Sona bırakılacak sözü baştan edeyim: Cumhuriyet Halk Partisinde kimi kanatlar, Gaye Usluer’e yönelik ihraç talebine hazırlanıyor.

Parti içi aidiyetin ve ortak çizginin muhafazası adına, Gaye Usluer’in tutumuna karşı yükselen ihraç talebini, geç kalmış bir disiplin refleksi olarak değerlendiriyorum. Keza Gaye Hanım bırakın parti çizgisini, kendi geçmişiyle dahi sık sık çelişen tutum ve beyanlarıyla tartışmalara yol açıyor.

Siyasi manevralarını vaktinde noktalamış olsaydı yahut gölge olacağı yerde güneşe çıkmasa, güneşe çıkacağı yerde gölgede kalmasaydı bugün gönüllerde ve akıllarda bambaşka bir mevkiye haiz olabilirdi.

Siyaset sahnesine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun en gözde vekillerinden biri olarak adım attı. Ardından yön değiştirdi; anahtar listeleri delen isimlerden biri olarak parti içi dengeleri sarstı. Bir süre sonra, rotasını tamamen değiştirerek Muharrem İnce’nin kurduğu yapıya geçti; burada hem Genel Başkan Vekilliği hem de Parti Sözcülüğü gibi en üst düzey görevleri üstlendi. Ancak siyaset sahnesindeki arayışı bitmedi.

Bu kez Özgür Özel’e destek veren coşkulu açıklamalarla yeniden yönünü değiştirdi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönüş yaptı. Bugün geldiği noktada ise, bir zamanlar yollarını ayırdığı Kılıçdaroğlu çizgisine, sanki hiç ayrılmamışçasına yeniden dahil olmuş görünüyor.

Kırgın değilmiş gibi, küskün değilmiş gibi…

Elbette Gaye Hanım, hekimlikteki başarıları ve akademideki saygınlığıyla hâlâ takdire şayandır. Ancak siyaset başka bir sahadır; burada saygıyı sadakatle, itibarı tutarlılıkla korursunuz.

Ne yazık ki Gaye Usluer, siyasi arenadaki itibarını, attığı adımlarla, değiştirdiği istikametlerle her geçen gün biraz daha yitiriyor. Siyasi sadakatin ve ilkesel duruşun her geçen gün daha da kıymet kazandığı bir dönemde, şahsi hesaplarla yürütülen zikzaklı yolculukların nihayetinde bıraktığı tek iz, hatırlanmak değil; sorgulanmaktır.

Demem odur ki, Gaye Usluer’e yönelik ihraç talepleri ne mesnetsizdir ne de sürpriz. Aksine, aldığım kulis bilgileri, bu yönde gerekli koordinasyonun çoktan sağlandığını ve sürecin adım adım ilerlediğini gösteriyor. Kongre takviminin öne çekilmesi de bu süreci hızlandıran etkenlerden biri oldu. Zamanla izleyecek ve göreceğiz.