Eskişehir’in sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşurken kurduğumuz bir cümle var.

Şehir siyasetinde adeta “kalıplaşmış” bir hal aldı.

Hatta klişe haline bile geldi.

Nedir o?

“Eskişehir, Ankara’dan yönetiliyor”

Bu cümlenin altını dolduracak onlarca done var.

En son havalimanı patlak verdi biliyorsunuz.

Ankara, şehrin havalimanını adeta kapatmak istedi.

Şehir ayağa kalkmasa gidiyordu.

Örneğin, daha dün gibi Tülomsaş’ın gidişi.

Anadolu Üniversitesi örneği hemen geliyor aklımıza.

AÖF gelirleri bir gece de gitti Ankara’ya.

Şehrin ekonomisi büyük darbe aldı, almaya devam ediyor.

AÖF’yi de bir günde komple başka yere alırlarsa hiç şaşırmayız, şimdiden söyleyelim.

Daha bitti mi, elbette hayır.

Havacılık İhtisas bölgesini, havacılık şehri yerine Ankara’ya kurdular mesela.

YHT’de sonradan direk İstanbul seferleriyle toparlasalar da Eskişehirlinin bilet kontenjanlarını götürdüler.

“Eskişehir termal turizmin merkezi olsun” dedik, diğer şehirlerin Ankara lobileri güçlü çıktı, Eskişehir askıya alındı.

Vs.

+++

İlk aklımıza gelenler bunlar.

Listeyi elbette daha da artırabiliriz.

Lafı uzatmamak adına diğerlerini köşemize almadık.

Sadece söyleyeceğim şu;

“Ankara’dan alınıp Eskişehir’de uygulanan kararlara kimse de çıkıp “Ne oluyor yahu!” diyemedi.

“Eskişehir bu konuda hassas, alınan karar şehirde oy kaybı yaşatır” deme cesaretini gösteremedi.

Aksine;

O kararları Eskişehir’de savunmak durumunda kaldılar.

“Yeter ki, Ankara ile aram bozulmasın” telaşıyla…

+++

Velhasılı…

Yeni seçimler geldi kapıya dayandı.

Malumunuz ki, pek çok isim de vekil olmak ya da adaylığı kapmak için hazırlık yapıyor.

Şimdiden o isimlere seslenmek istiyoruz;

“Eğer Ankara’da Eskişehir’in değerlerine yönelik bir adım gelirse sessiz kalmayacaksanız bu göreve talip olun.

Genel merkezde, mecliste, bürokraside şehrin menfaatlerini koruyacak gücünüz varsa o koltuklara aday olun.

Bunları başaracak güce, özgün ağırlığa ve kulis yeteneğine sahip değilseniz hiç bu yola girmeyin.”

Yoksa yarın alacağınız onca eleştiri karşısında diyecek tek bir söz bulamaz, tarihe hiç hatırlanmayacak birisi olarak geçeceksiniz.

Söylemeden geçmeyelim.