Maalesef Eskişehirspor kanayan bir yara olmaya devam ediyor.

Son 20 yılda kulüp içinde yaşananlar, kulübün borç batağına saplanması;

Saplanırken paraların har vurulup harman savrulması tüm şehrin en ücra köşesinde bile duyuldu.

O dönemde kulüp içinde yaşananlar, şehrin her geçen gün Eskişehirspor’dan uzaklaşmasına neden oldu.

Bugüne kadar hiç olmamış, yaşanmamış ve hiç yakışmayan olaylar;

Eskişehirspor’u şehirden;

Şehri de Eskişehirspor’dan uzaklaştırmaya başladı.

Dahası;

Kötü gidişata bir tedbir alınması gerekirken, savurganlık hiç bitmemiş;

Eskişehirspor, herkesin gözü önünde günden güne kanserli bir hücreye çevrilmiş…

+++

İşte bugünkü Eskişehirspor bu şekilde ortaya çıktı.

Alenen eriyip giden, eritilen takıma kimse dur demedi, diyemedi.

Ortaya ise, “Kulübü kim bu hale düşürdüyse, cenazeyi de o kaldırsın” türünden bir psikoloji çıktı.

+++

Tüm bunlara rağmen yine de takımın “ancak yaşaması” uğruna şehirde birkaç kampanya düzenlendi.

Onca kızgınlık, kırgınlık ve küsmüşlüklere rağmen şehirde 3-5 yine bir şeyler toparlanmaya çalışıldı.

Bir tarafta kapanan transfer tahtası, diğer tarafta her gün gelen icra dosyalarına yetişecek bir destek olmadı, zaten olamazdı da...

Dediğimiz gibi kulübün yaşatılması adına ancak pansuman olacak yardımlar yapılabildi.

+++

Bugün neredeyiz?

Şu ana kadar yazdıklarımızın dışına çıkmayan bir çizginin içerisindeyiz hala.

Herkesin Eskişehirspor’dan kaçtığı ve yine kimsenin Eskişehirspor için oralı dahi olmak istemediği o psikoloji devam ediyor.

Mevcut yönetimde yine “kulübün yaşatılması” uğruna çırpınmaya devam ediyor.

Diğer taraftan, taraftar da yönetimin bu çırpınışına ancak “karınca kararınca” destek olma derdinde.

Yapmadıkları hiçbir şey kalmadı.

Fakat onların gücü de ortada.

Bakın şehirden 1000 Lira verecek 6 Bin kişi aradılar, halen ve halen bulmuş değiller.

Sadece Trabzon dosyasını kapatmak için hayata geçirilen bu çalışma bile tamamlanamıyor.

Hadi tamamladık, ondan sonraki milyonluk dosyalar ne olacak?

+++

Neyse, lafı uzatmayalım.

Şehirde 1000’den fazla fabrika, 40 binden fazla kobi, tüccar ve esnaf var.

Ancaaak.

Tek birinin dahi yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı güçlü bir desteği oluşmuyor.

Emin olun ki, bundan sonra da çıkmayacak.

İşte böyle bir ortamda, kulüp içinde tüm yaşananlara rağmen her sezon büyük katkılar sunan kulübün ana sponsorunun da 300 Bin Liralık destek önerisinde bulunduğu söyleniyor.

Yönetim de bu parayı beğenmeyip, formanın önünde artık bu şehir ve kulüple özdeşleşmiş logoyu çıkartıyor.

Topladığınızda son 17 yılda Milyonlarca dolar parayı, yaşanan onca saçıp savurmalara rağmen hiç tereddüt etmeden veren ETİ’ye bize göre “Çok büyük vefasızlık” yapılıyor.

Yeri gelip nakit ihtiyacının hiç yoksa borç anlamında karşılanabileceği;

Yeri gelip kulis çalışmalarında yardım alınabileceği;

Yeri gelip farklı kaynaklara ulaşma çabalarında destek istenebilecek kapı çarpılıyor, kapatılıyor.

Kulübün simgesi olmuş bir kuruma tek bir tereddüt dahi etmeden sırt çevriliyor.

Neden?

“Bu sene çok para vermedi” diye.

+++

Bu tavrı eskilerden çok iyi hatırlıyoruz.

Şehrin en saygın kurum ve kişilere çekilen restlerin yaşandığı o yıllardan biliyoruz...

Bugün aynısı bize göre yapılacak en son kuruma yapılmış;

Eskişehirspor, her daim yanında olan bir şirkete daha büyük bir vefasızlık yapmıştır.

Tek bir güçlü kurumun 300 Lira bile vermediği bir zamanda 300 Bin Lira teklife yüz buruşturmuşlar;

Hem de bu işi sosyal medyada taraftarın önüne atarak yapmıştır.

+++

Üzülmemek elde değil.

Eskişehirspor formasını ETİ logosuz görünce, sanki bir çıplaklık hissi oluştu bende.

Çok dokundu formanın o hali.

Eskişehirspor’un vefasızlığının nelere mal olduğunu, olacağını bir kez daha gördüm.

Karşıyaka maçı mı?

Nesini anlatalım, boş verin…