Kısa adı Uraysim… “Ulusal Raylı Sistemler Test Merkezi”

Şehrin gündemine gireli seneler oldu.

İlk açıklandığında kentte büyük heyecan yarattı.

Tam olarak çalışmaya başladığında kente direk ve dolaylı olarak önemli katkılar verecek.

Projenin bu yönünü herkes kabul ediyor.

Zaten projeyle ilgili konuşan az sayıda kişi;

“Projeye değil, yerine karşıyız” cümlelerini kullanıyor.

+++

Projenin yapım yeri olan Alpu Ovasına dair Büyükşehir Belediyesi endişelerini mahkemeye taşıdı.

“Büyük Ova” olarak daha önce kabul edilen bir alanda böyle bir projenin yapılamayacağına itiraz ettiler...

En büyük çekinceleri de her geçen gün kıymet kazanan tarım alanlarının azalacak olmasıydı.

Mahkeme, bu tereddütleri haklı buldu ve projenin bugünkü yerinde yapılmasına dair yürütmeyi durdurdu.

+++

Sonra bizler de dahil herkes aynı şeyi sormaya başladı;

“Uraysim Projesi şimdi ne olacak?”

Kimlerine göre projeyi kapmak için farklı iller aportta bekliyordu.

Ama işin aslı nedir, ne değildir ve bundan sonrasının akıbeti ne olacak kimsenin ağzını bıçak açmadı.

+++

Kimse konuşmayınca, şehir kamuoyunun bilgisizliği devam etti.

Bugün Jale Nur Süllü açıklama yapınca, Uraysim’e dair adımların devam ettiğini öğrendik.

Gelin görün ki, nasıl devam edecek, neler yapılacak, nerede yapılacak?

Ortada bir ton soru var.

+++

“Uraysim yapılsın mı yapılmasın mı?” gibi meseleye girmek istemiyorum.

Konuya dair belki de onlarca yazı yazdık.

Bu yazıda dile getirmek istediğim detay, belirsizliğe dair…

Evet evet şehirde konuşan birkaç kişinin dışında kimsenin ağzını bıçak açmıyor.

Sanki gizli saklı yürütülen bir şeyler var!

Oysa bu projenin pek çok paydaşı var.

Örneğin Ulaştırma Bakanlığı projeye dair bugün hangi noktada?

Sanayi Bakanlığı son gelişmelere dair ne diyor?

En büyük korku olan tarım alanları meselesinde Tarım Bakanlığı çalışma yaptı mı?

Bu bakanlıkların şehirdeki bürokrasisi neler yapıyor?

Ve elbette projenin sahibi üniversiteler…

Anadolu Üniversitesi’nin kendi bütçesiyle başlattığı projeye ESTÜ yürütücü olarak devam ediyor.

Akademi, projenin sürdürülmesi veyahut tamamlanması noktasında nerede duruyor?

Sorunu biliyoruz evet ama çözüm noktasında hangi görüşmeler hangi çalışmalar yapılıyor?

Projenin sahipleri, şehri bu konuda bilgilendirmek adına bir organizasyon yapmayacak mı?

Kentin genel kanısı olarak ortaya çıkan;

“Projenin yeri değiştirilsin ve hemen hayata geçirilsin” önerisi üzerinde ne kadar kafa yoruldu?

Eğer yorulduysa hangi aşamaya getirildi ve hangi kararlar alındı?

Mahkeme kararları ve Büyük Ova kararı karşısındaki adımlar ne olacak?

Beri yandan iktidar kanadı, bu işe ne kadar hâkim, bu işin neresinde?

+++

Soruları daha da artırabiliriz…

Yani Uraysim’e dair kafalarda deli sorular var.

Ve bu sorular her geçen gün artıyor ve bilinmezlik daha da büyüyor.

Diğer tarafta ise, projenin bir an önce şehre kazandırılmasını bekleyenler var.

Biliyorum ki onlarda tüm bu sorulara yanıt arıyor ve muhataplarından cevaplar bekliyor.

Ancak sözünü ettiğimiz o cevaplar bir türlü gelmiyor.

Bırakın gelmesini, bu dev projeye dair işin asıl muhatabı kim, o bile belli değil!

Kısacası;

Uraysim konusunda bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!

Bakalım bunca çözümsüzlük arasında neler olacak?

Şu bir gerçek ki, bu tarifsiz ortam ve karmaşık yapı gün yüzüne çıkarılmazsa, koca şehir bir proje gündemi içinde debelenmeye devam edecek.