Başlıktaki soruyu görünce çok şaşırdınız değil mi?

Ortaya bu iddia atıldığında herkes gibi bende çok şaşıranlardan oldum.

Zira Tepebaşı Belediyesi’nin geride kalan 20 yılda halkın özgürlüklerine verdiği değeri;

Bu uğurda yaptığı çalışmaları aklıma gelince de, “Epeyce bir gülümseme de geldi” içimden…

+++

İddianın gerçeklerden çok uzak olduğunu zaten Tepebaşı Belediyesi yaptığı açıklama ile ortaya koydu ama;

Söylemeden geçemeyeceğim bazı hususular da olduğu için bu yazıyı yazma kararı verdim.

Şöyle ki;

Tepebaşı Bölgesi, her geçen gün daha da büyüyor, daha da gelişiyor.

Bu noktada vatandaşın şehir hayatı içerisinde daha konforlu yaşamalarına olanak sağlayan pek çok çalışma yürütülüyor.

Pazar yerlerinden, yeşil alanlardan, parklardan tutun da halkın bir arada olduğu diğer sosyal yaşam yerlerine kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülüyor.

Bu düşünceler içerisinde kuşkusuz vatandaşın en sağlıklı biçimde, en uygun koşullarda ibadetlerini yerine getirme çalışmaları da yer alıyor.

Örneğin;

Bölgede bulunan yüzlerce caminin eksikliklerinin giderilmesi anlamında halkla ve ibadethane görevlileri ile irtibata geçilerek yapılan düzenlemeler var.

Camilerin düzenli biçimde temizliklerini yapıyor mesela Tepebaşı Belediyesi…

İbadet saatleri öncesinde ve sonrasında camilerde cemaatin sosyalleşmesini sağlayabilmek adına eksiklikler gideriliyor.

Oturma alanlarından gölgeliklere kadar her şey cemaatin istediği doğrultuda düzenleniyor.

Daha başka;

Vatandaşın belediyesine en çok ihtiyaç duyduğu anlardan birisi cenazesinin olduğu zamanlardır…

Cenazenin evden, hastaneden alınıp camiden kaldırılıp, defnin tamamlanmasına kadar belediye vatandaşın yanından bir an bile ayrılmıyor.

Cenaze arabasından tutun defin için gerekli tüm diğer ihtiyaçlarına kadar her şeyi tastamam karşılanıyor.

Hepsini geçtik;

Cemaatin mezarlığa gidebilmesi için gerekli vasıta da anında sağlıyor.

Ve tüm bunlar tek kuruş talep edilmeden ve karşılık beklenmeden yapılıyor…

+++

Kısacası;

Tepebaşı Belediyesi, halkın yaşam özgürlükleri içerisinde, özellikle dini inançları noktasında her ihtiyacına imkanları doğrultusunda koşuyor;

Koşmaya da devam ediyor…

Bu konuda bugüne kadar herhangi bir eksik ve aksama ile karşılaşmadık…

Hatta bununla ilgili ne kurumumuza ne de şahsımıza tek bir şikâyet geldiğine bile tanıklık etmedik…

Şimdi ortada böyle bir gerçek varken;

Ta 1998 yılında yapılmış bir imar planı üzerinden harekete geçip;

“Tepebaşı Belediyesi Hal Camii’ni yıkacakmış” diye ortaya dedikodu yaymak, siyaset yapmaktan başka bir şey değildir.

Anlayacağınız bir kez daha dinin siyasete alet edildiği ve bu sayede de toplum içerisinde politik anlamda kazanç sağlanmaya çalışılan bir durum ile karşı karşıyız!

Ancak Tepebaşı Halkı öylesine sağ duyulu bir toplum ki;

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bu tür söylentilere gülüp geçiyor.

Tepebaşı Belediyesi’nin bir camii yıkacağı iddiasının ne kadar gerçeklerden uzak olduğunun farkındalar çünkü…

Bu yüzden söyleyeceğim son söz şu;

“Seçimler yaklaşırken, Tepebaşı Bölgesinde rakibinizi zorlayacak farklı doneler bulmanız ve halkın karşısına öyle çıkmanız gerekli”

“Vatandaşın inançlarını kullanarak yaptığınız siyaset sizi daha gülünç ve küçültücü bir hale bürüyor”

Bunu yapmayın…

Siyaseti siyaset sahasında yapın, camileri bu işe alet etmeyin.

Şehrin siyaset geleneği, kalitesi ve seviyesi ile bu kadar oynamayın!

Zararlı siz çıkarsınız, söyleyelim…