için önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aynur Çalışkan: Eskişehir zaten eski bir toprak kenti. Yani tuğla ve kiremit fabrikalarının bulunduğu bir şehir. Zaten sempozyumun çıkışı da buradan, Sayın Ahmet Ataç’ın bu geçmişten esinlenerek böyle bir sempozyum yapılmasına karar vermesiyle oldu. Tabii hocamızın da bu konuda genel bir yaklaşımı vardı. Ben daha önce dördüncüsüne de katılmıştım.
Bu yıl ayrıca, yakın zamanda kaybettiğimiz değerli kişilere adanmış olması nedeniyle de çok önemli. Sempozyum bugüne kadar şehrimize pek çok eser kazandırdı.
Şüphesiz. Hepsi de açık havada sergileniyor. Bu noktada baktığımızda Eskişehir’in bu sempozyum sayesinde bir açık hava müzesine dönüştüğünü görüyoruz.
Aynur Çalışkan: Evet, ilk yıllarda, ilk sempozyumlarda üniversitenin karşısında bir heykel parkımız vardı. Çalışmalar orada sergileniyordu. Daha sonraları ise eserler doğrudan vatandaşla iç içe olacak şekilde şehrin yeşil alanlarına, parklara yerleştirildi. Böylece çok daha güzel oldu, halka daha da yaklaştı. Bu dokunuş çok önemli bir katkı sunuyor. Nitekim bu yıl da Eskişehir’in köklü ve kadim geçmişiyle bir bağlantı kuruyoruz.
3.500 yıl önce yapılmış Yazılıkaya Anıtı’nın siz sanatçılar tarafından aynı ebatlarda yorumlanarak Eskişehir’e kazandırılması çok değerli. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, bu sizi heyecanlandırıyor mu?
Aynur Çalışkan: Evet, heyecanlandırıyor. Daha önce de benzer bir çalışma yapmıştım ama bu kez kolektif bir çalışma olması çok önemli. Çünkü birçok insan Yazılıkaya Anıtı’nı görme imkânı bulamamıştır. Burada onun bir benzerini ya da sanatçılar tarafından yorumlanmış hâlini görebilecekler.
Bu, Eskişehir’in kadim tarihine yeni bir bakış açısı katıyor. Frig kültüründen, uygarlıkların doğuşunun farklı dönemlerinden izler taşıyor. Günümüz modern dünyasına bir köprü gibi düşünülebilir. Zaten zaman ve tarih de böyle bir şeydir.
Çok teşekkür ederim hocam.
Aynur Çalışkan: Ben teşekkür ederim, sağ olun.
Aynur Çalışkan Kimdir?
1962’de Bulgaristan-Razgrad’da doğdu. 1978 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etti. 1988’de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Düşler ve Düşsel İmgeler” başlıklı yüksek lisans tezini tamamladı. Heykel ve seramik alanında çalışmalarını sürdürdü. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nde görev yapmaktadır.