Suyun yaşamın temel kaynağı olduğunu vurgulayan Yurtman, dünya nüfusunun artmasının, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde baskı yarattığını belirtti. Yurtman, "Su, yaşamın temel direğidir ve Dünyamızdaki her canlı için hayati öneme haiz bir kaynaktır. Dünya nüfusunun artması, iklim değişikliği, yeraltı maden aramalarının artması gibi faktörler, su kaynakları üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır. Bu nedenle, suyun sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Su kaynaklarımızın korunması, kirliliğin önlenmesi, verimli sulama yöntemlerinin kullanılması ve suyun adil dağıtılması, hem bugünün hem de gelecek nesillerin refahı için hayati bir sorumluluktur. Suyun değerini anlamak ve onu korumak, sadece çevresel bir görev değil, aynı zamanda insani bir zorunluluktur" dedi.
Göller kuruyor, barajlarda su kalmadı
Yurtman, göllerin kuruduğunu, barajların ve Fırat, Dicle ve Sakarya gibi büyük nehirlerin debilerinde düşüş olduğunu ifade etti. Yurtman, "Akşehir Gölü kurumuş, Beyşehir, Eber, Acıgöl, Akgöl, Seyfe, Burdur ve Tuz gölleri can çekişmektedir. Fırat, Dicle, Gediz, Büyük Menderes, Sakarya nehirlerinin debilerinde ve su miktarlarında büyük düşüşler gözlenmiştir." dedi.
Eskişehir’in su kaynağı olan Porsuk Barajı’nın su seviyesinin yüzde 30 olduğunu aktaran Yurtman, "Çifteler Sakarya başı kurumaya başlamış, Seyitgazi'deki Çatören ve Kunduzlar Barajında su kalmamıştır. Şehrimize yakın olan Porsuk Barajı’ndan sonraki Musaözü Barajındaki su seviyesi çok düşüktür. Çok yakın bir zamanda Uşak ve Hatay gibi susuzlukla karşı karşıya kalınarak su kısıtlamasına gidileceğinden ESÇEVDER olarak endişe duymaktayız" dedi.
Türkiye su kıtlığı çeken ülkeler arasında
Türkiye’nin 2050 yılında su kıtlığı yaşayacağı tahmin edildiğini vurgulayan Yurtman, altın madenlerinde kullanılan suların geleceğe ipotek koyacağını iddia etti. Yurtman, "Suyun bu kadar önemli olduğu bir durumda, Uşak halkının yıllık su tüketimi 11 milyon metreküp iken, Uşak'taki Tüprag Altın Madeni şirketinin tüketimi 12 milyon metreküptür. Cengiz Holding’in Eti Bakır A.Ş. Alpagut-Atalan'da açacağı altın madeni projesi, Uşak’taki maden şirketinden daha fazla su tüketeceğini ve ülke geleceğine ipotek koyacağını iddia edebiliriz. Ülkemizde kişi başına düşen su miktarı 2020 yılı itibarıyla 1346 m3'tür. Buna göre ülkemiz, sanılanın aksine su zengini değil, su azlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır. Bu değerin 2050 yılında 1120 m3'e düşeceği ve su kıtlığı için sınır değer olan 1000 m3'e çok yaklaşacağı tahmin edilmektedir" dedi.
"Unutmayalım, su kaynakları sınırlıdır"
Su kaynaklarının adil ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi gerektiğini ifade eden Yurtman, ileride su savaşlarının çıkabileceğini iddia etti. Yurtman, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Unutmayalım, su kaynakları sınırlıdır ve bu kaynakların adil ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, gelecek nesillerin de su kıtlığı çekmemesi için hayati önem taşımaktadır. İleride su savaşları çıkmayacağını kim garanti edebilir? Ağaçlandırma önemlidir; Ormanlar, su döngüsünde önemli bir rol oynar. Ağaç dikerek ve ormanları koruyarak su kaynaklarının yenilenmesine katkıda bulunabiliriz."
Suyu daha verimli kullanmak için önerilerde bulunan Yurtman sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Suyu tasarruflu yaparak suyu bilinçli kullanmalıyız. Sanayi de su tasarrufuna daha fazla önem vermeliyiz. Maden çıkartılmasında kullanılan suları azaltmanın yollarını bulmalıyız. Tarımda vahşi sulamadan hemen uzaklaşarak suya fazla gereksinim duyan tarım ürünlerine kısıtlama getirmeliyiz. Çocuklarımıza suyun önemini anlatarak onları birer çevre dostu olarak yetiştirmeliyiz. Yağmur suyunu depolama ve kullanmaya daha fazla özen göstermeliyiz.”