Kesikbaş, 2025 yılının küresel ekonomide artan jeopolitik riskler, daralan dış talep ve yurt içinde uygulanan sıkı finansal koşullar nedeniyle sanayi sektörü açısından oldukça zorlu geçtiğini belirtti. Buna rağmen Türkiye ekonomisinin, Orta Vadeli Program’da öngörülen yüzde 3,3’lük büyüme tahmininin üzerinde bir performansla yılı tamamlamasının beklendiğini ifade eden Kesikbaş, bu tablonun sanayi sektörünün gösterdiği fedakârlık, sabır ve dayanıklılığın bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Mevcut büyüme oranlarının Türkiye ekonomisinin gerçek potansiyelini yansıtmaktan uzak olduğunu dile getiren Kesikbaş, sektörler arasında belirgin bir ayrışma yaşandığını, sanayi sektörünün ise yüksek maliyet baskıları altında üretimini sürdürmeye çalıştığını kaydetti. Kesikbaş, finansal istikrarın sağlanması ve enflasyonun öngörülebilir bir patikaya girmesiyle birlikte en büyük kazanımın yine sanayi sektöründe ortaya çıkacağına inandıklarını söyledi.
Eskişehir sanayisinin tüm zorluklara rağmen üretimden kopmadığını, ihracatını ve istihdamını korumayı başardığını belirten Kesikbaş, kentte 1.800’ün üzerinde üretici firmanın faaliyet gösterdiğini, Eskişehir Sanayi Odası’nın ise 1.500’ü aşkın üyesiyle bu yapının temel taşı olduğunu ifade etti. Eskişehir sanayisinin toplam cirosunun 10 milyar dolara, ihracatının ise 4,75 milyar dolara ulaştığını aktaran Kesikbaş, Eskişehir’in dış ticaret fazlası veren ender sanayi merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürdüğünü ve 2026 yılı ihracat hedefinin 5 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Sanayinin gayrisafi hasıla içindeki payının yıllar içinde yüzde 40’ın üzerine çıktığını belirten Kesikbaş, 100 bini aşkın çalışanın geçimini sanayi sektöründen sağladığını vurguladı. Bu verilerin sanayinin Eskişehir için yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir omurga olduğunu açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
Eskişehir’i Türkiye sanayisinden ayrıştıran en önemli unsurlardan birinin yüksek katma değerli ve teknoloji yoğun üretim yapısı olduğuna dikkat çeken Kesikbaş, toplam ihracatın yüzde 30’unun orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerden oluştuğunu ve bu oranla Eskişehir’in Türkiye genelinde lider konumda bulunduğunu söyledi. Kilogram başına ihracat değerinin yaklaşık 1,95 dolar seviyesinde olduğunu belirten Kesikbaş, bunun Türkiye ortalamasının yüzde 25 üzerinde olduğuna işaret etti.
Uçak, helikopter ve insansız hava araçları motorlarından lokomotif, kamyon ve gemi motorlarına kadar geniş bir üretim yelpazesine sahip olan Eskişehir’in, Türkiye’nin motor üretim merkezi konumuna ulaştığını kaydeden Kesikbaş, bakanlık onaylı 24 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile Türkiye’nin en büyük ikinci Organize Sanayi Bölgesi’nin bu gücü desteklediğini belirtti.
ESO tarafından gerçekleştirilen Ekonomik Beklenti Anketi sonuçlarına da değinen Kesikbaş, 2026 yılının belirsizliklerle çevrili olmakla birlikte doğru adımlar atılması halinde toparlanma sürecine girilebilecek bir yıl olacağını söyledi. Sanayicilerin finansman, enflasyon ve maliyet baskıları nedeniyle temkinli davrandığını, ancak dijital dönüşüm, verimlilik, Ar-Ge ve yeşil dönüşüme yönelen firmaların umut verdiğini ifade etti.
2026 yılının “reform yılı” ilan edilmesinin öngörülebilirliği artıracağına inandıklarını dile getiren Kesikbaş, kaynak yetersizliğinden ziyade kaynakların etkin ve doğru şekilde tahsis edilmesinin önemine dikkat çekti.
Açıklamasının sonunda 2025 yılının zorlu geçtiğini ancak sanayicilerin her koşulda üretimden, ihracattan, istihdamdan ve yatırımdan vazgeçmediğini vurgulayan Kesikbaş, büyük bir özveriyle çalışan tüm sanayicilere ve emekçilere teşekkür etti.



