KESK Eşbaşkanı Ahmet Karagöz, 2 gün önce Seyitgazi'de başlayan fakat sıcak ve rüzgar yüzünden büyüyerek Afyonkarahisar'a kadar ulaşan yangın bölgesinde Eskişehir Haber Ajansı (EHA) muhabiri Buse Kuşcu'yla röportaj gerçekleştirdi.
10 şehit verilen yangına ilişkin konuşan Karagöz, bölgeye dokuz helikopter sevk edildiğini ancak helikopterlerden üç tanesinin arızalı olduğunu açıklayarak durumu eleştirdi. Ayrıca şehitlerden birinin işe henüz yeni başladığını ve yeterli eğitimi olmadığını ifade eden Ahmet Karagöz şöyle konuştu:
"Öncelikle bu afette yaşamını yitiren yurttaşlarımıza rahmet diliyorum. Ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Bu afette yaralı olarak hastanede tedavi gören yurttaşlarımıza ise çok geçmiş olsun diyorum. Yüreğimiz yanıyor, ülkemiz yanıyor. Bu yangınların torba yasasıyla eşzamanlı olmasının da kafalarda bir takım soru işaretleri yarattığını söylemek isterim. Elbette sadece yanan ağaçlar değil. Her bölgeye ait bir bitki örtüsü vardır. Endemik bitkiler vardır. O bölgeye has yaşayan canlı türleri vardır. Toprak canlıları vardır. Hepsinin gözlerimizin önünde yanmış olması yüreklerimizi yakıyor. Hepimizin, çocuklarına iyi bir doğa, iyi bir coğrafya, iyi bir gelecek bırakmak gibi bir gayemiz, çabamız var. Ama bugün bu ülkenin, dereleri, zeytinlikleri, ormanları tamamen yok ediliyor. Biraz önce yetkililerden aldığımız bilgiye göre burada dokuz helikopterin olduğunu fakat üçünün arızalı olduğunu öğrendik. Bölgeye sevk edilen dokuz helikopterden üçünün arızalı olması kabul edilecek bir durum değil. Eğer bölgeye bir araç intikal ediyorsa, o aracın sağlam mı arızalı mı olduğuna bakılır. Ölen bir arkadaşımız sanırım çok kısa bir süre önce ormanda işe başlamış. Yurttaşlarımızın, bu büyük çaplı orman yangınına gerekli eğitimi almadan, hiç deneyimi olmadan, bu alanda liyakat sahibi olmadan alana sürülmüş olmaları zaten kendi içinde birtakım soru işaretleri barındırıyor. Artık derelerimizin önüne set çekildi, balıklarımızın yüzeceği su bırakmadılar. Uçan kuşlarımızın yuva kuracağı ağaç bırakmadılar ve çocuklarımızın doyasıya gözleriyle ağaçları seyredeceği ağaç bırakmadılar."