Eskişehir, içinde yaşananlarla ilginç bir şehir olmaya gidiyor. "Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe" dedirten türden!

Yani bir tarafı “Ne güzel şehir, işte medeniyet” dedirtirken;

Bir tarafı, “Hindistan’a benzeyecek kadar karma karışık bir kent” diye söyletiyor!

+++

Şehirde yaşadığımız tablolara haydi bir bakalım.

Örneğin;

“Öylesine dar kaldırımlara sahibiz ki, oradan hem insan hem bisiklet hem de şu yeni nesil scooterler gitsin istiyoruz!”

Öyle olmuyor tabi.

Her gün bir kaza, her gün bir yaralanma, her an bir curcuna.

Kaldırımında yürürken veyahut yürümeye çalışırken endişe duyduğunuz başka bir şehir var mıdır acaba?

+++

Mesela;

Fotoğraf çekmeye, çektirmeye bayıldığımız yayalaştırılmış yollar.

İnanın ki, yayadan başka her şey var.

Motorlu aracın her türlüsü…

Otomobilinin camına kendisinin yetkili olduğunu gösteren bir kart uyduran bu yollara dalıyor.

İşin daha komik bir yanı nedir biliyor musunuz?

“Yayalaştırılmış caddeler otobana dönerken, bisikletle bu yola girenlere ceza yazılıyor.”

“Çünkü bisiklet girişi cezalandırılacak yasak kısmında, diğerleri de göz yumulacak yasaklar kısmında”

Güler misin ağlar mısın?

+++

Bu konuyla ilgili aldığımız şikayetler daha da fazlalaştı.

Yani şehirli, bu caddeleri bir sorun olarak görmeye başladı.

O zaman şunu kolayca söyleyebiliriz;

“Odunpazarı’nda caddeyi, her sokağı hatta aracın giremeyeceği yerleri bile kapatanlar;

Bir zahmet yayalaştırdıklarını düşündükleri bu caddeleri de araçlara tamamen kapatsınlar.”

O zaman, “Tıpkı Avrupa’daki gibi Eskişehir’de de sadece yayaların kullandığı caddeler var!” diyebilelim.

+++

Devam edelim…

Dedik ya, şehir yaşamı çoğu kez karmakarışık diye…

Mesela öyle bir manzara içerisinde araç sürüyorsunuz ki;

“Ne zaman nerede ne ile karşılaşacaksınız?” belli değil!

Zaten ilerlemeyen trafik içerisinde bir bakmışsınız önünüze atık toplayan o araçlar atlıyor.

Bir anda kuryelerin kıskacında kalıyorsunuz.

Sağınızdan solunuzda geçen skooterler.

Yayalar zaten artık caddelerin ortasından yürüyor.

Tramvayın kapattığı caddeleri falanda ekleyin.

Nereye bakacağınızı neye tedbir alacağınızı o anda şaşırıyor, bir hayli geriliyorsunuz.

+++

Lafın kısası…

“Kültür sanat hayatıyla, sosyal yaşamıyla…

Köprübaşı’nda verdiği romantik güzellikleriyle ün yapan Eskişehir;

İçinde yaşayan vatandaşların yaşamını kolaylaştırma anlamında bir o kadar başarılı değil!”

Yani Avrupa Şehri diye yakıştırsalar da Eskişehir’i, bu tanıma çokta uygun bir görüntüde değiliz henüz.

Evet, bir yanımız Avrupa şehirlerinin bile ilerisinde olabilir.

Ama büyük yanımız o Hint karmaşıklığını içinde geçiyor…

Bunu da kendimize itiraf etmenin zamanının geldiğini düşünüyorum.

Konuyu daha da açarak konuşmaya devam edeceğimizi de belirtelim.