“Biz zamanında lüks yaşıyormuşuz, şimdi yokluğun dibine vurduk”
Eskiden kurumların, yıllık kazançlarından çalışanlarına gönüllerinden koptuğu gibi ikramiye verdiğini hatırlatan Dilbaz, “Dört maaş, altı maaş alan olurdu. Bir ay tek maaş bir ay çift maaş verildiği olurdu. İkramiye zamanları tasarruf eden de olurdu, çocuklarına, torunlarına bayramlık alan da… Biz meğer bayağı lüks yaşıyormuşuz. Şimdi bakıyoruz da 4.000 TL’lik bayram ikramiyesiyle ne yapılır? Ne alınır? Çocuklarımıza ne verilir?” ifadelerini kullandı.
“Küçümseyici bir dille sunulan 4.000 tl bizi aşağılıyor”
Muhsin Dilbaz, devletin bu tutarı sunarken kullandığı dilin de yaralayıcı olduğunu vurguladı:
“4.000 TL yaptık ya, daha ne olsun?’ diyorlar. Bu söylem alaycı, küçümseyici ve incitici. Bize, yani bu ülkenin emektar insanlarına adeta sadaka dağıtıyorlar. Bu parayı almak bile artık ağır geliyor. Kendimi aşağılanmış hissediyorum.”
“Pazarda meyve dilimle, peynir kalıpla, kıyma gramla alınıyor”
Emeklinin yaşadığı geçim sıkıntısını örneklerle açıklayan Dilbaz, ikramiyenin alım gücünün kalmadığını şu sözlerle anlattı:
“Pazara gidiyorsunuz, bir film poşeti bile dolduramıyorsunuz. Meyve 100 liradan başlıyor, karpuzun bir dilimi 250 TL. Peynirin kalıbı 300 TL, kıymanın kilosu 700 TL. Bu parayla çocuklara bir gömlek alamıyoruz, pazarda iki file bile dolduramıyoruz. İçimden ‘Alın bu parayı siz harcayın’ demek geçiyor.”
“Bayram deyince gözleri dolan bir kuşaktan, yüzü gülmeyen bir kuşağa dönüştük”
Bayramların artık sadece şarkılarda kaldığını, gerçek bayram sevincinin emeklilerin evlerinden silindiğini vurgulayan Dilbaz, “Eskiden ‘Bugün bayram erken kalkın çocuklar’ diye heyecanla uyanırdık. Şimdi çocuklarım, torunlarım gelecek diye endişe ediyorum. Ne sunacağım onlara? Harçlık veremez hale geldik. Kurban Bayramı geliyor ama biz artık kasap vitrinine bile yaklaşamıyoruz” diye konuştu.
“Emekliyi bu hale düşürenler utansın!"
Açıklamasının sonunda çok sert bir mesaj veren Muhsin Dilbaz, şunları kaydetti:
“Bizi diri diri mezara koydular. 4.000 TL ile hayal kırıklığı yaşatıp umutlarımızı, gururumuzu, onurumuzu kırdılar. Emekliyi bu hale düşürenler utansın! Artık yeter, bu ülkenin emeklisi sadaka değil, hak ettiği yaşam standardını istiyor!”