Eskişehir güzel bir şehir…

Turist almaya başlamış bir kent.

Doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri var.

Buna şehir turizmi dahil olmuş.

Sosyal mecralarda etkili paylaşımlar alıyor.

Fakat bu demek değil ki;

“Eskişehir’in sorunları yok!”

Aksine, şehrin potansiyeli artarken meseleleri de bir o kadar artıyor.

Şehrin romantizmi dışında gerçeklerine dair de bir gündem var ama gelin görün ki gören yok!

+++

Örneğin merkez nüfusu hızla artıyor ama tek merkeze bağlı sıkışmışlık da giderek artıyor.

Yeni imar alanları ya da yeni uydu kentler konusunda masaya vuranı henüz görmedik.

Uydu Kent diğer adıyla Süper Kent vaadi verilmiş şehirde bunun unutturulmuş olmasına kimse ses çıkarmıyor.

Eskişehir’in yeni dönüşüm projelerine ihtiyacı var, çöküntü alanlar daha da çöküyor.

Bir kişi haricinde kimseden çıt çıkmıyor.

Eskişehir’in mevcut kuzey ve güney çevreyolu projeleri hali hazırda bekliyor da;

“Nerede bu projeler?” diye çıkışan kimse yok.

Kızılinler Projesi bakanlık raflarında çürüyor;

“Şehre bu haksızlık neden yapılıyor?” diyen birini görmedik.

Sanayi Gemlik’e demiryolu bağlantısı istiyor, sesler cılız kalıyor.

Çıkanlar da sanal gündem içinde heba olup gidiyor.

Eskişehirspor her sene küme düşüyor, “şunun önüne geçelim” diyen birisi de çıkmıyor.

Tülomsaş gidiyor, bölge müdürlükleri gidiyor, AÜ’nün parası alınıyor;

Şehirde bir kişiyi bile sokakta görmüyoruz.

Uraysim gibi elimizde devasa bir proje var elinden tutan bir kişi var mı?

Yarın o proje de elden giderse şaşırır mıyız, elbette hayır.

Havacılık şehrine tarifeli sefer konulsun dedikçe, STK’lar kulakları üzerine yatıyor.

“Hızlı trene bilet bulun” diyoruz, görmezden geliyorlar.

Vs.

+++

Eskişehir, nüfusu milyona dayanmış bir şehir.

Yukarıdaki listeye artık yenileri de eklenecek, eklenmeye devam ediliyor.

Ancak öyle bir sessiz şehir haline geldik ki, inanılır gibi değil!

Kentin yöneten, yönetmek isteyen taraflardan bir tane ses yükselten, “Gelin şu işi halledelim” diye sorumluluk alan da yok…

Öyleyse biz sanal gündemler içinde boğulup giden bir şehir olmaya devam edelim.

“O parti de kim kimi yer, diğer partide kim kimin üstesinden gelir” kavgaları vermeye devam edelim.

E şehrin asıl sorunları ne olacak?

İşte tam bu noktada uyuyan bir şehir varsa artık bize de “Aman ses etmeyin!” diye bir ironi yapmak kalıyor.

Çok üzücü değil mi?