Tepebaşı Belediyesi'nin Temmuz ayı olağan meclis toplantısının 2'nci oturumu görüldü.
Bir önceki oturumda, CHP Grup Başkanvekili Atilay Dalgıç tartışamaya sebep olan karikatür için "ifade özgürlüğü" demişti. Bunun üzerine, AK Parti Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi Ali Semih Ünlü, "Peygamberimize uzanan dile 'ifade özgürlüğü' diyeni de, buna sessiz kalanı da unutmayacağız. Bütün varlığın hürmetine yaratıldığı, âlemlere rahmet olarak gönderilen,Sen olmasaydın ey Habîbim, kâinatı yaratmazdım” hitabına mazhar olmuş Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (S.A.V.) yönelik yapılan bu alçak saldırıyı asla görmezden gelemeyiz" şeklinde tepki göstermişti.
AK Partili belediye meclis üyeleri, toplantının ilk oturumunda meydana gelen Leman Kültür Dergisi'nde yayımlanan karikatürle ilgili başlayan tartışma sebebiyle 2'nci oturumu protesto ederek katılım sağlamadılar.
Atilay Dalgıç ise 2'nci oturumda konuyla alakalı açıklamalarda bulundu.
"Din Sevgisini En Az AK Partililer Kadar Bilirim"
Dalgıç, konuşmasının çarpıtıldığını ve AK Partili meclis üyelerinin provakasyon yaptıklarını iddia ederek şu ifadeleri kullandı:
"Provakasyonu devam ettirmeye çalışmak, bu millete yapılacak en büyük kötülüktür. Bir taraftan geçen meclisten sonra olayı çarpıttılar. Konuşmamı çarpıttılar. Konuşmamda bizim, dinimizin peygamberine yapılan bir saldırıyı kabul etmeyeceğimizi ifade ettim. O konuşmamı bitirirken de yine dinimizin peygamberine hatta diğer peygamberlere yapılacak saygısızlığı kabul etmeyiz. Eğer bizim dinimize, peygamberimize, kutsallarımıza bir saldırı olursa AKP'liler hiç şüphe etmesinler, buna en önde karşı duracak biziz. O yüzden kimse bizim peygamber sevgimizi, milli ve dini değerlerimize bağlılığımızı sorgulamasın. Çünkü din, kimsenin tekelinde değildir. Din, Allah'la kul arasındadır. Ben anadolunun köyünde doğmuş biriyim. Diğer herkes gibi muhafazakar bir ortama doğdum, büyüdüm. Peygamber sevgisinin, din sevgisinin ne olduğunu en az AKP'liler kadar bilirim fakat onlar bu ülkede farklı ses olmasın, farklı düşünce olmasın, bizim düşüncemizde olmayan herkes ya terketsinler ya da bizim gibi düşünsünler mantığındalar. Kusura bakmasınlar. Bu gerici zorbalığa bu güne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyiz."
"Provakasyonu Devam Ettirmek Bu Ülkeye Yapılmış Büyük Bir Kötülüktür"
Başkan Vekili Dalgıç, konu olan karikatürde peygamber çağrışımı göremediğini dile getirdi ve şöyle konuştu:
"Karikatür yayınlandıktan sonra 4 gün tepki vermediler. Kimse farkında bile değildi. 4 gün sonra birileri, bunu bir provakasyon aracı olarak sosyal medyada yaydı. Ben, orada peygamberimize hakaret olarak ne bir söz ne bir çizim görmedim. Benim çağrışımımda orada bir peygamber figürü yoktu. O yüzden paylaşıldığından beri çarpıtıldı. Bir özensizlik vardır. Belki haddini aşmıştır. O da yoruma bağlı. İncinmiş olanlar olabilir, onlar açısından bir özensizlikten bahsedilebilir ama bunu günlerce sürdürmek, meclise gelmeyerek provakasyonu devam ettirmek bu ülkeye yapılmış büyük bir kötülüktür."
"Arkadaşların Derdi Dini Savunmak Olsaydı..."
Dalgıç, AK Partililer'in davranışlarını samimi bulmadığını söyledi ve konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Eğer bu arkadaşlarımızın derdi dinimize sahip çıkmak olsaydı, Hira Nur Vakfı'nda 6 yaşındaki çocuk, din kisvesiyle evlendirilirken protesto etselerdi, karşı çıksalardı da biz de deseydik 'Bunlar dini savunuyor!' Arkadaşların derdi dini savunmak olsaydı, 'Bakara makara' diyen adama bunu söylediğinde tepki gösterselerdi, karşı çıksalardı o zaman derdik bunlar dini savunuyor diye. O yüzden ben davranışlarını samimi bulmuyorum. Toplantıya katılmamalarının da ne anlama geleceğini tarif etmekte zorlanıyorum."
"Ali Semih Bey Bu Sorularımı Cevaplasın"
Atilay Dalgıç'ın ardından Tepebaşı CHP Meclis Üyesi Devran Yıldırım'da bir açıklamada bulundu ve Ali Semih Ünlü'ye sorular yöneltti. Yıldırım şunları söyledi:
"Gerek burada olsun, gerek Twitter'da olsun başlatmış oldukları bir linç kampanyası var. Biz burada hiçbirimiz Leman Dergisi'nin sözcüsü değiliz. Yapılanın kınanması gerekiyorsa zaten hep beraber kınarız. Ali Semih Bey burada yok ama söylediğim ona gidecektir. O gün yaptığı hareketler hoş olmayan hareketler. Buradan siyaset devşirilemez. Hepimiz geçtiğimiz meclislerde şahit olduk ki, Ahmet Başkanımızın Sarıklı Paşa'yı sorduğu günlerde bas bas Sarıklı Paşa'yı savunmaya çalışan biriydi. Şimdi ona da ben buradan sorayım. Mavi Marmara olayını kınıyor mu? Mavi Marmara olayıyla ilgili Recep Tayyip Erdoğan, bana mı sorup gittiler derken bu olayı kınıyor mu? Ortadoğu'da İsrail'le yaptığımız ticaretleri kınıyor mu? Buradan giden demir çelikler İsrail'de ne yapımında kullanılıyor bilmiyoruz bunu kınıyor mu? Bunlarla ilgili en ufak bir sözü oldu mu geçmişte? Bunların cevabını bekliyorum."