Özkar, belediye başkanlarının siyaset yapmasının doğal olduğunu belirterek, “Belediyeler örgütlerden elini çekmez. Çünkü o makamlara seçilen insanlar, siyasetin içinden gelen kişilerdir. Belediye başkanlarına ‘siyaset yapma’ demek gerçekçi değil. Siyasetin içerisinde olan herkes gibi onlarda kongrelerde taraf olabilir, görüşünü açıkça ifade edebilir, örgütlenmelerde yer alabilir. Bunda herhangi bir mahsur yoktur” dedi.
CHP üyelerinin kendi iradesiyle hareket ettiğini savunan Özkar, “CHP üyesi, ‘Belediye başkanı şunu istedi, hadi oraya gidelim’ diyen bir yapı değildir. Zaten toplam delege içinde belediye çalışanlarının oranı 10’da 1’i geçmez” diye konuştu.
Kongre süreçlerinde herkesin siyaset yapma hakkı olduğunu söyleyen Özkar, açıklamasında şunları belirtti: “Belediye başkanları siyasetçidir, elbette kongrelere müdahil olabilirler. Bir siyasetçi ne yapabiliyorsa, onlar da yapabilir. ‘Onlar çekilsin, biz rahat at koşturalım’ mantığı doğru değil. Bu partide kimse at koşturamaz, belediye başkanları da dahil. Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin tapulu malı değildir.”
Ön görülemeyecek tepkilere neden olur
CHP’nin 30 Haziran’da görülecek kurultay davasına ilişkin de konuşan Özkar, davanın içeriğinde ciddi bir gerekçe bulunmadığını belirtti. Yargının siyasi baskı altında olduğunu savunan Özkar, “Eğer mahkeme dosyasının içeriğine göre verirse, ciddiye alınacak hiçbir şey yok. Ancak yargı öylesine siyasallaşmış ve öylesine baskı altına alınmış durumda ki; en beklenmedik ve en akıl dışı kararlar dahi verilebilir” dedi. Kayyum kararının büyük sonuçlar doğurabileceğine işaret eden Özkar, “Bu kararı vermek gerçekten cesaret ister. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, anketlerde yüzde 36’lara ulaşmış bir parti. Böyle bir partide alınacak ani bir karar, hiç kimsenin öngöremeyeceği tepkilere ve siyasi hareketliliğe yol açabilir. Bu nedenle ben böyle bir kararı vermeye cesaret edeceklerini sanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Kongre takvimi başlatılmalı
Özkar, partide kongre sürecinin gecikmeden başlatılması gerektiğine dikkat çekti. Tüzük gereği bu sürecin ertelenebileceğini ancak bunun da sınırlı bir yetki olduğunu belirten Özkar, “Tüzük gereği kongrelerin başlatılması gerekiyor. Parti Meclisi’nin en fazla bir yıl erteleme yetkisi var. Ya bu yetki kullanılacak ya da kongre süreci başlatılacak. Mevcut yönetimin, tedbir kararı verilmediği sürece dava kesinleşene kadar görevde kalacağı açıktır. O yüzden mevcut yönetimin kongre sürecini başlatacağını düşünüyorum” diye konuştu.