Herhalde Eskişehir’de son dönemin en tartışmalı isimlerinden birisi oldu Recep Taşel…

Şehirde herkes için bir “Recep Abi” iken, çetrefilli bir genel kurulun ardından farklı bir kategoriye girdi…

O genel kurulda neler olduğunu yeniden hatırlatmaya gerek var mı bilmiyorum.

Yine de özetlersek;

Ahmet Ataç’ın kurultay delegeliğine yazılmadığı;

Yılmaz Büyükerşen’in listenin altında kaldığı, bırakıldığı bir genel kurul yapıldı.

CHP’li iki başkanın yıllarca partiye çokça müdahalesi yokken;

Parti, şehirde herkes için bir ortak akıl süreci işletiyorken;

Dışarıdan bir el bu uyumu bozdu.

CHP Kongresini “Güç gösterisine” çevirdiler.

Günün sonunda görüldü ki sözünü ettiğimiz o eller, her iki başkanı da partiden uzaklaştırma süreci işletmişler.

İşte o zaman dilimi içerisinde de Recep Taşel, bu amacı güdenlerin İl Başkanı olarak ortaya çıkıverdi.

Sonrasında sözünü ettiğimiz “abi” profili bir başka yere evrildi.

Recep Başkan için “Odunpazarı İl Başkanı” yakıştırması yapanları bile gördük.

+++

Elbette bunun sonuçları sahaya da yansıdı.

Bir defa üç başkan arasında büyük bir gerilime sebep oldu.

Ahmet Ataç, yeni seçilen yönetime randevu dahi vermedi.

Yılmaz Büyükerşen, araya girenlerin hatırına aylar sonra görüşme sağladı.

Hoca’dan sonra yine bir Ahmet Ataç ziyareti yapabildi Taşel yönetimi...

Sonra zaten her iki taraf arasında da bir daha düzgün bir görüşme sağlanamadı.

Ne Büyükerşen ve Ataç, il yönetiminin yaklaşmasına izni verdi;

Ne de il yönetimi, iki başkana ulaşmak adına çaba gösterdi.

+++

O günlerden bu yana çok sular aktı.

Recep Başkan, Odunpazarı’nın kanatları altında il başkanlığı yapmaya çalıştı.

Ne kadar yaptı, yapabildi zaten tartışma konusu…

Fakat başta da söylediğimiz gibi hep tartışılan isim olarak kaldı.

Ki, son zamanlarda yaşanan gelişmelere bakıyoruz da;

Recep Başkan’ın taraf olduğu kanatta da bir sıkıntı yaratmış olduğuna inanmaya başladık.

Yönetim içinde yapılan değişiklikler falan, o konuya hiç girmeyeceğim…

O yüzden, şu günlerde Recep Taşel için;

“Eskişehir tarihinde CHP’nin tek yalnız başkanı oldu” yakıştırmasını kolayca yapabiliriz.

+++

Belki de bu yalnızlık Recep Başkan’a yaradı.

Son zamanlarda yaptığı çalışmalar dikkat çekiyor çünkü!

Özellikle ilçe ziyaretleri sırasında AK Parti standını ziyaret etmesi çok ilgi çekti.

Meslektaşlarım yazdıkları yazılar ile bu ziyaretin anlamına değindiler.

Demokrasi şehri unvanı alan kentin bu unvanını pekiştiren bir görüntü olduğunu söylediler.

Biz de katılıyoruz bu yorumlara…

Taşel’in siyasi rakipleri ile birlikte poz vermesi sahiden de şehrin hoşgörüsüne yakıştı.

Demokrasi anlamında doğru bir tercih oldu.

Fakat;

Bu iş burada kalmamalı!

Taşel, aynı demokrasiyi kendi partisi için de göstermeli.

Bugüne kadar bizce büyük hatalarla dolu yolunu bu yöne çevirmeli.

Taşel, AK Parti’ye gittiği kadar CHP’ye de, CHP’nin dinamiklerine de gitmeli.

CHP’nin kongre ile ayrıştırılan taraflarına adım atmalı.

İnanıyoruz ki, atılacak o adım, kendisine karşı gelecek adımları da sıklaştırır.

Böylece Recep Taşel, kaos ortamında aldığı başkanlık makamının, tıpkı eskisi gibi birlik ve beraberlik içerisinde yeniden tesisini sağlar.

Olursa da hem kendisi hem yönetimi hem de partisi adına döneminin en önemli işini başarmış olur…

Bakalım Recep Başkan bunu yapabilecek mi?